Tarih tekerrürden ibaretmiş… Yok canım! Yok öyle bir şey! Hani bir de şöyle bir şey var ya “bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış”… Şimdi kim deli, kim akıllı onu sorgulamak lazım. Tarih tekerrürden ibarettir, diyenin deli olduğunu düşünelim ki bu bana göre olsa olsa aptallık olur, yıllardır buna inananların akıllı olduğunu nasıl kabul edebiliriz…
Madem tarih tekerrürden ibaret o halde tarih bunun neresinde(!) O halde biz sürekli aynı yaşamın içindeyiz. Sizi bilemem de ben bunu kabul edemeyeceğim. Tarihin moda ya da demode olmak gibi bir kaygısı olduğunu düşünmüyorum. O, sararmış ya da kuşe yapraklar arasında usul usul yatıyor. Buna inananlara ve bu felsefeyi doğrulayanlara bakmak lazım.
Evet, ülkemin son dönemde yaşadıkları, gazete manşetlerine yansıyanlar 70’lerden 80’lerden farksız görünüyor. Yazarlar yazdıklarından dolayı sorgulanıyor; neden böyle düşündün, deniyor. “Savcı bey valla ben düşünmedim, beynim öyle düşündü”… Vaziyete bakınız!
Tarih ve tekerrür arasındaki ilişki kalıbına inanıyorsak, o halde kitapçıdan çıkarken çantalarınızın aranmasına da hazırlıklı olmalısınız.
Tarih tekerrürden ibaret değildir efendim. Tekerrür eden sadece zihniyettir. Çünkü insanlar kendinden birşeyler koyamıyor ortaya. Korkuyor, bilmiyor, sorgulamıyor vs. Her neyse… Ama tekrar eden zihniyet… Siyaset, siyasi düşünceler değişebiliş mi(?) Partiler yeni bir şey katabilmiş mi var olanın üzerine(?) Beni ifade eden bir siyasi parti yok ve ben oy kullanamıyorum, diyen bir kitle varsa…
Demek ki sürekli aynı şeyler söyleniyor. İleride tarih olacak zaman akıyor, değişiyor ama o tarihin oyuncuları bir türlü değişmiyor, yenilenmiyor. Kendini ortaya koyamıyor, çünkü…
Tarih tekerrür etmedi. Bir zamanlar gündemde olan zihniyet, bir şekilde kral oldu ve söylemlerini, eylemlerini tekrarlıyor.