Çanakkale Destanı, birilerinin bilerek isteyerek, uyduruk masallara hurafelere bağlanarak, erenler, evliyalar, nebiler, din uluları, tarafından değil, gerçekten ete kemiğe bürünmüş, Mehmetçik tarafından süngü ile yazılmış ve tarihe kazınmış destanlardır. Küçültülemez, lastik gibi bir tarafa sündürülüp, uzatılamaz. Çanakklae savaşları, bu tip insanların küçük ve kirli ağızlarına çok, ama çok büyük gelir.
Çanakkale Savaşı, evliyalarla, mucizelerle, uyduruk hurafelerle değil, yerli yabancı kimi aklıevvellerin, aklınca senaryo yazanların, ona inananların, kazanç kapısı olmuş durumdadır. Buna izin verilemez, göz yumulamaz. Türk halkı böyle safsatalarla uyutulamaz. Gerçekler gizlenemez.
Bu tip gerici çevreler, ağız birliği ederek diyorlarki, Çanakkale savaşını kazanan asker değil, hacı hoca takımıdır. Yeşil cübbeli, sarıklı evliyalar, erenler, bizim askerimize görünmeden, sadece düşman askerlerine görünüp, onlara gözdağı vererek, cephede görev yapmış, düşmanın attığı mermileri yeri gelmiş, havada tutmuş, gerisin geriye fırlatmış, düşmanı kendi mermisiyle vurmuş, gemileri batırmışlar. Yerseniz diyorlar.
Sadece Türk tarihinin değil, tüm dünya tarihinin en dramatic sonuçları olan savaşları arasında yer alan Çanakkale Savaşı'nın çeşitli dini hurafelere bulanarak anlatılması son derece yanlıştır. Tarihin bozulmasından, tersine yorumlanmasından başka anlam taşımamaktadır.
Gelin size kimi kitaplarda yer alan hurafelerden birkaç örnek verelim:
Yeşil cüppeliler geldi, mermileri havada tuttular! Cephenin hemen her yerinde onlar vardı ama, onları ancak düşman askerleri görüyorlardı. Düşmanın Arıburnu tepelerinde gökten yağmur gibi asker yağıyordu dedikleri o yeşil sarıklı evliyalardı. Yokuş aşağı hücum edenlerin ardı arkası kesilmiyordu. Evliyalar, bizim askerlerimize görünmüyorlardı. Ne sakıncası vardı, görünseler, askerimiz daha fazla motive olur, daha canla başla savaşırlardı.
Bizim askerlerimize görünseler, saldırgan düşmanın moralicini bozsalar, bizimkilere moral verseler daha güzel olmazmıydı? Hurafe yazanlara malum olan yeşil sarıklılar, neden canını dişine takan askerimize görünmüyor, bunun bir mantıklı açıklaması olabilir mi? Yok, çünkü uyduruk.
Dahası da var. Sadece evliyalar, erenler, din uluları ve nebiler değil, onların önderliğinde bölgede yaşayan bütün kuşlar, böcekler, hatta arılar bile düşman askerlerine savaş açmışlar. Onları bezdirmek, savaştan caydırmak için bölgede yaşayan hayvanlar da ellerinden geleni yapmışlar. Merak ediyorum, bu hayvanlar, savaşan insanları dost düşman diye nasıl ayırdılar. Bizi kayırırken, saldırgan askerleri sokup, ısırıp, hastalık bulaştırarak nasıl cezalandırdılar. Bizi nasıl korumaya aldılar?
Tepelerden aşağı atlayan, metrelerce yüksek yerlerden düşen askerlerimize tanrının izniyle, evliyaların yardımıyla hiçbir şey olmamış, incinmeden, yaralanmadan düştükleri yerlerden top gibi kalkıp, savaşa kaldıkları yerden devam etmişler.
Sarıklı ve yeşil cüppeli kısa boylu çok sayıda asker, sadece düşman askerlerine gözükmüş ve onları dehşet içinde bırakmışlar. Bu askerleri, ne yazık ki, Türk askerleri hiç bir biçimde görmemişlerdir. Neden kısa boyluydular diye bile bir sorgulama yok. Uzun boylu, şöyle iri gövdeli, cüsseli, pehlivan yapılı olsalardı, daha fazla korku vermezler miydi? Yükte hafif, pahada ağır olsun mu istendi acaba?
Bu başı sarıklı, yeşil cübbeli askerlerin (!), aynı anda iki yerde birden savaştıkları, hem Rusya cephesinde hem de Çanakkale Cephesi'nde savaştıkları görülmüş. Aynı anda iki yerde birden savaş, zıp orda, zıp burda. Yorulmak yok, uçmak yok, zaman farkı yok, çala kılıç savaşa devam var.
Kim görmüş? Yanıt yok. Bu birazda cahil insanlarımızı din adına daha fazla etkilemek, ve belli insanlara daha fazla insanüstü güç yüklemek, prim yaptırmak adına, “Kutsal topraklarda hoca efendiyi en ön safta namaz kılarken gördüm. Baktım bizim önümüzde şeytan taşlıyordu” anlatılarına benzemiyor mu?
Yaralı bir köpek, savaş sırasında izleyecekleri yolu Türk askerlerine göstermiş. Uydurukçular, olayı sanki Ergenekon destanı ile özdeşleştirip, kurdun yerine bu kez yaralı bir köpeği koyarak akıllarınca yaratıcı davranmışlar. Neden yaralı, da sağlam değil, neden aslan değil, geyik değil de köpek, bunların izahı yok.