MELTEM ESİNTİSİ

Çanakkale Savaşı, Hurafe mi, Gerçek mi? 5

Savaş, taktik demektir. Eğitim, bilim ve teknoloji ve hazırlık işidir. Basit biçimde ifade edecek olursak, saldıran düşmanın hücum planını çözümleme, onu durduracak karşı planı hazırlama, caydırma ya da vazgeçirme eylemidir savaş.

Yanlış yapan, eksik ya da yarım yapan, gücünü akıllıca kullanmayan, ağır kalan, hamle yapmakta geç kalan, karar almada ve uygulamada uyuşuk davranarak, karşı tarafa zaman kazandıran taraf, ya savaşı kaybeder, ya da sonunda ağır bedel öder.

Buna, tarih boyunca Makedonyalı Büyük İskender’den, Pers imparatoru Darius’a, Hitit Kralı Muvatalli’den Mısır Firavunu 2. Ramses’e, Bizans kralı Romen Diyojen’den Selçuklu Sultanı Alpaslan’a, çağ başlatan Fatih Sultan Mehmed’e, 20. Yüzyıla damgasını vuran Mustafa Kemal’e kadar çok sayıda örnek verilebilir.

Amaç, çok basit bir biçimde düşmana, stratejik hata yaptırmak, yapılan hataları öngörüp, gerekli karşı önlemleri zamanında alarak onları vazgeçirmektir. Savaşın gidişatını kendi lehine çevirmektir. Caydırmaktır.

İngilizlerin Çanakkale Boğaz geçişini hafife almaları, kendilerini büyük görüp, Osmanlı’yı küçümsemeleri, göstere göstere saldırıya geçmeleri, Osmanlı’nın da buna karşılık Boğazın her iki yakasında yer alan kale, tabya ve bataryaları, yeterince güçlendirecek kadar zaman kazanması, gerekli hazırlıkları yapacak fırsatı ve zamanı bulması, İtilaf Devletleri’nin denenmiş taktiklerden yararlanma gibi kimi askeri yanlışlara düşmesi (Troya Savaşı, Agamemnon, Tahta at gibi bilinen taktiklere başvurması) yanlış hedeflere kilitlenmesi, destek üslerini Mısır gibi Boğaz’a oldukça uzak bir bölgede kurmaları, Anzaklar gibi destek birliklerde eşgüdüm sağlanmasında bozukluklar oluşması, geç kalınması, askerlerin ne gerekçe ile savaştıklarını bilmemeleri, su sorunu, yaşanan sıtma salgını, saldırı zamanının tesbitinde yaşanan gecikmeler ve bizim yurt savunmasını kutsal bilmemiz gibi nedenler, savaşın bizim leyhimize dönmesine neden olmuştur.

Savaş karşı tarafı dezavantajlı duruma düşürmedir. Kararlılık işidir. Askere anında süngü taktırıp, yere yatırma işidir. Saldırı yapılacak, savunma yapılacak zamanı iyi kestirme, savunulacak yeri iyi seçme, geciktirmeden yapma işidir.

Bütün bunlar, başta Mustafa Kemal olmak üzere sıradışı bir komuta heyetinin, olanaksızlıklar rağmen, vatanı koruma azminin sonucudur. Kısacası, satılmış, kiralanmış kalemlerin, yok göstereceği kadar küçük ve önemsiz işler değildir.

Topraklarına saldıranlara karşı haklı olarak yurtlarını savunan Türklerin başarısı, sayıca az olmasına, ellerindeki malzeme son derece yetersiz ve demode olmasına karşın, kısıtlı malzemeyi doğru kullanmakla mümkün olabilmiştir. 
Kurgu değildir, savaşanın özverisidir. 
Kurgularsanız, senaryosunu yazarsanız, filmini çeker, insanları öyle koşullandırmaya çalışırsanız olur belki ama, hiç bir düşman askerini, hiç bir bulutun yutmasına olanak yoktur. Yer çekimi denen bir yasa vardır. Hortum olsa kaldırsa bile, bir başka yere düşmesi gerekir. Safsata olmayan, hurafelere prim vermeyen bilim böyle diyor. Toptan kayboldularsa, toptan öldürülmüşlerdir. Toptan esir edilmişlerdir.

