Biri bizi fark etti…

İletişime gönül vermiş bir grup insan olarak, ümitliyiz; birgün, bizi herkes fark edecek. Nitekim umudun, içinde korku, kaygı barındırmıyorsa asla hayal kırıklığı ile sonuçlanmayacağı inancının ne denli doğru olduğunu gözlemliyoruz.

 

Özel sektörde kıpırdanmalar var. Bize birşeyler oluyor, yolunda gitmeyen birşeyler var; ama ne, derken… Yavaş yavaş iletişim yönetimine, ihyitaçları olduğunu görmeye başladılar. Antalya bu uyanışa yoğun olarak katılım göstermiyor ama, yine ümitsiz değiliz. Çoğu, model aldıkları kurumlarda var diye bünyelerinde halkla ilişkiler departmanı kurdu, belki. Çoğu da halkla ilişkiler çalışanlarından ne isteyeceğini bilmiyor. Aslında kendine halkla ilişkilerci deyip de ne yapacağını bilmeyen ya da alakasız bir takım işler yapanlar da çok fazla. Ama dedim ya, bir uyanış var ve bu sevindirici.

 

Devlet hastaneleri de artık halkla ilişkiler departmanları oluşturacak, haberlerini okuyoruz. Haberin detaylarına inince, aslında tam olarak bu kişilerden ne bekleyeceklerini ve hangi niteliklerde insanlara ihtiyaçları olduğunu bilmediklerini görüyorsunuz. Adı halkla ilişkiler ya… Sanıyorlar ki bu insanların işi halkla ilişki/iletişim kurmaktan ibaret. Sanıyorlar ki halkla ilişkiler çalışanları kapıda insan karşılar, güler yüzlü olur, hoşgeldiniz vs. der.

 

Neyse ki işe nereden başlayacakları yönündeki tespitleri başarılı; iletişim fakültesi mezunları tercih edilecek. En azından iletişim fakültesi mezunları halkla ilişkilerin, iletişimin kapıda insan karşılamak olmadığını çok iyi biliyor. Ya da basına bir iki haber göndererek de mesleklerini icra etmiş olmayacaklar… Hatta, sizi kan verme ünitesine yönlendiren görevli arkadaş, kendisinin halkla ilişkiler yapmadığını fark eder. Hatta, biri ona müşteri ilişkilerinde görevli bir personel olduğunu hatırlatır. E, belki halkla ilişkiler departmanına/müdürüne bağlı çalışabilir. Çünkü kurumun iletişim yönetiminden o departman sorumludur.

 

İşte böyle; devlet hastaneleri artık halkla ilişkiler uzmanı çalıştıracakmış. Aslında başka bir açıdan baktığınızda, çok acı bir durumla karşılaşıyorsunuz. Yıl 2010, iletişim teknolojileri almış başını gidiyor; Amerika ve Avrupa, iletişim danışmanlarının içinde olmadığı işlere imza atmıyor, bizim halimize bakın. Bir diğer acı noktada özel güvenlik görevlilerin azaltılıp, yerine halkla ilişkiler uzmanlarının alınacak olması… Güler misin ağlar mısın!

 

Ne demiştik; ümitsizliğe kapılmak yok. İletişimcilere/halkla ilişkilercilere büyük sorumluluk düşüyor; işimizi anlatacak olan biziz. İki kuruş kazanmak pahasına sisteme ayak uydurmaya devam edilmezse, hızla değişen ve gelişimle eş anlamlı olan sektör sağlıklı takip edilirse… E, biraz cesaret, biraz azim, biraz yorgunluk, fedakarlık… Bizi birgün herkes fark edecek!

Yayın Tarihi
12.06.2010
Bu makale 3956 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Şenay hanım, "E, biraz cesaret, biraz azim, biraz yorgunluk, fedakarlık... Bizi bir gün herkes fark edecek!" DYORSUNUZ da, ben de diyorum ki; önce ve her dem, BİLGİ, BİLGİ BİLGİ sahibi olmak acil ihtiyacımız; farkedilmeden önce, “farkındalık yaşayabilmek” için de... Özel güvenlik görevlileri azaltılsa, halka ilişkiler uzmanı (!) alınsa ne olur ki, ülkemizde çok bol profesör bulunsa da bilimadamı göremiyorum... Ümitsizlik değil, ama ortalıkta yaprak bile kıpırdamıyorİ; BİLGİ olmadan da zaten kıpırdamaz, olan sadece, Küresel CİNlerin bize yazdıkları senaryonun figüranı olmamız oluyor, Küresel Aktör olduk, denilsede!.. Kaleminize, yüreğinize sağlık...

Ahmet Musaoğlu 12.06.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!