Antalya, kadın yönetici çıkartma konusunda en az bin yıllık geçmişe sahip. Kararlı, enerjik, cömert, özverili ve çalışkan tavrıyla, ayrımsız tüm Perge halkı tarafından çok sevilen ve “kentin kızı” olarak anılan Plankia Magna’dan bu yana hayli deneyim sahibi. O, dünyanın adı bilinen ilk belediye başkanı olarak tanınıyor. Perge antik kentinin inşasında,büyütülmesinde büyük paysahibi.
Ne yazık ki, geçen zaman bu topraklarda kadını hakettiği yerden uzaklaştırarak erkek egemen toplumda ikinci plana düşürmüş. Sanki yönetim işi salt erkeklere aitmiş gibi durum yaratılmış, kadınlar da buna itiraz etmek yerine durumu kabullenmiş görünmüşler. Doğru mu? Değil.
Kadın eli değen her yerde, tertip, düzen, temizlik vardır.
Kadınlar da neden güven eksikliği var, neden aday olmaya korkuyorlar, çekinceleri nelerdir, bunları gidermek ve en azından yarı yarıya kadınları bu göreve hazır hale getirmek ve şans vermek gerekir.
Antalya’nın beş merkez ilçesinde beş kadın başkan olsa, kötü mü olur? Hele büyük şehir belediye başkanlığı koltuğuna bir kadın başkan oturursa ballı börek, kaymaklı kadayıf olmazmı? Bundan kentin ve ilçelerin karlı çıkacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Bir önceki yerel seçimlerde (2014 yılı) kent çapında toplam 444 meclis üyesinden sadece onda biri (44 kişi) kadındı. Aslında bu rakamın kadınlar lehine % 51 (en az 225 kişi) olması gerekir. 100 den fazla belediye meclis üyesine sahip olan Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde de en az 50 kişinin kadınlardan oluşması gerekir. Kadınlardan yurda, kente bir fenalık gelmeyeceği bilinmelidir. Burada anlaşılması zor olan durum, kadınların yukarda sözkonusu ettiğimiz en az % 50 lik kontenjanı elinin tersiyle itmesidir. Kadınlar neden bu kadar teslimiyetçi davranır, bunu anlamak gerçekten zordur.
Aile bütçesi söz konusu olduğunda, çocukların bakımı ve eğitimi gündeme geldiğinde, kadınların erkeklere nazaran çok daha duyarlı ve titiz oldukları, konuyu önemsedikleri ve gereğini en kısa zamanda yaptıkları bilinmektedir.
Karar aşamasında kadınların söz sahibi olması aile bütçesi için ekonomik anlamda büyük yarar sağlar.
Atalarımızın, bu işte kadın parmağı var, bu işe kadın eli değmiş dedikleri pek çok durum vardır. Bu olumlu anlamda kadının yapılan işe olumlu katkısını içermektedir.
Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum demektir. Bir yerde kadın varsa, orada öncelikli olarak iç disiplin ve iş disiplini, düzen, tertip, planlı program çalışma ve üretim vardır.
Proje vardır, projenin takibi ve değerlendirmesi, aksaklıkların giderilmesi vardır. Bunlar bir araya geldiğinde ancak başarıdan söz edilebilir. Kadının yönetime kibarlık katacağı, nezaket getireceği, saygı ve sevgiyi artıracağı nerdeyse kesindir.
Her aşamada üreten, çalışan, emek veren kadın,
donanımı, ele aldığı konuya olan hakimiyeti (egemen oluşu) ile, daha çok sayıda temsil edilmeyi haketmektedirler.
Olması gereken şey, kadına her alanda çok daha fazla temsil hakkı verilmelidir. Buna, tek kişinin iki dudağı arasında alacağı bir şekilde karar verilemez. İnisiyatif salt erkeğe bırakılamaz. Alınan her kararaşeffafolmalıdır .
Eşit temsil, nüfusa orantılı temsil esas alınmalıdır.
Parti gözetmeden siyasete özellikle yerel yönetime kadın eli değmesi gereksinim değil, adeta zorunluluktur. Onlar kadın öngörüsü ve içgüdüsü ile ileriyi görür, yapılması gerekeni yapar, durulacak yerde durur, anaç tavırla toplumun tümünü kucaklar, kimseyi ötekileştirmez, üvey evlat muamelesi yapmaz, daha çok çalışır, iş üretir. Az laf üretir. Verilen her görevi hak eder, hakkıyla da yapar. Kavga etmek, ağız dalaşı yapmak, düşmanlık tohumları ekmek yerine, ortak akıldan yana tavır koyar, analığın gereğini yapar. Onun için yönetimde ne kadar çok kadın olursa, toplum için, kent için o kadar iyi olur. Türkiye o zaman daha çok huzur bulur.
Sonsöz: Sevgili Hanımlar: Daha çok sayıda aday olun, bizler de sizleri alkışlayalım, başarılarınızla gurur duyalım. Kentimizde sayenizde daha iyi yönetilsin. Şimdiden kolay gelsin.