Kim Daha Akılsız?

Akıl hastanesine gelen aklı başında biri (!) doktora soruyor: “Hastanızın iyileştiğinden nasıl emin olabiliyorsunuz?”

-Küvete suyu dolduruyoruz. Hastanın eline bir kaşık, bir fincan ve bir kova veriyoruz. Küveti boşalt, diyoruz.

-Tabii, normal bir insan küveti kova ile boşaltır; elindeki en büyük araç o.

Hayır, diyor doktor: “Normal insan, küvetin tıpasını çeker.”

Konyaltı İlçe Emniyet Müdürü’müz pisi pisine vuruldu, öyle değil mi? Vuranın akli dengesi yerinde değilmiş miş miş… Peki, akılsız bir adamın karşısında silah bıraktırma mücadelesi verilirken, arkada atış yapan (her kimse) çok mu akıllı? Bu olaydaki en akılsız adam o. Lakin, burada kim daha akıllı mücadelesi edecek değiliz. Aslında, ülkemde görmeye alışılmış olan olaylardan, sahnelerden biri yaşandı Antalya’da. Ben alışmıyorum, alışmayacağım, alışmak istemiyorum. Alışmış olanlara da uyanın, çağırısında bulunmayı görev bilirim.

Memleket Texas’a döndü. Silah taşımanın bu kadar kolay olduğu kaç memleket var acaba! Çor çocuk, akıllı deli, aptal saptal bir sürü insan silah taşıyor. Neden? Bilmem ne korkusundan. Cesaretin yürekten geldiğini hatırlatması gerekiyor birilerinin bu topluma. At, avrat, silah fenomeninin yaratıcıları torunlarını bir yerlerden seyredip gurur mu duyuyordur acaba? Yoksa, “tühh, akılsız herifler, biz bunu demek istememiştik” mi diyorlardır.

Delidir ne yapsa yeridir, kabul edişinin sonucudur bu yaşadıklarımız. Akıllı olsaymış, diyenlerin karşı çıkışı devreye girince arbede denilen durumu yaşamak kaçınılmaz oluyor.

Konyaltı İlçe Emniyet Müdürü’müz Uğur Gökcan'a Allah’tan rahmet dileyebiliyoruz sadece.

Eli silahlı arkadaşa da deli demek istemiyorum. Deliliğin bir felsefesi vardır. Bu kişi, yine bu toplumun yarattığı acı, zavallı bir sonuçtur. Başına geleceklerden sonra daha da zavallılaşıp, bir zaman sonra, sokağa salınacaktır. Ve eminim ki bu adam, küvetin tıpasını çekebiliyordur.