Behçet Baba,
Evet; sevgileri yarınlara bıraktık. Ama:
Korkak, tutsak, sağır…
Bütün yakınlarımız bizi yanlış tanıdı. Çünkü bizi tanımak için emeğe gerek duymadılar. Kendileri ile yoğun meşguliyet içerisindeydiler.
Evet; bahane hazır: Bitmeyen işler yüzünden. Yoksa, böyle olsun istemeyiz elbette (!)
Bizim işimiz hiç bitmiyor artık, Behçet Baba. Dolayısı ile yarınlarımız da hiç bitmiyor.
Evet; bir bakış yeter herşeyi anlatmaya. Ama yürekten bakabiliyorsak! Yüreği ile cinsel organı arasındaki ayırımı yapmakta zorlanan kalabalıklar sardı etrafımızı. Kalbimizi dolduran duyguları verebilmekte zorlanıyoruz.; ya ne aldığının farkında olmazsa… Ya bilemezse kıymetini ve duvara çarpıp paramparça ederse…
Zamanın sonsuzluğunu fark eden uyanmışların sayısı her geçen gün artıyor, Behçet Baba. Ama uyandığını sananlar bu gerçeği hoyratça kullanıyor. Bir saniyelik sevgi akışını çok görüyor; nasıl olsa sonsuza kadar vaktim var… Oysa ki bu alemde vakit çok kısa.
Veremiyoruz sevgiyi. Üstelik alamıyoruz da. Zaman yağmur olmak üzere bulutlaşıyor. Ha, yağmurda da şemsiye açarız biz; ıslanmak işimize gelmez (!)
Milyarlarca gizli bahçe var yeryüzünde. Saklamaktan yorulduk. Ama hiç birimizin aklına da bahçeden bir dal koparıp uzatmak gelmedi. Vermeye az bulduğumuzdan değil; koparırsak azalacağından korktuğumuz için.
Dünden bugüne çok şey değişti, Behçet Baba. Sen ne güzel vermişsin bu şiirle sevgini. Bak, yıllardır içmeye doyamadık. Ama bize bir haller oluyor, Behçet Baba. Sevgileri bırakacak yarınları da tüketmeye başladık.
Benim hala umudum var ve oraya tutunuyorum.
(Behçet Necatigil’i (1916-1979) saygı ile anıyoruz)