24 Haziran seçimleri yaklaşıyor. Tüm partiler, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi için yurdun dört bir yanında koşuşturuyorlar. Seçim sonucunda ister iktidar, ister muhalefet partisi üyesi olsunlar, kültür ve sanat altyapısını oluşturmak zorundalar. En azından önemsemek ve gereğini yapmak zorundalar.
Ülkesini karşılıksız seven, insanına, gençliğine güvenen eğitimciler, kültür ve sanat altyapısının önemli olduğunu düşünen yurtsever insanlar olarak iyi niyetle kültür ve sanata yönelik aşağıdaki manifestoyu kamuoyu ve siyasi parti temsilcileri ile paylaşmak, dikkatlerini bu önemli konuya çekmek arzusunu duyuyoruz. İş işten geçmeden, "Aklın yolu birdir," "Aklınız varsa göle gidin", yoksa toplum olarak sıkıntısına sadece siz değil, hepimiz katlanmak zorunda kalırız, diyoruz.
İster iktidarda, ister muhalefette olsun hemen herkesin üzerinde fikir birliği ettiği konu, ülkemiz eğitim sisteminin geçen zaman içinde çöktüğü, istenen başarının bir türlü elde edilemediği, gerçeğidir. Bunda bilimden, kültür ve sanattan uzaklaşmanın, onu yok saymanın büyük payı olduğunu düşünüyoruz.
Türk toplumu için kültürel bir zenginlik olan kültürel haklar ve farklılıklar tam anlamıyla korunmalı, desteklenmeli ve geliştirilmelidir. Buna karşılık, asla etnik ve dini inançlar ön plana çıkartılarak, provoke edilmemeli, tek bayrak, tek millet denilerek üniter yapı korunmalı, her ortamda desteklenmelidir.
Bireyin kendini, düşüncesini ifade özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalıdır. Farklı düşündüğü için cezalandırılmamalıdır. Kültür ve sanat insanlarının, ifade özgürlüğü sağlanmalıdır.
Basında sansür kaldırılmalı, sansür ancak belli kurallara bağlanarak, yurdun, ulusal birliğe zarar verenler için işletilmelidir.
Vatandaşların, kültür ve sanata erişim ve katılım hakkı anayasal güvence altına alınmalı, bu konuda her türlü destek sağlanmalıdır.
Tüm vatandaşların kültür ve sanata erişimleri kolaylaştırılmalıdır.
Sanatçı, her devirde ve her yaşta korunmalı, sanatsal etkinlikler teşvik edilmelidir.
Kültür-sanat eserlerinin özgürce üretilmelerinin önünü açacak hukuki altyapı oluşturulmalı, çağdaş ilkeler doğrultusunda geliştirilmelidir.
Kültürel mirasa sahip çıkılmalı, gerekli koruma ve muhafaza önlemleri alınmalıdır. Çalınan kültür varlıkları ait oldukları topraklara geri getirilmelidir.
Tarihi, kültürel, sanatsal ya da geleneksel tüm kültürel varlıklar, listelenmeli, bakımları yapılmalı, gelecek kuşaklar için aslına uygun biçimde muhafaza edilmelidir.
Kent yerleşimlerinde tarihi ve kültürel dokunun ve yapıların özellikleri bozulmadan ortaya çıkarılması ve korunması sağlanmalıdır.
Yapılar, özelliklerine göre işlevlendirilmelidir. Vakıflar, özellikle bu konuda dikkatli davranmalıdır. Yapıların işlevleri dışında başka amaçlarla kullanılması kesinlikle önlenmelidir.
UNESCO Kültürel İfadelerin Çeşitliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi imzalanmalı ve derhal yürürlüğe sokulmalıdır. Göstermelik değil, uygulamalı olmalı, kaçış noktası bırakılmamalıdır.
Günümüzde yaşayan ya da kaybolan dillerde sanat eserlerinin üretilmesi ve sergilenmesine destek verilmeli, somut olmayan kültürel miras üzerinde önemle durulmalıdır. Ancak, etnik köken tartışması için gerekçe oluşturulmamalıdır. Zenginlik olarak düşünülmeli, dilden dile çevirileri yapılmalıdır. Yapılan çalışmalar, kültürel ve sanatsal zenginlik olarak kabul edilmelidir.
