Gün Ola Harman Ola

CHP, cumhurbaşkanı adayını önseçimle belirleme kararı aldı. Cumhurbaşkanı adayı seçiminin 30 Mart’ta yapılması planlanıyor. Bu karara destek verenler olduğu gibi karşı çıkanlar da var. İsmi adaylar arasında geçen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Seçim tarihi belli değilken neyi tartışacağız.” dedi.

Rahmetli Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” derdi. Gerçekten de Türkiye gibi gündemi her gün, her saat, her dakika değişen bir ülkede, her laf yeri geldiği zaman konuşulmalıdır. Yeri ve zamanından önce söylenmiş her söz, her karar büyük sorunlar getirir. O nedenle atalar: “Vakitsiz Öten Horozun Başını Keserler” demiştir.

Ülkemiz çok zor bir süreçten geçiyor. Ekonomik sıkıntı vatandaşı boğarken, tepki ve protestolardan korkan iktidar hukuku çiğniyor. Ve tek adam rejiminin verdiği yetkiye dayanarak yargıyı siyasallaştırmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda yoğunlaşılması gereken konular; yasaklar, yolsuzluklar ve derin yoksulluk olmalıdır.

Gündemdeki bu konuları değiştirmek için çaba sarf eden iktidara, CHP yönetimi yine bir gol pası verdi. Şimdi günlerce “kim aday olacak?”, “Kim seçilecek?”, “Kim aday gösterilecek?” tartışmaları ile kamuoyu günlerce, aylarca meşgul edilecektir. Başka bir deyişle CHP yönetimi, iktidarın kurduğu oyunun bir parçası olarak, iktidarın değirmenine su taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenebilecek, farklı özellik ve karaktere sahip iki aday var. Biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğeri ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tır. İkisin de popülaritesi ve siyasi becerisi yüksek. “İmamoğlu, Doğu ve Güneydoğu ile Karadeniz Bölgeleri’nde… Mansur Yavaş da AKP ve MHP dahil, milliyetçi-muhafazakâr-merkez sağ oyları ile seçimi kazanacağını düşünüyor.”

Yavaş, kamuoyu yoklamalarında önde görünüyor, İmamoğlu ise önseçimi alacak kadar CHP içinde güçlü bir isim. Bu nedenle Mansur Yavaş önseçime girmeyecektir. Biri diğeri lehine adaylıktan çekilir mi? Birlik ve beraberlik mesajları verse de zor görünüyor. Çünkü ne CHP yönetimi ne de eczacı Özgür Özel, olası bir krizi yönetecek bilgi ve deneyime sahip değildir. İki kurt politikacının stratejik hamleleri karşısında yetersiz kalmaktadır.

2028 seçimlerinde Erdoğan ve Bahçeli kendilerine rakip olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçtiler ve onu düşmanlaştıracak stratejileri başarıyla uyguladılar. Ne yazık ki Kılıçdaroğlu, kendi adaylığında ısrar ederek altın tepsi içinde iktidarı Erdoğan’a teslim etti.

Yine aynı oyun oynanıyor. Bu sefer seçilmiş hedef İmamoğlu’dur. İki adayı birbirine düşürecek yol ve yöntemler tek tek uygulanıyor. Örneğin; yandaş basının, “Mansur Yavaş İmamoğlu Gerilimi Sürüyor.”, “İmamoğlu’nun Mansur Yavaş Açmazı”, “Ekrem İmamoğlu’nun Mansur Yavaş Operasyonu…” manşetleri bu tezi doğruluyor. Amaç; Yavaş ile İmamoğlu arasına nifak tohumları saçmaktır. “Cumhurbaşkanlığı ikisinin de hakkıdır, ikisi de kazanır. Ama her biri ötekinin tam desteğini alırsa!” Bu aşamada “düğüm” gibi görünen durum “düğüne” dönüşebilir.

CHP yönetiminin ve eczacı Özel’in bir eksiği de diğer muhalif partilerle istişare etmeden adayı CHP üyelerinin seçimine bırakmasıdır. Bu durumda iktidara muhalif olan “milliyetçi-muhafazakâr ve merkez sağ” görüşlü seçmen CHP’nin dayatması ile karşı karşıya kalacaktır. Peki, muhtemel ikinci seçenek ne olacaktır? Bu seçeneği duayen siyasetçi eski İYİ Parti Milletvekili Hasan Subaşı şu şekilde açıklıyor:

“Ön seçim yapılacaksa dışarıda kalan diğer aday, dilerse partisine bağlılığını ifade ederek 100 bin imzayla cumhurbaşkanlığı seçimine bağımsız katılabilir. Seçim, ikinci tura kalacaktır ve üç adaylı bir seçim olacaktır. CHP’li iki başkan her bölgeden oy alacak muhalif oylar en yüksek seviyeye çıkacaktır.

Yine anlaşma gereği ilk turda daha az oy alan aday ise diğer adaya tam desteği peşinen kabul ederek, dilerse cumhurbaşkanlığı yardımcılığını da kabul edebilecektir.”

Böyle bir uzlaşma zor olsa da imkânsız değil. Bu uzlaşma gerçekleşirse CHP, iktidarı alır. Aksi halde milyonlarca seçmen, muhalif olsa da “ehveni-şer” diyerek başka bir adaya yönelecektir. Bu da Cumhur İttifakı’nın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

Ben Mansur yavaş gibi düşünenlerdenim. Önseçim açıklaması erken ve gereksiz olmuştur. “Kim öle kim kala…”, “Gün Ola Harman Ola…” “Köprünün altında çok sular geçer” sözleri boşuna söylenmemiştir.

Günün Şiiri:

Oldum olası sabahları severim ben.

Her gün güneş yeniden doğar.

Her doğan güneşle yeni umutlar doğar.

Yeter ki siz perdeleri açmayı unutmayın.

La Edri