Yolun Yarısı!

Hep merak ederdim şu yolun yarısında ne var, diye.  Yolun yarısındayım ve şöyle kuş bakışı yapıyorum:

 

Ne çok arkadaş var. Ne kadar çok insan etrafımızda… Pürüzleri temizlemişiz; dost denilenler yanı başımızda. Dostluklarda emek kokuyor, sabır, sevgi, saygı… Kapıları kapatmışız; bundan sonraki dostluklara enerji, zaman yetmez. Dolayısı ile onun adı dostluk olmaz. Ha, gerçekten dostsa anahtar deliğini aralık bilip girecektir içeri.

 

Tahammül gösterilecek durumlar sınırlanmış. Öğrenilmiş ki herkes kendi hayatından sorumlu; sen ne yaparsan yap, başka yaşamları değiştiremezsin. Yapabileceğin tek şey kendini yenilemek… Biliyorduk, yolun yarısında farkettik.

 

Öğrendik ki bir insan ne kadar çok kendini anlatıyor, öve öve bitiremiyor, her durumdan kendine paye çıkarıyorsa mutsuzdur da farkında değildir. Ya da en çok ne olmadığını söylüyorsa tam olarak odur.

 

Sakinleşmişiz… Bu, dilden, bedenden ziyade; yürekte bir dinginlik var. Ama henüz demini almamış.

 

Yüksek sesli ifadelerin, içsel acizlikler olduğunu gördük. Makyajların sadece lekeleri değil, içsel eksiklikleri kapattığını farkettik.

 

Yaraların ortaya serildiği ortamlarda, elinde çubuk eşelemeye gelenleri hayatın fırsatçılıktan yargıladığını gördük. Hiç korkmadık; en özelimizi, en hassasımızı onun gerçeğini görmeden paylaştık. Yolun yarısında fark etmiyormuş; istediği gibi kullanabilir… Biz yolun yarısında korkusuzca yüreğimizi açmayı öğrenmişiz.

 

Egosunun esiri olmuş insanların, kendini bir adım öne taşıyabilmek adına etrafındaki herşeyi yok sayacağına defalarca şahit olduk. Artık öğrendik; kendini ispatın derdinde olanların ortamında sessiz, hareketsiz kalıp tatmin olmasına izin vereceksin. Aksi halde az sonra sana sokuşturacak bir malzeme mutlaka bulacaktır. Bu sessizlik acizlikten değil, büyüklüktendir.

 

Gördük ki hayattaki en büyük yatırım dostluk! Bir tane bile varsa bir ömür yeter. 3-5 ise şanslısın. 6-7 ise sen dostlukla başka şeyleri karıştırıyorsun…

 

Yolun yarısında, yuvasızların mutsuzluğuna şahit olduk. Özgürlük naraları atıp, mutlu taklidi yapsalar da tek yastıklı yataklarda sancı çektiklerine tanıklık ettik. Evlatsız yuva yapılamayacağını ve bir kadın için, doğurmanın doruk noktası olduğunu hissettik. 

 

Kötü sözün bir zehir gibi bedende yayılarak, karşındakini güçlendirip söyleyeni öldürdüğünü gördük. Güzel sanılıp söylenen çirkin sözleri çirkinleştirenin, anlayandan kaynaklandığına çok kez şahit olduk. 

 

Yolun yarısında olgunluğun yaş ile paralel olduğu inancını tepetaklak ettik. Herkesin yarı yolu farklı farklı… Biz, Cahit Sıtkı’ya uyduk; 35’i yarı yol kabul ettik. Oysa, 20’sinde uyananlar ya da 70’inde hala uyuyanlar var.

 

Yayın Tarihi
02.09.2011
Bu makale 11414 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Cahit Sıtkı, yolun ikinci yarısını ancak 22 yıl gidebildi, biliyorsunuz. Buna karşın, ikinci yarının tam kullanılamayan süresinde gerçekten "Cahit Sıtkı" olabildi. Dante Alighieri de yolun yarısında çıktığı yolculuktan sonra "ölümsüz"leşti. Bunlara evet fakat "ikinci yarı"nın çok sancılı olduğunu unutmamak gerekir. Yine de derim ki: Birinci yarının lirizm ve çalkantıyla dolu belleğini yolun herhangi bir yerinde atmadan (sırt çantamızda ona en önemli yeri açarak) ikinci yarının her an değişmeye hazır (pişmanlık ve imdat çağrılarıyla dolu) sükûnet iklimiyle birleştirebilirsek, YAŞASIN ÖMÜR!

M. Tuncel 07.09.2011

Güzel yazınız için tebrikler.. İlavem de şu olsun: Yaşamın "tıpkı futbol maçı" gibi, "iki devreli/safha" olduğunu -umulur ki de uyanılır diye- sesli de anlatmaya devam edeceğiz, hem de, "ikinci devre"ye "çıkılmak" üzere "göçülürken" bile "uyuyanlar" olduğunu görmeye de devam edeceğiz..

Ahmet MUSAOĞLU 05.09.2011

Yaşamın tıpkı "futbol maçı" gibi "iki devreli/safhalı" olduğunu hem biz/sesli de anlatmaya devam edeceğiz, hem de ölene kadar "

Ahmet Musaoğlu 05.09.2011

Kelimelerle dans etmişsin arkadaşım. Okumaya doyamadım. Yolun yarısını bende geçtim geçtiğimiz günlerde. Duygu yoğunluğunda pek iyi geldi yazın tatlı tadında. Bende de bir dinginlik mi var ne henüz demini almamış senin sözünle... Yoruldum galiba şenaycım, hep gülümsemekten. Kısa keselim. Süpersin arkadaşım. Hep süperdin yaaaaaaaaaa zaten. Başarılarının devamı dileğiyleeee...

Deniz 05.09.2011

yazıyı çok begendim arkadaşım. Hayat herkese farklı zamanlarda farklı dersler verir. 35 yaş yolun yarısı bile olsa 70 şimizde hala yeni bişeyler öğreniyo olacağımız. Yani yaşam ve öğrenmemiz biz ölene dek devam edecek.

mine akdogan 05.09.2011

Şapka çıkarırım bu içten, yaşam dolu güzel yazıya. Hayatı anlarsa insan yaşamda kaliteyi ulaşabilir, yaşamla dost olabilir... Hep saygı ve dostlukla...

İdris Taş 03.09.2011

''Oysa, 20’sinde uyananlar ya da 70’inde hala uyuyanlar var.'' tuttum bunu, güzel söz..

fabian fabiano 03.09.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!