İnsanlıkdönüş(üyor) emiyor

Yaklaşık 16 sene önce, kuantum fiziğinin ne olduğu ile ilgili merakımı gidermek için kitaplar karıştırırken, sanki kuantum, o kitaplarla benim aramdaki bir sır gibiydi. Şimdi herkes kuantum konuşuyor. Hoş, fizikten çok düşünceyle ilgili çoğunluk(!)

 

R.Şanal ile başlayan kuantum düşünce tekniği, felsefesi akımı dalga dalga yayılıyor. Eğitimler, seminerler… Sonra, kişisel gelişime olan merak, ilgi de mantar gibi çoğalan kişisel gelişim ofislerinden anlaşılabiliyor. Birkaç sertifika alıp, kişisel gelişimci, koç vs. olunuyor; o konuya hiç girmek istemiyorum.

 

Artık iki kadın bir araya geldiğinde 3. arkadaşının yeni saç rengini konuşmuyor. “Hayatım, beyin her şeyi olumlu olarak algılar. Üstelik hep şuanda yaşar” diyor, bir tanesi. Diğeri “Ay, bu yaşadıklarının kesinlikle bilinçaltı nedenleri var”…

 

15 yaşında, edebiyat hocalarının “kızım yaşına uygun, dünya klasiklerini falan okusan” larına aldırmadan, Eric From, Adler okuyan biri olarak bu konuşulanlar size hiç taze gelmiyor. Ama insanlığın bir döngü içerisinde olduğunu görmek, yenilenmeye doğru ilerleyiş, keyif veriyor. Artık, geçmişi tekrar edip durduğumuzu fark ettik; yeni şeyler söylemek lazım, demeye başladık. Zaten, oldum olası garip gelmiştir, sürekli kendini tekrarlayan bilgiden 15-20 sene sonra dahi fayda bekleniyor olması… Ayrıca, bilgi yeni olsa bile, eğer ondan nasıl yararlanacağınızı bilmiyorsanız ve uygulamaya geçiremiyorsanız… Kocaman bir HİÇ, vardır ortada!

 

Evren öyle ki insanları dönüşüme zorluyor. Kimi direniyor, kimi anlamlandıramıyor, kimi “kiriz var” diyor, kimi bu olanlara ve yapılanlara anlam veremeyip “mutsuz insanlar bunlar, saçma sapan şeylerle uğraşıyor” şeklinde eleştirilerde bulunuyor, kimi “reiki aldım gel sana da vereyim” diyor, kimi pozitif düşüneceğim diye gerçeğinden çok uzaklara gittiğini bile fark edemiyor, kimi sahte kahkahaların ruhunu temizleyeceğine inanmış, kimi kitaplara saldırmış… A haa, stop!

 

İşte, mevzunun en can alıcı noktası burası: son yıllarda kişisel gelişim türünde kitap sayısı artınca okuma oranında da bir artış yaşandı. Bana göre bu insanlığın kendini arayışından başka bir şey değil. Ve bu sürecin belki de en keyifli aynı zamanda zorlu aşaması burası. İnsanların artık okuyor olması çok güzel. En çok satan romanlara baktığınızda bile, içerikte mistizmle, sufizmle karşılaşıyorsunuz.

 

Sonuç olarak, evren bizi dönüşüme çağırıyor, ancak biz hazır olduğumuz oranda bu sürece uyum sağlayabiliyoruz. O yüzden savruluyor, okuyoruz, konuşuyoruz, ağlıyoruz…. Elbette kolay bir süreç değil, o nedenle dönüş(üyoruz)emiyoruz…

