Ne arıyorsunuz(?)

Gazetelerin eleman ilanlarına bakmak,  İK eklerini okumak gazete keyfimin tam olması adına önemlidir. Kim ne yapıyor/kime neler oluyor yönünde fikriniz oluyor. Oysa ki bu sayfalarda gezerken keyfimin kaçması gerekiyormuş, yeni farkettim. Biz alışmışız (ne acı); imla hataları, yazım hataları, ifade bozukluğu… Birçok hataya böylesi ifadeler kullanabiliyorsunuz da bazıları için ne diyeceğinizi de bilemiyorsunuz. Koskocaaaa gazeteler (!) Halkla ilişkiler başlığı altında bakın ne diyor:

 

Falanca yerde açılacak filanca fuar için diksiyonu düzgün (diksiyonun düzgün olup olmadığına kim karar veriyor acaba, o da ayrı mevzu), müşteri ilişkilerinde başarılı (bu ne demek ya hu), güler yüzlü (nasıl yani), telefonlara bakabilecek (hahahahaahhah)… Hatta zaman zaman, aranan halkla ilişkiler elemanının,  satıştan anlaması yönünde ilanlarla karşılaşabiliyoruz. Tabii bir halkla ilişkiler uzmanının mutlaka finans, satış, pazarlama vs. bilgisi olması gerekir ama ilandaki beklenti farklı; adam verecek insanların eline broşür dolu çantayı, kapı kapı dolaştıracak.

 

Artık 21. yüzyılda Türkiye’nin en yüksek trajlı gazeteleri de halkla ilişkiler başlığı altında satış, pazarlama, müşteri ilişkileri elemanı, hostes arıyorsa ben orada dururum ve derim ki “ayıp ya hu”. Yıllardır konuşuluyor, aynı konu; böyle olmamalı şöyle olmalı… Ama hiç kaynağa bakmıyoruz. İşte, Türkiye’nin en çok satan gazeteleri, çoğunlukla, seri ilan sayfalarında bu yanlışı yapmaya devam ediyor.

 

Evet evet; hiç laf kalabalığı yapmam ayıp, derim. Bu mesleği layıkı ile icra etmek için emek harcayan insanlara, binlerce bilim adamının araştırmasına, konuşmasına hakarettir bu davranış ve böylesi bir saygısızlığa artık “ayıp” demekten başka söylenecek kalmıyor.

 

Haber bültenleri ve yazı işleri

 

Gazetelerin yazı işlerinde sorumlu arkadaşlar havuzlarına düşen haber bültenlerinin, çoğunlukla, son derece başarısız yazıldığından şikayet ediyormuş. Gazeteci bir arkadaşımız da bu bültenleri gönderenlerin gazetecilerden destek, yardım alması gerektiği yönünde öneride bulunuyor. Buna hiç gerek yok, derim. Bülten geçen kurumlar, kuruluşlar bünyelerinde halkla ilişkiler uzmanı çalıştırırlarsa, bu sorun ortadan kalkacaktır. Bir halkla ilişkiler uzmanı neyin, nasıl haber olabileceğini, bültenin ne şekilde hazırlanırsa gazete tarafından değerlendirilebileceğini bilen kişidir. Tabii her gazetenin farklı beklentileri, talepleri de olabilir. Bunun için de koordinasyon halinde olunması gerekir.

 

Tabii yazı işleri de objektif değerlendirmeler yapabildiğinden, işini doğru yapıyor olduğundan  emin olmalı!

Yayın Tarihi
19.07.2010
Bu makale 4784 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Türkiye'de herkes her işi yaptığı için insanımız da alıştı artık, kimin neyi, hangi bilgi ve ehliyetle yaptığını sorgulamıyor. Hayatında gerçek spiker görmemiş herkes diksiyon dersi verebiliyor, ehliyeti olan herkes taksi şoförü olabiliyor, halkla ilişkileri, kapıda misafir karşılayan cici kız olarak algılayabiliyorlar. Oysa Avrupa'da, mağazada tezgahtar olabilmek için okulundan mezun olmak gerekiyor. Manikürcü diploması, doktor sekreteri bile olmak özel okuluna giderek olunuyor, diğer meslekleri saymak istemiyorum. Halkla ilişkiler evet çok geniş kapsamlı bir iştir ama buna telefona bakmak ve çay servisini de dahil ederseniz yakında mesleğin adını andığımızda aklımıza başka şeyler gelir. Bu da hiç bir mesleği ciddiye almadığımız anlamına geliyor maalesef. Daha bilinçli ve bilgili günlere kavuşmak dileğiyle, kolay gelsin.

rana elik 17.08.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!