Mustafa Kemal, ”Osmanlı Devleti, bir savaşa girmişken, ben Sofya'da askeri ataşe olarak elçilikte kalıp, rahat salon hayatı yaşayamazdım.” diyerek Osmanlı ordusunda aktif görev talep istemiş ve Tekirdağ’a gelerek, 19 . Tümeni kurma göreviyle savaşa hazırlanmaya başlamıştır.
Çanakkale Savaşı’nın başarı ile sonuçlanmasında bir asker olarak Mustafa Kemal'in zekası, askerlik bilgisi, komuta becerisi, yerli yabancı istisnasız herkesin kabul ettiği bir husustur.
Conkbayırı, Arıburnu ve Anafartalar muharebelerinde savaşın kaderinde belirleyici olan başarıların gösterilmesinde Mustafa Kemal'in askeri dehası ve öngörüsü olmasaydı, savaşın kaderi daha o zaman değişebilirdi. Bu nedenle, Çanakkale Savaşları’nın Mustafa Kemalsiz olması hayal bile edilemez, düşünülemez ve yazılamaz.
Çanakkale savaşlarını Mustafa Kemal ve arkadaşları olmadan, Mehmetçik olmadan kendilerince yazıp yorumlayanlar, konuyu yalan yanlış dillendirenler, ya aymazdırlar, ya da ülkemizin içinde çöreklenmiş, emperyal güçler adına borazan görevi üstlenmiş yurtseverlikle yakından uzaktan ilgisi alakası olmayan ruhları şeytana satılmış sürüngenlerdir.
Çanakkale Muharebelerinde savaşın akışını yönlendirmekle kalmayan Mustafa Kemal, sonradan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda da elini taşın altına koyarak, büyük sorumluluk almış, görevini büyük bir yurtseverlikle yerine getirmiş, Osmanlı’nın küllerinden yeni bir Cumhuriyet yaratmıştır.
Onu bugün anmayanlar, o zaman da yurt savunmasında etkin görev almak yerine kaçacak delik arıyor, gizli ya da aleni vatan hainliğine devam ediyorlardı.
Genç ihtiyar, kadın erkek bu ülkede barış ve huzur içinde yaşayan herkes, varlığını yüce Mustafa Kemal Atatürk'e borçlu olduğunu bilmesine, vicdani ve insani bir sorumluluk taşımak zorunda olmasına karşın, bunu bile isteye örtbas etme çabası güden gerici odak ve çevreler, Mustafa Kemal’i ve kahraman Mehmetçiklerini yok sayan yaklaşımlarıyla yurtseverlikten yoksun, sorumluluktan uzak bir tavır sergilemeye inatla devam etmektedirler. Bugün de aynı aymazlık bir biçimde devam ediyor. Ne var ki onu yadsıyan gerici unsurlar, kıymetbilir tavırlar ortaya koymaktan uzak tavırlar içinde davranmaktadırlar.
Türk ulusu şunu iyi bilmektedir ki, Mustafa Kemal olmadan, değil sadece Çanakkale Savaşlarını, yirminci yüzyıl tarihini bile yazmak mümkün değildir. Onsuz tarih yazmaya kalkışmak, ancak ülkeyi bölüp parçalamaya alet olmak demektir. Dolaylı da olsa durum böyledir. Beyhudedir.
Safsatalarla hurafelerle yazılan tarihin, şanlı tarihimize dinamit koymaktan farkı yoktur. Kuklalar, kuklacının dediklerini yapmakta, ellerini kollarını onun oynattığı kadarıyla oynatmaktadırlar. Kimileri de kemiklerini yaladıkları efendilerine, para kaynaklarına yaranmak adına kraldan fazla kralcı davranmaktadırlar.
Ulus önderi Mustafa Kemal’in önderliğinde büyük mücadele veren, ölümü göze alarak başarıyı sağlayan, insanların kanlarıyla canlarıyla yazdığı tarihimizi birilerinin ortaya çıkıp, bozmasına, yalan yanlış dilendirmesine izin vermemeliyiz. Gerekeni gereken zamanda yapmak, kendimize güvenmek, ve kaleler gibi dimdik durmak, şanlı tarihimize ve onu yazanlara sahip çıkmak zorundayız. Gün, o gündür.