ATSO’yu ayakta alkışlıyorum

Arada bir İstanbul ziyaretlerim olur, birçok insan gibi. Can dostları ziyaret etmek, onları özlemiş olmak tamam da… Benim bir niyetim de vizyon tazelemektir. Mesleğimin sevdiğim şehirde hala layıkıyla icra edilmiyor olmasına isyan ederim; bazen içerden bazen de son derece gürültülü… Halkla İlişkiler (PR)’in en iyi, en doğru İstanbul’da yapıldığına inanırım.

 

İşte bu inançlarla bir İstanbul ziyaretinden daha henüz dönmüştüm ki Antalya gündemindeki bir başlık elimi ayağımı titretti: ATSO kurumsal kimliğini yeniliyor… Haberin detaylarına geçince daha çok heyecanlandım: ATSO, bu iş için konkur düzenlemiş… Aslında yine milyonlarca söz etmek isteyip de hiçbirşey söylememe durumundayım. ATSO Başkanı Sayın Budak için sevgi, saygı, minnet, taktir vs. vs. Birçok duygu aktı içimden.

 

 17 reklam ajansından 5’i konkura katılma hakkı kazanmış. Antalya’da konkurdan söz ediliyor olması bile başlı başına bir sevinç kaynağı. Bu girişim reklam ajansları için yapılmış. Dilerim, bir yönetim bilimi olan,  kamuoyunda marka bilinci yaratmak ve hedefe ulaşmakta önemi tartışmasız olan halkla ilişkiler için de konkurlar düzenlendiğini göreceğiz. Bu çok ciddi bir adım. Kurumsal kimlik çalışmasının, halkla ilişkiler (PR) desteği olmadan yürütülmesi eksik bir çalışma. Ancak reklamın ve PR’ın birbirinden farklı ama omuz omuza çalışması gereken alanlar olduğunun tam idrakına varamamış şehrimizde, bu detayın çok üzerinde durmuyoruz.

 

ATSO, 2010 yılını markalaşma yılı kabul etmiş. Alkışlıyorum; güzel şehrimizde marka olmayı hak etmiş birçok firma var. Ancak en büyük problem, onların kendini zaten marka olmuş, sanıyor olmaları.

 

ATSO, Antalya firmalarının tanıtım (ben buna halkla ilişkileri de katıyorum) işlerinin İstanbul firmalarına gittiğini, oysa ki Antalya’da da bu işi yapan başarılı firmaların olduğuna dikkat çekmiş. Alkışlıyorum;  aslında bu işi yapan parmak sayısı kadar firma olmasına rağmen, yüzlerce (belki bini çoktan geçmiştir) firmanın ünvanlarına reklamcı, yazıp kendilerini lanse etmesi,  işadamlarını İstanbul’a kaçırtmıştır; artık onlar Antalya’ya dikkat kesilecekler.

 

 PR için henüz bir şey diyemiyorum, çünkü Antalya’da PR şirketi var, demek yerine, PR uzmanları, çalışanları var, demeyi daha doğru buluyorum.

 

ATSO’nun kurumsal kimlik değişikliği için düzenlediği konkur ve bu vesile ile Çetin Osman Budak’ın yaptığı açıklamalar, son yıllarda Antalya’da yaşanan en önemli gelişmedir, diye düşünüyorum. Sayın Budak’ı ve tüm çalışanlarını (kendi çapımda ama ayakta (!) ) alkışlıyorum.

 

Bu kadar uzun bir yazının okunmama riskini göze alarak da farklı platformlarda zaman zaman yaptığım çağrıyı yenileyerek, Antalya’lı PR’cılara sesleniyorum: Gelin, elele verelim ve sinerji yaratalım. Mesleğimiz ve yaşadığımız şehir bunu, hakediyor.

Yayın Tarihi
07.01.2010
Bu makale 2360 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!