Savaştan başarısız biçimde ayrılan ve istifa etmek zorunda kalan Windson Churchill, başarısızlığa bir bahane bulmak, onu makul ve kabul edilebilir kılmak üzere, Norfolk Alayının bulutlara sarılarak kaybolmasına göz yummuştur. İngiliz kamuyoyunun daha fazla tepkisini çekmemek için, tanrının bu savaşta kendilerinden yana olmadığını, Türk ulusunun Mustafa Kemal gibi bir dahi yetiştirerek karşılarına çıktığını söyleyerek, başarısızlıklarına kılıf aramıştır. (O bile Mustafa Kemal’in hakkını teslim ediyor, açıklamaları ile. YAS)

Tanrının her zaman mazlumun yanında yer alması gerekmez mi? Neden savaş kazandıklarında kendilerine yardımcı oluyor da, kaybettiklerinde karşılarında oluyor? Bu da aslında tanrıyı bir biçimde yandaş kılmak, yanına çekmek çabası değil mi? Bu da bir çeşit insanların gözünü boyama çabası değil mi? Dini, tanrıyı alet ettikten sonra İngiliz olmuş, olmamış ne farkeder?

Cansiperane kazanılan böylesine yaşamsal bir zaferi yok sayarak, küçümseyerek, vatanları için canlarından vazgeçen insanları, şehitleri görmezden gelerek, çeşitli demagojilerle, kışkırtma ve provokasyonlarla, propagandaya yönelik olarak, sürekli dinsel temaları işleyerek, beslendikleri kaynakları desteklemekte, buna kimi resmi kurumlarda ne yazık ki aracı olmaktadırlar.

Kesinkes, bilinmesi gereken şudur. Mustafa Kemal ve Çanakkale’de savaşan pek çok komutan, baştan sona birer gerçektir. Mehmetçik, onların emir komutası altında olağanüstü işler başarmıştır. Erinden komutanına tüm Mehmetçikler birer gerçektir. Vatan onların sayesinde kurtulmuş, Çanakkale, onların sayesinde geçilmez kılınmıştır.

İki büyük büyük dedesi de Çanakkale’de savaşmış, biri orada kalmış bir torun olarak biliyorum ki, savaşa katılan insanlarımızın karşılıksız, katışıksız yurt sevgisi olmasaydı, sağlam yapıları, kararlılıkları olmasa, yurtlarını koruma azim ve inaçları olmasa, bu savaş asla kazanılamazdı. Bu topraklar,o zaman Johnylerin, Georgeların, Tonylerin, Fransuvaların, Mişellerin, eline geçerdi. Bizler de çok öncelerden başlayarak avcumuzu yalardık.

Öyleyse yapılacak nedir?

Ya okuyup, inceleyip, gerçekleri olduğu gibi kabul edeceğiz ve “Beni de bir Türk anası doğurmadı mı? “Atatürk bizden biridir.” “Gerektiğinde ben de bir Mustafa Kemal olabilirim. 
Ulusun başı sıkıştığında, bir Türk anası yeni bir Mustafa Kemal daha doğurur.” diyeceğiz, ya da bize dayatıldığı gibi kara cübbeli, yeşil sarıklı, saçları belinde, saçı sakalına karışmış, insanların daha fazla öbür dünya işlerini bırakıp, laikliği bir kenara bırakıp, bu dünya işlerine burunlarını sokmalarına, insanları dinle, hurafelerle aldatmalarına göz yumacağız. Karar sizin. Oy sizin.

Yayın Tarihi
24.03.2016
Bu makale 1649 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!