Hepimizin tek yürek olduğumuz ve karşılıksız sevdiğimiz, sonsuz saygı duyduğumuz, gerçek atamız saydığımız Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'yi tüm kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş bir önder, örnek bir Türk büyüğüdür.
Ölümünden sonra O'nun büyüklüğünü simgeleyen, onu temsil edecek, ilke ve devrimlerini yansıtacak, fikir ve düşüncelerini anlatacak, yaşatacak, O’na yaraşır bir anıtmezar yapmayı Türk ulusu görev edinmiş ve el ve gönül birliği ile gerçekleştirmiştir. Anıtkabir, işte böyle oluşmuştur.
Ölüm yıldönümünde büyük atamızı sevgiyle, saygıyla anıyor, onu bir kez daha artan hasretle kucaklıyoruz. Vatan sana minnettardır, diyoruz. Ölmediğini, kalbimizde yaşadığını söylüyoruz.
SORU-YANIT ANITKABİR
Soru 1: “Mozole” nedir?
Yanıt 1: “Mozole” sözcüğü, Anadolu’nun batısında Karya bölgesinde başkent Halikarnas’ta (Bodrum’da) Karya kraliçesi 2. Artemisia tarafından kocası kral “Mausolos” adına yaptırılan ve “Dünyanın Yedi Harikası” arasında sayılan görkemli mezara verilen addır. Köken olarak “kar” dilindendir. Mozole sözcüğü, tüm dünya dillerine oradan yayılmıştır, Anadolu kökenlidir.
Soru 2: Anadolu coğrafyasında son yüzyıl içinde yapılan en büyük, en görkemli anıtmezar (mozole) hangisidir?
Yanıt 2: Yaşadığımız yüzyılın Anadolu’daki en büyük anıtmezarı büyük Atatürk adına yapılan Rasattepe’deki (Anıttepe’deki) görkemli mezardır. Toplam 750 dönümlük bir alanda yayılan Anıtkabir'in 120 dönümü anıt yapılardan (anıt blokundan) geriye kalan 630 dönümlük alan yapı bloklarının çevresinde yer alan “Barış Parkı”ndan oluşmaktadır.
Soru 3: Adına anıtkabir (anıtmezar) yapılan Mustafa Kemal Atatürk kimdir?
Yanıt 3: Mustafa Kemal, bağımsızlığı karakterinin bir parçası sayan, Kurtuluş Savaşı'nın yılmaz komutanı, Türk ulusu için bir yaşam savaşı olan Kurtuluş Savaşı’nı, kesin zafere giden yolda çok sayıda meydan savaşı kazanan kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı, çağdaş bir ulus oluşturmak adına art arda reformlar yapan gerçek bir devrimci, her alanda yurdum insanına rehberlik yapan bir başöğretmendir. Kitaplara sığmayacak, hakkında binlerce kitap yazılan, değişik yönleriyle incelenen Mustafa Kemal, çok özlü bir ifade ile budur. Türkün atasıdır. Bizden biridir.
Türkün büyük atası, 57 yıllık ömrüne inanılmaz işler sığdırmış ve 10 Kasım 1938 tarihinde oldukça genç yaşta aramızdan ayrılmıştır. Yurdumuz için, insanımız için yaptıkları ile kimi haddini bilmezlerin yaptığı gibi saygısızlığı değil, edepsizliği değil, en büyük saygıyı, sevgiyi hak etmiş bir Türk büyüğüdür. Ulusun onurudur. Yüz akıdır. Atasıdır.
Soru 4: Mustafa Kemal’in ölümünden sonra ilaçlanan naaşı 1938 tarihinden Anıtkabir’in tamamlandığı 1953 yılına kadar geçici süre ile nerede muhafaza edilmiştir?
Yanıt 4: Mustafa Kemal’in naaşı, Anıtkabir’e nakledilene kadar başkent Ankara’da bulunan Etnoğrafya Müzesi içinde kendisine ayrılan özel bir bölümde korunmuştur.
Soru 5: Türk halkı adına görev yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hangi gerekçe ile Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk adına bir anıtmezar yaptırma kararı almış ve uygulamıştır?
Yanıt 5: Türk halkı ve onların temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi, yaptığı devrimlerle ülkemizi tüm kurum ve kuruluşları ile çağdaş uygarlığın saygın bir üyesi yapan önderlerine uygun bir alana görkemli bir anıtmezar yapılmasına karar vererek değerbilir olduğunu göstermiş, gereğini de yapmıştır.
Atanın büyük anısına yaraşır bir anıtkabir yaptırılarak, ulus için yaptıklarının gereği gibi temsil edilmesi, ilke ve devrimlerinin yaşatılması, gelecek kuşaklara yansıtılması amaçlanmıştır. Onun çağdaşlaşma anlayışı, Türk ulusuna gösterdiği hedefler, her alandaki duygu ve düşünceleri yaşatılmaya ve vurgulanmaya çalışılmış ve uygun alan aranmış, seçenekler değerlendirilerek en uygun yer seçilmiştir.