Ülkenin zenginliği olan kültürel çeşitliliğe yeterince önem verilmelidir. Kültürel miras, tüm unsurlarıyla korunmalı ve geliştirilmelidir. Kültür birikimdir, gelecek için yatırımdır.
Devlet Baba, kültür ve sanat politikası oluştururken, teşvik edici ve altyapı hazırlayıcı olmalı, kültür ve sanatı her vatandaş için özgürce uygulanabilir, kolayca yaşanabilir ve ulaşılabilir kılmalıdır.
Devletin kültür ve sanat alanında aşırı ve doğrudan müdahaleci olmaması gerekir. Her zaman destekleyici olması, niteliği artırıcı önlemler alması gerekmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kültür ve sanata özel önem verecek biçimde artırılması, yeterli kılınması, eğitim, yatırım ve tanıtımlara ayrılması gerekmektedir.
Birleştirilmek, kaldırılmak yerine “Kültür” ayrı bakanlık, “Turizm” ayrı bakanlık yapılmalıdır. Ülkenin tanıtımına gereken önem verilmelidir. Bunu da Turizm Bakanlığı ancak ayrı bakanlık olduğunda yapabilir.
Kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlenmesinden sorumlu ve yetkili bir sanat üst kurumu, bir sanat meclisi oluşturulmalı, üzerinde politik baskı ve müdahale olmamalıdır. Sanat kurumunda gerçek sanatçılara, alanında uzman kültür adamlarına ve akademisyenlere yer verilmelidir. Özerk bir yapılanmanın önü açılmalıdır.
Devletin, kesinlikle, bir kültür politikası ve stratejisi oluşturulmalı. Politika, ulusal, evrensel değerlere uygun, partilerüstü saygın ve tutarlı olmalıdır.
Sadece sanatçı değil, sanatseverlerin eğitimi de düşünülmeli, özellikle iş adamlarının, görgü ve bilgileri artırılarak, sanatı takip eder, sanat eseri alır, koleksiyon yapar, müze kurar hale getirilmeleri için çaba gösterilmelidir. Sanatsever ile sanatçıyı buluşturmak için kolaylıklar getirilmelidir. Varlıklı insanlar özel müzeler kurma konusunda teşvik edilmelidir.
Çıkarılacak yasalar, yapılacak düzenlemeler, tarafların katılımı ile ele alınmalıdır. Dayatıcı olmamalıdır.
Kültür-sanat aslında ürettiği ekonomik değerle ön plana çıkacak konuma getirilmelidir. Kültür ve sanat eserleri daha değerli ve nitelikli kılınmalıdır.
Kamu desteği, kültürel zenginliği ekonomik değere ve kaliteli üretime dönüştürme noktasında yoğunlaşmalıdır.
Sponsorluk yasasında çeşitli kolaylıklar getirilmelidir. Vergi oranı azaltılarak, şans oyunlarından pay ayrılarak, ören yeri girişlerinden pay ayrılarak, çözüm bulunabilir. Kültür ve sanat fonları oluşturularak, bağış sağlanmalıdır. Yatırım yapılmalı, ayrılan her kuruş, kültür ve sanata ve tanıtıma yatırılmalıdır.
Destek, sadece, ulusal, toplumsal, ahlaksal ve geleneksel ortak değerlerin korunmasına yönelik planlanmalı ve uygulanmalıdır. Laik uygulamada, tarikatlar, cemaatler kayırılmamalı, asla taraf tutulmamalı, ötekileştirme düşünülmemelidir. Herkes asıl işini, yapmalıdır.
Kültürel etkinliklerin nicelik ve nitelik bakımından artırılması ve yurt çapında yaygın kılınması düşünülmelidir.
Sanat dalları arasında ayırımcı davranılmamalı, hepsine eşit mesafede yaklaşılmalıdır.
