Gençler suçlu

Otuziki yıldır şahidim ki gençler hep suçlu (!) Her yanlışın altından genç bir kafa çıkıyor (!) Saygısız gençler, oturup kalmayı bilmeyen gençler, tembel gençler, asi gençler…(!) Bunlar yetmezmiş gibi; Türkçeyi katleden gençler (!)

 

Yeni nesil etiketini takındığım andan itibaren genç olmaktan nefret eder olmuştum. Sürekli eleştiri, sürekli şikayet… Of ya, sanki ben çok mu meraklıydım dünyaya gelmeye, şeklinde serzenişlerim olmuştur. Orta yaşa doğru yol almaya başlayınca hedef olmaktan ok olmaya terfi ettiğimi hissettim. Bir saniye! Bu bir terfi olamaz. Bu olsa olsa, geçmişin intikamı olabilir. Kendime gelmeliyim(!)  

 

Yüzlerce, binlerce kişinin gençlerei böylesi eleştiri bombardımanına tutmasının altında, aslında, kendi yapamadıklarının ya da yaptıklarının  pişmanlığı, kızgınlığı, nefreti öfke patlaması vardır.

 

Dil konusunda da gençleri eleştirir dururuz. Evet, gençler Türkçe hususunda son derece dikkatli, titiz olmalıdır. Peki ama gençlere iyi örnek olunuyor mu acaba(?)

 

Zaman zaman bizler köşelerimizde (bir şekilde) hatalar yapabiliyoruz... Yüksek trajlı gazeteler öyle ciddi yazım hataları yapıyor ki "eyvah, inşallah bu haberi hiç kimse okumaz" diyorum. Çünkü diyecek ki bu gazete böyle yazıyorsa bu böyledir! Nerede bir Türkçe hatası görsem arayıp muhatabı ile paylaşıyorum. Ama bana ne diyorlar: Şenay Hanım, siz bildiğiniz için farkettiniz kimse bunu anlamaz... Kitle iletişim araçlarının en büyük yanılgısı, sosyal hatası budur; halk anlamaz, halk bunu istiyor.

 

 

Peki insanlar doğruyu nereden bilecek (?) Benim bu konuda vardığım sonuç şu: açacaksınız Türk Dil Kurumu’nun sitesini bakacaksınız. Ya da TDK’nın çıkarmış olduğu son sözlükten edineceksiniz. Kıstasınız, bana göre, bu olmalı. Çünkü gazetelerde inanılmaz yazım hataları görebiliyorsunuz. Türkçe’nin T’sinden bi haber, şeklinde nitelendirilebilecek insanlar ana haber okuyor; aman Tanrım, buna hiç tahammül edemiyorum. Tiyatrocular… Yüksek kalitede eğitim veren okullardan mezun olmuş tiyatroculara ve bu işe verdikleri yıllara bakmak lazım… Elinizi sallasanız, gazeteciye televizyoncuya, tiyatrocuya çarpıyor kısacası… Çok özür dilerim ama Türkçe-Edebiyat öğretmenlerini asla kıstas olarak gösteremiyorum. Daha gözlerden uzak oldukları için, kendilerini geliştirme konusunda daha az çaba gösteren kesim (dil konusunda). En azından ben bugüne kadar Türkçe’yi doğru kullanan bir Türkçe öğretmenine rastlamadım. Edebiyatçıları zaten kıstas alamayız; Arapça ve Farsça ile dört yıl geçiriyorlar.

 

Kısacası en güvenilir kaynak Türk Dil Kurumu. Elbette ülkemizde, şehirimizde dil konusunda usta kişiler var. Ancak herkesin bu üstatlara ulaşma şansı olmadığı için, TDK diyoruz.

 

Ha, konuyu bağlamak gerekirse; gençler kadar, genç olmayanlar da suçlu!

Yayın Tarihi
07.08.2009
Bu makale 1500 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
niye öyle diyorsun arkadaşım benim Hızır Reis de bi Türkçe öğretmenim vardı, örneğin yerine mesela dediğimiz zaman kafamıza vururdu. ne kadar duyarlı bak. zuhahahaha. Ahmet miydi neydi adı hatırladın mı sende?:)

buket uzun yurtseven 14.08.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!