Herkesin kendisi olduğu bir yer var; ikiyi zorlar… Günlük yaşantı rollerle, oyunlarla geçiyor. En kendimiz olduğumuzu düşündüğümüz, rahatlık alanlarımızda dahi mutlaka sınırlar var; dostlarımızı incitmekten korkmuyor muyuz?
İnsan dünyaya çırılçıplak geliyorsa, aynı çıplaklıkta yaşam sürmek de doğasındadır… Ama na mümkün. Peki ne yapar insan evladı; çıplaklığından utanmayacak bir alan, yer arar. Genelde sanat insanların imdadına koşar. Yazarlar, çizerler, söylerler… Ya da
Başarılı bir politikacıya incelerseniz, onun için en iyi ifade yoludur bu yol, kendisidir orada…
Biz yazmayı seçenlerdeniz. En iyi kalemle (edebiyat bir tarafa, klavye ) ile ifade buluyor içimizdekiler. O nedenle başka yüreklere temas edebiliyorsunuz. O nedenle başkaları sizin kaleminizde kendini buluyor. Hoş, dünyaya adını duyurmuş yazarlar bile bazen çıkıp, içimdekileri tüm açıklığı ile ifade edemedim üzgünüm, diyebiliyor ama o yarım kalanlar da sıradan yaşam sürenlerin, ifade edememişlerin yanında koca bir hiç olsa gerek.
Öyle mesajlar geliyor ki evet, en iyisi içten olmak, diyorsunuz. Yargılara, kaygılara, korkulara kapılmadan… Birileri bunun bedelini çok ağır ödedi. Eylemleriniz karşısında küçük bir memnuniyet bakışı sizi göklere çıkarırken, birilerinin böylesi can yakan tepkilerle karşılık vermesi çok çelişkili görünüyor. Ama yaşamın sunduğu en içinden çıkılmaz çelişkiler bile dengeyi bulmak için, biliyorsunuz ve devam ediyorsunuz.
Her bireyin kendini bulacağı bir yer bulabilmesi dileğiyle…
Güzel, çirkin; iyi, kötü tüm mesajlar için teşekkür ediyorum, güç veriyorsunuz.