Kültür ve sanat adamlarına ürettikleri sanat eserleri için vergi indirimi yapılması düşünülmelidir. Özellikle kitap yazma ve okuma ülke çapında teşvik edilmelidir. Hatta vergi alınmamalı, KDV sıfırlanmalı, gazete, dergi ve kitap okuyan toplum yaratılmalıdır. Okuma yazma bilen herkes okumaya özendirilmelidir.
Özel yetenekli öğrenciler, kesinkes yetenekleri doğrultusunda desteklenmelidir. Bu arada, kültür ve sanatta yaratıcılık her aşamada teşvik edilmelidir.
Toplumuyla ve tarihiyle barışık, kültür ve sanat insanlarının yetiştirilmesi düşünülmelidir.
Devlet, tüm sanat dallarında tarafsız ve eşit tavırlı olmalıdır. Kayırma, yandaş gözetme olmamalıdır. Liyakata önem verilmelidir.
Ulusal değerlere saygı duyan, onu gündeme alan, çevresine örnek olan, model oluşturan, kültür ve sanata hizmet eden sanatçılar, desteklenmeli, ödüllendirilmeli, sanat elçisi yapılmalıdır.
Kütüphane (kitap okuma, hızlı okuma), tiyatro (dramatizasyon) ve el sanatları, değişik dallarda sanat kursları açılmalı, sayıları artırılmalı, kurslar daha nitelikli kılınmalıdır.
Kültüre yönelik bilimsel araştırmalar, incelemeler ve bilimsel çalışmalar yapacak kurumlar ve müzeler yurt çapında yaygınlaştırılmalıdır.
Kültür-sanat etkinliklerinin gerçek işlevleriyle mahallelere köylere kadar ulaşması düşünülmelidir. Mekânların, çok fonksiyonlu olduğu kadar, hedeflenen kültür ve sanat etkinliğine yönelik olması da düşünülmelidir.
Kar amacı gütmeyen kültür ve sanat vakıfları, dernekler ve sivil toplum örgütleri kurulmalı ve desteklenmeli, doğru işlev görmeleri sağlanmalıdır.
Sanatçıların sosyal haklarına sahip çıkılmalı, örgütlü olmaları desteklenmelidir. Devlet, kurumsallığı, örgütlülüğü teşvik etmelidir.
Kültür ve sanat konularında veri toplanması, belge toplanması için bilimsel çalışmalara ve organizasyona ihtiyaç vardır. Envanter çalışmalarına önem verilmelidir.
Bireyin kişisel gelişimi açısından, kültür ve sanatın eğitim programlarında kapsamlı yer alması düşünülmelidir. Bu alanda da eğitim olanağı sağlanmalıdır. Verilecek eğitim, çağ dışı değil, tam tersine çağa ve çağın gereklerine uygun olmalıdır. Tüm sanat disiplinleri ve gelenekleri, eşitlikçi tavırla, özgür ve yaratıcı düşünmeye yönelten biçimde yeniden organize edilmelidir.
Bir plan dahilinde kitap okuma alışkanlığı yaygınlaştırılmalı, Türk ve dünya klasikleri okutulmalıdır. Literatür yakından takip edilmelidir.
Çağdaş, modern sanat müzeleri oluşturulmalıdır.
Kültür ve sanat merkezleri, amatör ve profesyonel sanatçıların sürekli eğitim gördüğü yerlere dönüştürülmeli, vardiyalı çalışmanın yolları aranmalıdır. Sanatçılar arasında iletişim ve bilgi paylaşımı sağlanmalıdır.
Eğitim kurumları, programlarında kültür ve sanata gereken önem verilmeli, başka dersler için zaman çalma düşünülmemelidir.
Güzel sanatlar eğitimi veren kültür ve sanat enstitüleri kurulmalı, her yaşa hitap edecek eğitimler verilmelidir. Yetenekli sanatçılara burs verilerek kendilerini yurt dışında geliştirmeleri olanağı sağlanmalıdır.
Ülkeyi yönetmeye talip olanların kültür ve sanata gereken önemi vermelerini talep ediyoruz. Söz konusu vatansa geriye kalan her şey teferruattır. Bilinmesini, ona göre davranılmasını istiyoruz. Vatana hizmeti önemseyerek siyasete soyunanlara başarılar diliyoruz.