CESUR KALEM

ÖZGÜR ÖZEL’ SALDIRI VE ARDINDAKİ GERÇEKLER

Özel'e saldırı: Kuzey Kıbrıs bağlantısı iddiası, komplo teorileri ve güvenlik zaafiyeti tartışmaları

CHP lideri Özgür Özel, iki evladını “öldürmekten,” iki evladını da “yaralamaktan” müebbet hapse mahkûm olan; ayrıca hırsızlık, tehdit ve uyuşturucu kullanmaktan sabıkalı bir şahsın fiziki saldırısına uğradı.

Saldırının çıplak yumruk yerine kesici ve ateşli bir silahla yapılması ve ölümcül bir sonuç verme ihtimali üzerinde durularak; güvenlik ve adalet sisteminin yetersiz olduğu, hatta tamamen tıkandığı üzerine yorumlar yapılıyor.

Yaşanan gelişme üzerine komplo teorileri havada uçuşuyor. Herkes kendisine göre olaya bir senaryo yazmış. Derler ya” ağzı olan konuşuyor!” Yok efendim güvenlik zafiyeti, yok efendim siyasi bir operasyon, yok efendim adalet mekanizmasının yanlış kararları vs.

Ben bu olayda bir güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüyorum. Zira Erdoğan hariç, hiçbir siyasi lider güvenlik konusuna gereken önemi vermiyor. Halkla aralarına giren korumalarının sıkça eleştiri ve hakarete uğradıklarına birebir şahitlik edenlerdenim.
Amaç; Özgür Özel’e açık bir mesaj vermektir. Bu mesajın ne CHP’nin mitingleri ile ne de İmamoğlu’na destek etkinlikleri ile bir ilgisi yoktur. Bu tezimi de sebep sonuç ilişkisine dayandırıyorum.

Bu olayda CHP’nin, Özgür Özel’in ve İmamoğlu’nun bir siyasi mağduriyeti yoktur. Bilakis Özel, İmamoğlu’nun gölgesinden kurtulmuş, daha popüler bir lider haline gelmiştir. CHP ise, “Türkiye İttifakı” adı altında yürüttüğü projeyle bir adım öne çıkmıştır.
Bu nedenle saldırı olayını, iktidarın tertip ettiğini ve bizzat kurguladığını düşünmüyorum. Ancak bu olayın, basit bir saldırı olduğunu düşünmek de saflık olur. Bu olayı düşünen ve planlayan bir mekanizma mutlaka vardır. Bu mekanizmanın hem siyasette hem yargıda hem de bürokraside geniş bir yapılanması olduğu da bir gerçek.

Bazılarına uçuk gelebilir ama ben bu olayın Kuzey Kıbrıs'taki yasa dışı bahis ağıyla bağlantılı olduğunudüşünüyorum. Yaşanan son olaylar ve mesleki deneyimlerim beni bu yönde düşündürüyor.

Geçmişe bir göz atmakta fayda var. Organize suç örgütü lideri iddia olduğu iddia edilen Sedat Peker; çektiği videoları sosyal medyada paylaşmış, özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar’ı organize suç örgütlerinin hamisi olmakla suçlamıştı. Suçladığı kişilerden birisi de Kuzey Kıbrıs'ta yasa dışı bahis ve kara para aklama faaliyetleriyle tanınan Halil FALYALI idi. Peker, FALYALI ile rüşvet konusunda bağlantılı olduğunu iddia ettiği bazı ünlü siyasetçilerin ve bürokratların ismini de vermişti.

Halil FALYALI, çok geçmeden 2022'de Kuzey Kıbrıs'ta suikast sonucu öldürüldü. Sedat Peker’in ise sesi kısıldı! Ve olay soğumaya bırakıldı. Lakin Halil FALYALI'nın finans müdürü Cemil Önal’ın itiraf ve ifşaları Kuzey Kıbrıs gazetelerinde manşetlere taşınınca, ortalık yine karıştı.

Önal'ın iddiaları Türkiye'de de geniş yankı buldu. Ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel, bu iddiaların araştırılması için cesur bir savcı aradığını belirtti. Özgür Özel, gurup toplantısında Halil Faralyalı’dan Fuat Oktay’ın ve E. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun rüşvet aldığını açıkladı. İddialarda Hakan Fidan'ın adı da zikredilmişti.Hükümet yetkilileri ise iddiaları yalanladı. Önal'ın iddialarında ilk defa Dışişleri Bakanı Fidan, bu tür iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.
FBI ve Hollanda polisine açıklamalarda bulunduğu ve elinde bazı kasetler olduğu iddia edilen Halil Falyalı’nın eski mali danışmanı olarak bilinen Cemil Önal'ın, Hollanda’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi ise olayı daha ilginç hale getirdi.

Önal elindeki kasetler ve belgeler alındıktan sonra yabancı istihbarat birimleri tarafından infaz mı edilmişti? Ya da FBI ve Hollanda polisine verdiği bilgilerden dolayı hakkında ölüm fermanı mı çıkarılmıştı?
Bilmiyoruz! “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Herkes komplo teorisi ürettiğine göre bir tane de ben üreteyim! Özgür Özel’e yapılan saldırının bu olayla bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Kanaatime göre, Özgür Özel’e açık mektup yazılıyor! Denilmek isteniyor ki, “Sen muhalefet yap! Bağır -Çağır! Mitingler düzenle! Erdoğan’a muhalefet et ama ölçünü ve boyunu aşma! Bizim akçeli işlerimize burnunu sokarsan, seni döver, sakat bırakır, hatta öldürürüz. Aklını başına al!

Bu tür karanlık güçler dün de vardı, bugün de var. Tek farkı bu dönemde daha fazla ağırlıklarını hissettiriyor olmalarıdır. Siyasette, Yargıda ve Bürokraside elleri şimdi daha güçlü. Rahmetli Uğur Mumcu cinayeti de siyasi değildir, yazdıkları ve yazacakları nedeniyle organize derin yapılar tarafından suikasta uğramıştır.

Özel’e saldırıyı yapan kişi ilginç biri. Akli dengesi bozuk değil, işsiz-güçsüz olduğu halde parasal sıkıntısı yok. Üstelik etkinliğin yapılacağı yere yakın bir bölgede elini kolunu sallayarak dolaşıyor ve yakında konaklıyor. Bunlar tesadüf olabilir mi? İsteseydiler, Özel’in yakınına oturtulur, hatta Özel’in geçeceği güzergâh bile önceden ayarlayabilirlerdi.

Fail yakalansa ne olur? Asla bu şahıstan olayın azmettirenine ve planlayıcısına gidilemeyecektir.

Bu tipler toplumda gezen canlı bomba gibidir. İyi bir istihbarat çalışması ile bulunur ve çok kolay şekilde işin uzmanı tarafından iyi bir motivasyon çalışması ile ikna edilir. Tıpkı gazeteci Abdi İpekçi'yi öldüren Mehmet Ali Ağca ve öldürülen rahip Santoro ve Hrant Dink suikastının azmettiricisi Yasin Hayal örneğinde olduğu gibi.

Bu ülkede insan hayatı pamuk ipliğine bağlıdır.

Yayın Tarihi
07.05.2025
Bu makale 79 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!