Hangi iletişim daha zor (?)

Ben şuyum ya da buyum diyebilmek gerçekten cesaret ister. Bir insan sizin karşınıza geçip ne olduğu ile ilgili kendinden emin bir ifade kullanabiliyorsa onu alnından öpün bence. Şişme bir özgüven olsa dahi öpün, çünkü bunu söylüyor olmak da bir cesaret. Çünkü az sonra maruz kalacağı laf bombardımanını göze almış demektir. Osho korkusuzluğun cesaret değil salaklık olduğunu söyler. Bu da sanırım böyle bir şey.

 

İnsanın kendi ile ilgili netliklerinin olması olumlu gibi görünse de aslında son derece tehlikelidir. Çünkü başka olabileceklere kendini kapatmıştır ki hiçbir şeyin durağan olmadığını düşündüğümüzde bu bize gelişmezlikten başka bir şey vermeyecektir. Ayrıca bu netlik görüntüsüne bürünmüş saplantılarını insanlara aynalamak ister bazıları. Gördükleri işine gelmiyorsa da saldırıya geçer. Ya kendisinin farkında değildir ve başkalarına saldırırken aslında kendine saldırıyordur ya da herkesin kendisi gibi düşünmesini, inanmasını ister, aksi halde çok sinirlenir.

 

İletişimin en zor olduğu alan insanlararası iletişim olarak kabul edilebilir, pratik yaşama baktığımızda. Ancak teknolojinin devreye girdiği durumların daha güç, sancılı olması gerekmiyor mu? Ruh yok, yüz yok… Sanal alemde konuşmaktan pek hoşnut değildir birçok insan. Çünkü duygu yoktur, orada. Evet, kuantum felsefesine göre enereji dalgaları sizin duygularınızı sınırsız uzaklığa iletebilir anında. Ancak onun nasıl anlamak isteyeceğini bilemezsiniz ve siz ne anlatırsanız anlatın o anlamak istediğini anlar.

 

İletişimde klişe laflar vardır: iletişimde her iki taraf eşit oranda sorumludur. Ne anlattığın değil, nasıl anlattığın önemlidir.

 

İnsanlar bunları bir yerlerden okur, öğrenir ama derinlemesine sorgulamadan yemeniz için size sunar. Bazıları yer, bazıları yemiş gibi yapıp, usulünce, elinize sağlık, der(!) Evet, iletişimde her iki taraf eşit oranda sorumludur. Evet, ne anlattığın değil, nasıl anlattığın önemlidir. Ama bilimsel çalışmalar belli zamanlarda belli denekler üzerinde yapılır. Hiçbir bilimsel çalışma tüm zamanları kapsamaz, kapsayamaz. İnsanlar kalıplaşmış bilgileri tüm insanlara giydirmeye çalıştığı için bu kadar mutsuzlar ve böylesi iletişim çatışmaları yaşıyorlar. Kendi benliğimizi sorgulamak bir ömür alabilecekken, başka insanların kişilikleri, benlikleri hakkında nasıl emin olabiliriz. Olamayız! Yaptığımız, tepkilerimiz sadece ön yargı, kaygı, korku, öfke içerikli olur. İşte bunun da karşıdaki ile hiçbir ilgisi yoktur. Kişinin bizzat, kendi ile ilgili bir durumdur bu!

 

İddia ediyorum, kişi için her şeyin ama her şeyin başladığı ve bittiği yer kendisidir! Dolayısı ile kişi önce kendi ile iletişiminde başarılı olabilmeli ki sonra yüzyüzede, kitle iletişiminde başarı gösterebilsin.

Yayın Tarihi
31.07.2010
Bu makale 4991 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!