Ünlü Türk yazarı ve şairi Abdülhak Hamit Tarhan,
“Çocuğa kim demiş küçük şeydir,
Bir çocuk, belki en büyük şeydir.”
diyerek yaklaşıyor çocuk konusuna.
Ulu önder Mustafa Kemal'in hemen her alanda olduğu gibi çocuk konusunda son derece anlamlı, geleceği gören bilgece sözleri var:
“Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir” diyor.
“Çocuklar, bir ülkenin geleceğidir.” Eklemesini yapıyor.
“Çocuk sevgisi”nin, “bir gereksinim” olduğunu söyleyerek, “Vatanı korumak, çocukları korumakla mümkündür.” diyerek onları korumaya alıyor.
“Çocuklar, her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır.” Diyerek de koruyucu, kollayıcı tavrını genişleterek sürdürüyor.
NEDEN 23 NİSAN?
23 Nisan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ulusal bayramıdır. Temel düşünce, Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sırasında, yurt savunması sırasında cephelerde babalarını, yakınlarını kaybeden çocukların toplumca sahiplenilmesi, cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olması esprisine dayandırılması anlayışıdır.
Dünyada çocuklarına bayram hediye eden, bu bayramı tüm dünya çocukları ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir. 23 Nisan, dünyada geniş katılımla kutlanan ilk çocuk bayramı olmuştur. Bu Bayram, ayrıca ulusal egemenlik kavramına vurgu yaptığı, egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusa ait olduğunu pekiştirdiği için de bizim için önemlidir.
Dünya üzerinde çocuklarına bayram armağan eden tek ülkenin bizim ülkemiz olduğunu biliyor musunuz? Bu az şey midir? Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı gün olan 23 Nisan, kendi küllerinden doğmasının ve halkın kendi kendini yönetimi demek olan Cumhuriyetin kurulmasının ardından ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk çocuklara ulusal bayram olarak armağan edilmiştir. 23 Nisan, dünya çapında kutlanan ilk ve tek çocuk bayramı olarak dünya toplumsal tarihinde önemli yerini almıştır.
Her yıl, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan bu bayram, dünyanın pek çok yerinden gelen çocukların düzenlenen törenlere katılması ve gelenek ve göreneklerini yansıtmaları, kaynaşmalarıyla dünya barışına katkı koymaya başlamıştır.
Ne yazık ki, bu yıl (2020 yılı) “korona” salgını nedeniyle çoluk çocuk evlere kapanmak zorunda kalmamız nedeniyle, 1920 yılından bu yana belki de ilk kez sokaklara taşmadan, cıvıl cıvıl giysileri, oyunları, dansları, şarkıları, marşları ve rontları ile çocukları buluşturmadan geçeceğe benziyor. Bu da doğal olarak içimize sinmiyor. Evde içimiz kabarıyor. Bu dizi yazıyı yazmamızın nedeni de bu zaten.
20 yüzyılın lideri olarak kabul edilen Atatürk, Türk toplumunun gelecekteki güvencesi olduğuna gönülden inandığı çocuklara olan sevgisini, inancını ve sonsuz güvenini göstererek sadece çocuklara özgü bir bayram oluşturmuştur.
Yukardaki sözlerinden de anlaşılacağı üzere ayrımsız tüm çocuklara bu denli çok değer veren bir başka lidere, bir başka ulusa rastlamak mümkün değildir.
Mustafa Kemal, bu bayramla Türk çocuklarının ülkenin en değerli varlıkları olduğunu, geleceğin güvencesi olduklarını, tüm dünyaya göstermek istemiş, bunu da onlara özgü bir bayram armağan ederek pek güzel başarmıştır.
İnanıyoruz ki, Türk çocukları, çok çalışarak, atalarına layık bir biçimde, toplumsal gelişime ellerinden gelen katkıyı sağlayarak, Türk ulusunun geleceğe umutla bakmasını, aydınlık ufuklara doğru doludizgin gitmesini, çağdaş uygarlık yolunda azim ve kararlılıkla ilerlemesini olanaklı ve daim kılacaklardır. Bizim onlara olan inancımızı boşa çıkartmayacaklardır. Türk çocukları, çok sevdikleri, yolunu yol bildikleri Atalarına asla ihanet etmeyeceklerdir.