Soru 6: Anıtkabir yeri olarak seçenekler nelerdi?
Yanıt 6: Anıtkabir olarak düşünülen ve önerilen yerler arasında Ankara Kalesi, Çankaya Köşkü, Etnografya Müzesi, Atatürk Orman çiftliği, Büyük Millet Meclisi’nin arkasında bulunan “Kabatepe” olarak anılan yüksek irtifalı yer, Bakanlıklarda günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı'nın bulunduğu arsa (Güven parkının yanı), Eski Ziraat Mektebi, Gençlik Parkı, Altındağ’da “Hıdırlıktepe” ve son olarak Rasattepe (Anıttepe) önerilmiş ve en uygun yer olarak Rasattepe seçilmiştir.
Soru 7: Anıtkabir’in yeri nasıl seçildi? Hangi ölçütler değerlendirmeye alındı?
Yanıt 7: Ulu önder Atatürk ölünce, O’na yaraşır bir anıtmezar yaptırılması düşüncesi, bütün ulusumuzun ortak bir isteği olarak ortaya çıkmıştır. Atatürk, maddi olanakları olmasına karşın, yaşarken, kendisi için bir mezar yaptırmayı düşünmemiş, bunu aklına bile getirmemiştir. Ne var ki bu konuyu yakın çevresi zaman zaman gündeme getirmiştir.
Mustafa Kemal, istese, kendisi için gösterişli bir anıtmezar yaptırabilirdi, ama istemedi, üstüne üstlük ölmeden önce bütün malını, mülkünü, parasını, Türk ulusuna bağışladı. Olanakları ile bunu yapabilirdi ama yapmadı. O, yaşam boyu hizmetinde olduğu ulusun ferasetine (anlayışına, sezgisine) inanıyor, güveniyor, yakışanı yapacağını biliyordu.
Atatürk, bilinçli bir insandı. Bir devlet büyüğünün zorlamalarla büyümeyeceğine, sayılıp sevilmeyeceğine, gördüğü hizmetlerin karşılığını alacağına inanıyordu.
Onun için yurda hizmet asıldı. Vatana aşkla hizmet eden gereken sevgiyi görür, unutulmazdı. Düşüncesi buydu.
Atatürk, kendisine anıtmezar yaptırmadığı gibi, gömüleceği yer için de herhangi bir istekte, yer gösteriminde bulunmamış, “Milletim nereye isterse, beni oraya gömsün.” demiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra birkaç kez konu gündeme geldiğinde, Atatürk: “Elbet bir gün öleceğim, beni Çankaya’ya gömer, orada hatıramı (anılarımı) yaşatırsınız.” İfadesini kullanmıştır.
Bir başka akşam sofrada Ata’nın gömüleceği yer üzerinde durulmuş, sofradaki arkadaşlarından biri, Ulus Meydanı’ndan İstasyon’a giden yol üzerinde, kavşakta bulunan yuvarlak yerin en uygun yer olduğunu söylemiş, Atatürk, o görüşe itiraz ederek, “İyi ve kalabalık bir yer, ama ben böyle bir yeri milletime vasiyet edemem” demiştir.
O gün sofrada bulunanlardan biri, Atatürk’ün sınır boylarından getirilecek topraklar içine yatırılmasını ileri sürmüş, bu sözler üzerine oldukça duygulanan Atatürk, Âfet İnan’a dönerek, “Bunu Unutma!” demiştir.
Atatürk’ün “Beni, milletim nereye isterse oraya gömsün.” sözünden hareketle, ulu önderin gömüleceği yeri ulusun seçmesi en uygun, en doğal olanıydı.
Aslında “Atatürk’ün yattığı yer, Türk ulusu’nun minnet dolu kalbidir” inancında olan halkın meclisi, anıt yerinin seçilmesi maksadı ile bir komisyon oluşturdu. Komisyon, bütün önerilerin artı ve eksilerini göz önüne alarak en uygun yer olarak Rasattepe’yi (Anıttepe’yi) seçti.
Rasattepe, gelişmekte olan başkentin tam ortasındaydı. Çevresi boştu. Burada yapılacak Anıtkabir, çok uzaklardan bile görülebilirdi.Kente hakim bir konumdaydı.
Rasattepe’nin gerçekten özel bir konumu vardı. Hızla gelişmekte olan başkent Ankara’nın genel görünüşüne de en uygun yer burası idi. Bir ucu Dikmen’de, öteki ucu Etlik’te olan bir hilalin (yarımayın) tam ortasında, bir yıldız gibi duruyordu. Ankara, hilalin gövdesini oluşturuyordu. Anıtkabir, Rasattepe üzerine inşa edilirse, Ankara, kollarını açarak sanki ulu önder Atatürk’ü sarıp sarmalıyor, kucaklıyor görünecekti.
