Var mısın bir değişiklik yapalım;

Bugün sadece bir tarihten başka tarihe geçiş olmasın bizim için.

 

Koca bir yılı omuzlarımızda taşımışız da “oh be” bitti diyoruz sanki… Ne yani, yeni ve kocaman bir yük mü bekliyor yine bizi. Yani, altı üstü yıl; ne farkı var önümüzdekinin, arkamızdakinden.  Mutlu yıllaaaaar, diye karşıdan karşıya, komşudan komşuya seslenişlerimiz, alışkanlıktan mı yani. Biz niyetimizi çoktan belirlemişiyiz demek ki. Peki mısır ektiğimiz yerden ay çiçeği çıkmasını beklemek niye(?)

 

Neyse ne! Ne olduğumuzla, dün ne düşündüğümüzle ilgilenmenin de bütüne faydası yok. Önemli olan ne olduğumuz, ne düşündüğümüz. Ben derim ki bugünün adı yeni yıl olmasın; bugün, bizim yenilendiğimiz gün olsun.

 

Bugün sorgulayalım:

 

Bunca kargaşanın siyasi kavganın neden olduğunu bir kez daha düşünelim. Biz bu kavgaların neresindeyiz? İçindeysek, neden? Ya da dışında duranlar, nasıl oluyor da kendi merkezlerini koruyabiliyorlar? İnsan neden, herhangi bir şeyin içinde olmayı tercih eder; çünkü en çok içerdeyken konsantrasyon sağlar. Konsantrasyona ihtiyaç duyar, çünkü kendinden, neye inandığından tam olarak emin değildir. Yani, içerde bas bas bağıranların yaptığı tek şey, aslında, yaptıklarına kendilerini inandırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Görünen o ki kavga, kaos, arbede, zart zurt diyerek süslemeye çalıştığımız, bizim bencilliğimizin ifadesi; hepsi bu!

 

Yıllardır mitinglere katılıyorsunuz, derneklerde ifade bulmaya çalışıyorsunuz, protestolar, boykotlar… Ne oldu; ulaştınız mı hayat amacınıza? Cevap kocam bir HAYIR, olmalı ki bugün hala aynısı yapılmaya devam ediliyor. Kim olduğunla, nerede durduğunla ilgilenmiyorum ama kimse olmadığını düşünmeye başladığında, belki, beni daha iyi anlayacaksın.

 

İnançlarımızı sorgulayalım, mesela. Hiçbir şeye inanmamanın da bir inanç olduğu farkındalığı ile inançlarımızı… Hadi canım; konumuzun tanrı ile bir ilgisi yok. Belki de vardır. Ama tüm inançlardan söz ediyorum. Neye inandık ki bulunduğumuz yerdeyiz. İnanmanın adını bile kirlettik biz. Neden, düşünelim bakalım. İnanmanın üstüne A’lı K’lı P’li bindirmeler yaptık. Aferin bize, kendimizden biraz daha uzaklaştık. İnancın insan doğasından yükselen  bir güç olduğunu bilmek istemedik, sanki. Doğru değil mi?

 

Uzun zamandır tutunduğumuz her ne varsa, korkusuzca bırakalım; bakalım neler olacak.

Bugün inançlarımızı, felsefemizi, düşüncelerimizi, bakışımızı biraz yamultalım, yuvarlayalım; farklı bir şekle sokalım. Bir de oradan seyre dalalım dünyayı.

 

Ben manzaranın müthiş olacağından eminim.

 

Hı, ne dersiniz; var mısınız bir değişikliğe!

 

Yayın Tarihi
31.12.2009
Bu makale 2449 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!