Salgın tehlikesi geçtikten sonra da ataya layık çocuklar olduklarını, ülkeyi gönendirme görevinin kendilerinde olduğunu, bunun da kendini iyi yetiştirmekten geçtiğini bilecek ve gereğini yapacaklardır. Gerekli çağdaş eğitimi alacak, Batı uygarlığını geçmek üzere yollarına devam edeceklerdir. Akıl ve bilim rehberleri olacaktır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sadece ülke çocuklarını değil, tüm dünya çocuklarını bir araya getirecek, onları birbirleri ile kucaklatıp, karıştırıp kaynaştıracak çapta büyük bir olaydır. Kısacası, ülkenin geleceği Türk çocuklarının güvencesi altındadır. Bu aynı zamanda dünya çocuklarının da güvencesi olmaya adaydır. Öyle de olması uygundur.
23 Nisan, görünüş olarak ulusal görünse de, aslında evrensel bir olay olup, barış ve kardeşlik çerçevesinde tüm dünya çocuklarını kucaklaştırma işlevindedir.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve kurtuluş mücadelesine başladığı günden esinlenerek kutlanmaya başlanmıştır.
Bu bayram, 27 Mayıs 1935 tarihinde ilk kez, 23 Nisan günü, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak anılmaya ve yoğun katılımla ve coşkuyla kutlanılmaya başlanmıştır.
UNESCO 1979 yılını “çocuk yılı” olarak ilan etmiş ve o tarihten sonra bayrama giderek artan biçimde uluslararası bir nitelik kazandırılmıştır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm dünyada, Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklara armağan edilen ilk ve tek ulusal bayramı olarak kabul edilmektedir. Ulu önder Atatürk'ün, başlangıçta sadece Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram, daha sonraları, dünya çocukları arasındaki sevgi ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmek ve dünya barışına katkı için, uluslararası düzeye getirilmiştir.
Bayram kutlamaları için değişik kıtalardan ve farklı ülkelerden yurdumuza gelen çocuklar, kutlamalar boyunca gönüllü ailelerin evlerinde konuk edilmektedirler. İlk uluslararası organizasyonun yapıldığı 1979 yılında sadece 6 ülkenin katılması ile gerçekleştirilen uluslararası törenlere, kurulduğu günden bu yana 87 ülkenin çocukları iştirak etmiş ve toplam 20 bini geçkin sayıda çocuk ülkemizde ağırlanmıştır. Bu buluşmalar sayesinde ülkelerarası kardeşlik duygusu pekiştirilmiştir. Bize, konukseverliğimize, barışseverliğimize yakışan yapılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukları ne kadar sevdiği dost düşman herkes tarafından çok çok iyi bilinmektedir. Mustafa Kemal, bugünün küçüklerini, yarının büyükleri olarak algılamaktadır. Atatürk, her dönemde ve her fırsatta, çocukları eğitmeyi, ama iyi eğitmeyi, daha sonra toplumun hizmetine sokmayı, sorumluluk vermeyi amaç edinmiştir. Bunun için de yaşadığı sürece elinden gelen her şeyi yapmıştır.
Geleneksel olarak her 23 Nisan da yönetici koltuklarına oturarak simgesel de olsa ülke yönetimine soyunan ve çalışanlara çeşitli direktifler (yönergeler) veren bugünün çocukları, yarının yöneticileri olarak üzerlerine düşeni yapacak eğitimi alıyor, donanımlı hale geliyor görüntüsü vermektedirler.
Bu simgesel uygulama, “İlerde ben de sorumluluk almaya hazırım, demokratik bir toplumda herkes istediği her mesleği seçebilir, yetenekleri doğrultusunda ilerleyebilir, cumhurbaşkanı bile olabilir.” mesajını vermektedir. Bundan daha güzel bir mesaj, daha demokratik bir yaklaşım olabilir mi?
O zaman biz büyüklere düşen görev, geleceğin güvencesi durumunda olan çocuklarımızı bugünden geleceğe iyi hazırlamak, onları en iyi biçimde eğitmek, ulusal bilinç kazandırmaktır. Ancak o zaman, gururla “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyebiliriz. Özümüzü bozmadan, kimlik ve kişilik değiştirmeden ancak o zaman dünya ile barış ortak paydasında bütünleşebiliriz. Barış ve kardeşliğe katkı koyabiliriz. Bayramınız kutlu olsun.
22 Nisan 2020, Antalya