Yayın Tarihi
07.03.2010
Bu makale 2469 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Temelinde boyutların farklı olduğu mantıklı geliyor, doğru geliyor. Ama sır dediğim aslında boyutların farklı olmadığıdır. Ülkemizde gök tanrıya inanarak müslüman olduğunu düşünen, ellerini göğe açarak dua eden, anlamını mantığını felsefesini bilmeden araştırmadan namaz kılan birsürü insan var (yüzde 80-90). Aslında onların boyutu farklı değil. Hepimiz aynı boyuttayız. Dinimizin amacı boyut değiştirmektir. Düşünmekle araştırmakla bir yere kadar gelinebilir. Daha sonrasında rutin hareket insan için çok önemli. Hergün aynı hareketleri yapmalı, aynı şeyleri söyleyip, düşünmeli. Tentürdüyot denen birşey vardı ben küçükken o artık yok, yine ben küçükken Plüton diye bir gezegen vardı o şimdi yok, Yaz saati uygulamasına aslında gerek yok. Teknoloji çok ilerlese bile insanlara yavaş gelmeye başladı. Tüketim deli gibi hızlandı. Birşey yapmak şart.

İbrahim Anıl 19.03.2010

İbrahim Bey, yazıma gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim. Sizi iyi anladığımı tahmin ederek, yazınızın da devam niteliği olan bir içeriği taşıyor olmasından dolayı yazmak istedim: Evet; kişisel gelişim merakına, akımına (her neyse) eleştirel bakıyorum. Ancak bunun da çok doğal bir süreç olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlık gerçekten yeni şeylerin söylenmesi gerektiğini farketti (dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım); insanlar buraya geldi... Sen, ben hepimiz... Ve herkesin bulunduğu boyut aynı değil. Her birimizin uygulamaları, söyledikleri ve yaptıkları elbette bir birinden farklı ama gidilen yol aynı... Mevlana, Tasavvuf... Bu içerikler de aslında kişisel lgelişim olarak düşünülmeli. Mistik içerik... Ya da Budizm'i inceleyebilirsiniz... Hiç farketmez; özünde hepsi aynı şeyi söyler. Ben Mevlana okurken de Osho okurken de aynı ruh halinde oluyorum. Ha, belki sıkıntı şurada; kitapçının raflarında öyle bir ayırım yapılıyor ki.... Evet oraya baktığınızda kişisel gelişim raflarını, canı sıkılan kitap yazmış, olarak görüyorsunuz (size katılıyorum) Mevlana, Sufizm, Budizm, Osho... Bunlara felsefe raflarında rastlıyorsunuz; din vs. Oysa insanlarda kişisel gelişim rafı merakı var son zamanlarda... Çünkü o kitaplar size kapsül vaad ediyor. Bu ilacın alın iyileşeçeksiniz, diyor... İnsanlara bu çok kolay geliyor. Oysaki gerçek felsefe rafında, dinde, araştırmada, sorgulamada, düşünmede, YAŞAM'da yatıyor. Ya da sizin de söylediğiniz gibi ki benim son zamanlarda üzerinde yoğunlaştığım inanç: sır, mantıklı gelen yanlışın doğru olduğu, mantıksız gelen doğrunun ise yanlış olduğu gerçeğidir... Yine, de okuma yüzdesinin çok düşük olduğu üllkemizde artık insanların okuyor olması büyük önem taşıyor. İnsanların biranda sosyoloji, felsefe okuyarak başlamasını beklemek de... Kişisel gelişim okumak da kötü, diyemeyiz... Dedim ya boyutlar farklı farklı... Her boyut hazır oduğu kadarını alacak... Çok çok teşekkür ederim. Saygılar...

Şenay Bıtırak 11.03.2010

Şenay Hanım, Ben çok kitap okuyan biri olmamama rağmen 1-2 tane kişisel gelişim kitabı okudum, bir daha da okumam. Kişisel gelişim kitapları okumayı sevenlere Mevlana'yı araştırmaları, Mevleviliği düşünerek anlamaya çalışmalarını, Tasavvuf u araştırmalarını tavsiye ediyorum. Kedinin aynı anda ölü ve aynı anda diri olduğunu düşünebilirsiniz. Ama bu size çok mantıklı gelmeyecektir. #Sır, mantıklı gelen yanlışın doğru olduğu, mantıksız gelen doğrunun ise yanlış olduğu gerçeğidir#

İbrahim Anıl 09.03.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!