Süreklilik kazanmış bir sloganımız vardır ya bizim, Antalya olarak; dünya kenti Antalya… Ne dünya kenti ya, kimi kandırıyorsunuz, dediğim çok olmuştur ama son zamanlarda utanmaya başladım. Kentimde bir hareket, bir (bereket kısmı hakkında yorum yapamayacağım, bana uğrayan olmadı)…
İsmail Cem Televizyon Ödülleri
Yılın bir numaralı mevzusu oldu, sanırım İsmail Cem Televizyon Ödülleri… Organizasyonu yakından izlemek isterdik ama Antalya’ya sınırlı sayıda davetiye gelmiş (?) Nasıl yani, Antalya’nın kucağındaki bir organizasyonun Antalya davetiyesinde sıkıntı var. E, paralı yapsaydınız, bilet alır gelirdik(!) Birçok gazeteci arkadaşa soruyorum; etkinlik İstanbul basını tarafından takip edildi, detay bilmiyorum, diyor. Biz, basından takip ettiğimiz kadar biliyoruz ve görüşler organizasyonun falso olduğu yönünde ağırlık kazanıyor. Tabii yapılan her etkinliğe, işe kaka atma konusunda bizim insanımız kadar ustası zor bulunur, tezini de yabana atamıyorum.
Ancak, ödül alanların bile alay ettiği kategori dağılımı, gerçekten “ben daha profesyonel eller istiyorum” diyor.
Rabbin en büyük nimetlerinden olan(!), internette gezinirken, bilmiş amcalardan biri sormuş: kardeşim, başka memleket kalmadı mı da böyle bir organizasyon Antalya’da yapılıyor. Ne olmuş, beğenemedin mi, dedim içimden. Allahın akıllısı, gücüne mi gitti. Dur bakayım… Hımmm…. Bu etkinlik Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edildi; ondan dolayı olabilir mi acaba(!) Sabır,sabır… Bilmiyorsan, susacaksın ki en azından bilebilir desinler.
Kemancı Başımın Tacı
Onların hepsi tek tek taçlandırılmayı hak ettiler. 500 güzel anne kuzusu ne büyük fedakarlıklarla o konseri gerçekleştirdi, sanırım, ben biliyorum. Çünkü benim Toprak’ım da onların içindeydi ve O’nun o disiplin içerisinde görevini başarı ile yerine getirmesi, beni geleceğe dair çok ümitlendirdi. Bu organizasyon da çok konuşuldu; adamlar fantezi yapacaklar diye, bizim çocuklarımız helak oluyor, denildi, dedik. Ama, sonuç o kadar güzeldi ki… Birçok aksaklığı, yanlışı yuttuk gitti. En nihayetinde, dünya rekoru kırıldı ve birilerinin amacına ulaşmış olması, başarıyı yakalamış olması beni de mutlu etti. Zaferin hazzını kendi içimde hissettim. Ama ama ama…. Bence bu konser, herkesten çok 500 çocuğun, özellikle 3-6 yaş arası miniklerin başarısıdır. Bunun farkındaydım ama bu sabah oğlum okula giderken “anne biliyor musun bugün bahçeye çıkıp, doya doya oynayabileceğim, çünkü keman çalışmamız yok” dediğinde daha iyi anladım. Yavrularımız bu zafer için en değerlilerinden vazgeçmişler. Dilerim, bu organizasyon, geleceğin Suna Kan’larına vesile olur.
Ha, ayrıca organizasyonun en büyük eksiği, Sayın valimizin, kültür bakanımızın ya da il müdürünün orada olmamasıydı… En azından bir tanesi, neden yoktu? Yok yok, çok da merak etmiyorum; düşündüm sadece!
Coş Antalya’m coş!