Atatürk, ulusun bağımsızlığını temsil eden Türk bayrağında yer alan hilalin ucundaki yıldızının ortasına yatırılmış olacaktı. Simgesel de olsa, bayrakla birleşecekti. Anlamına anlam katılacaktı.
Soru 8: Tepenin adı neden “RASATTEPE” idi?
Yanıt 8: Tepe üzerine Anıtkabir yapılmadan önce bir rasat istasyonu vardı. O nedenle, tepenin adı “Rasattepe” idi. Sonradan, anıtmezarın yapılması nedeniyle tepeye “anıttepe” adı verilmiştir.
Soru 9: Tepe üzerinde önceden kalma tarihi bir yapılanma var mıydı?
Yanıt 9: Vardı. Bu tepe, aslında Frig dönemine ait bir Tümülüs idi. (Tümülüs=Çatısının üstü yığma toprak örtülü büyük mezar. YAS) M.Ö. 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran ve başkentleri Ankara yakınlarında Gordion (Yassıhöyük) olan Friglere ait tümülüsler (üstü örtülü mezar yapıları) bulunuyordu.
Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması, temizlenmesi için öncelikle bölgede arkeolojik kazılar yapılması gerekli idi. Kazıları Ankara Üniversitesi arkeoloji bölümü profesörlerinden, benim de 60 lı yıllarda rehberlik kurslarında hocam olan Tahsin Özgüç yaptı. Kazılar sırasında bulduğu tarihi eserleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne kazandırdı. (Buluntuların bir kısmı bugün müzede sergilenmekte, bir kısmı müze depolarında tutulmaktadır. Sevgili Özgüç, bize Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde o zamanlar kazı başkanlığını yaptığı Kayseri Kaniş örenini anlatmıştı. Kendisini rahmetle anıyorum. YAS)
Soru 10: Rasattepe’nin (Anıttepe’nin) yer seçiminde Atatürk’ün doğrudan etkisi olmuş mudur?
Yanıt 10: Doğrudan olmasa da bu soruya kısmen “evet” diyebiliriz.
Anıtkabir yapılmadan önce orada bir rasat (gözlem) istasyonu olduğunu, bugün mozolenin bulunduğu “Anıttepe” olarak anılan yerin asıl adının “Rasattepe” olduğunu biliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, ölmeden önce bölgeye yaptığı bir gezi sırasında tepeyi görmüş ve “Bu tepe, ne güzel bir anıt yeri” olur demiştir. Onun bu sözleri, anıt için yer seçimi aşamasına gelindiğinde göz önüne alınmıştır. Önerilmiş ve kabul görmüştür.
Burada bir rehber olarak benim bir çekincem var. Atatürk, burada önceden bir Frig mezarı (tümülüs) olduğunu biliyor muydu? Biliyorsa, buna izin verir miydi? Tarihe, arkeolojik kazılara bu kadar meraklı bir büyük insanın, kazılar yapmak üzere çok sayıda insanı yurt dışına eğitim için gönderen bir insanın bir başka gerekçe ile tarihi kalıntının yok edilerek, kendisine anıtmezar yapılmasına izin verir miydi? Ben kendi payıma buna evet diyeceği düşüncesinde değilim. İçten kanaatim budur. O, tarihe, tarihi değerlere, onların korunmasına son derece önem veren yapıda bir insandı. Kesinlikle evet demezdi düşüncesindeyim.
Soru 11: Anıttepe’de bulunan mimari elemanlar ve diğer seçimler rastgele mi yoksa bilinçle mi yapılmıştır?
Yanıt 11: Anıtkabir bünyesinde yer alan “Barış Parkı” ve yapı blokunda yer alan tüm mimari unsurlar, ince ince düşünülerek, farklı anlamlar taşıyarak yerlerine konulmuşlardır. Buna Anıtkabir'i oluşturan, barış parkı, farklı işlevleri olan kuleler, Aslanlı Yol, tören alanı, heykeller, kabartmalar, lahtin bulunduğu mozole, mozaik süslemeler, bayrak, müze, mezar odası, kısacası anıtkabir bünyesinde ne varsa her şey dahildir.
Bütün bu açıklamaları bir gazete sayfasına sığdırmak ne yazık ki olası değildir. Bunu takdir edersiniz diye düşünüyorum. Onları fırsat buldukça ayrıntılı biçimde ele almayı düşünerek, yazımızı bugünlük noktalayalım. İlerde “Barış Parkı” ile başlayarak devam ederiz. Düşünceleri ile yaşayan Mustafa Kemal gibi bir lidere sahip olmakla şanslıyız, Onu ufkun ötesini gören düşünceleri ile yaşatmayı görev bilelim, sonsuz huzur içinde olsun, diyelim, ölüm yıldönümünde O’na saygımız sonsuz, onu da dillendirelim.