DÜN-BUGÜN-YARIN

Fare Beni Terk Etti

ONUR NUGAY

Bilirsiniz ki çok eski zamanlarda Kaleiçindeki kocaman farelerden sürekli bahsedilir...

Büyüklerden , kedileri bile ürküten sıçan hikayelerini dinleyerek geçmiştir çocukluğunuz...

Bu kocaman sıçan hikayeleri kafamızın bir kenarında dura dursun...

Bir gün yine, yüzü koyun bir şekilde yattığımı zannederken; yatağın öbür ucundan kalktığım bir gecenin yarısında gözlerimi açtım,içim yanıyordu, dolapta her an hazır bulundurduğum Niğde gazozlarının bir tanesine heyecanla koşarken, ışığı açmamla beraber önümden küçücük bir şeyin fırlayıp gittiğini gördüm; durumu uyku sersemliğime bağlayıp aldırış etmedim.

Dolabı açıp gazozun bir tanesini sahra çölünde kalmış bir bedevinin vaha bulmuş sevinciyle kafama dikerken, ilk yudumdan sonra oh çekip kafamı aşağı doğru indirdiğimde bana bakan bir karakterle karşılaştım; ilk defa o an göz göze gelmiştik, minicik kulaklarını oynatıyor,ona göre bir dev gibi görünen 1.87 boyunda bir canlıya meydan okurcasına gözlerini bana dikmiş bakıyordu.

İste bu ilk karşılaşmamızdı onunla,kendinden emin ve ne yaptığını bilen minicik bir fındık faresi benden kaçmıyor öylece duruyordu.

Korku ve sempatiyle karışık şu an hala tarif edemediğim bir duyguyla üzerine doğru yürüdüm,hızlı bir manevra ile bacaklarımın biraz ötesinden geçip kendini kaybettirmeyi nasıl başardı bilmiyorum ama mevcut durumu önemsemeyip yatağıma geri döndüm.

Sabahleyinse hayatıma kaldığım yerden devam ettim.

Her ne kadar devam ettiysem de aklıma takılan bu minik dostun bende bıraktığı izlenimi ve onu evden nasıl gönderebileceğimi de düşünmeye başlamıştım.

Acaba ne kadar zamandır benle beraber yaşıyor sorusu başta olmak üzere,bir kaç gecedir duyduğum tıkırtılar da onun eserimiydi bilmiyordum.

Konuyu arkadaşlarıma sormaya karar verdim.

Kaleiçinde yıllardır yaşayan bir ablama sordum önce; burası Kaleiçi burada fare de olur akrep te dedi,

bir diğer arkadaşım bana felaket senaryoları yazıp farelerin kulak yemesinden bahsetti,

bir diğer arkadaşım farelerle yaşamaya alışman lazım çünkü farelerle yaşamak ta bir erdemdir dedi,

bir diğeri kapan alıp öldür dedi,

bir diğeri bence öldürmeden yakalayan kapanlardan al dedi,

bir diğeri ise şimdi onun çıkardığı tıkırtılar senin müziğindeki ritm duygusunu geliştirebilir o tıkırtıları dinlemelisin dedi,

eczacı bir arkadaşım bir yapıştırıcıyla fareyi yakaladıktan sonra onu uzak bir yere götürüp salabileceğimden, bir diğeri fare giren evden hayır gelmeyeceğinden,

bir diğeri ay ne tatlıdır o deyip yakalayıp beslemem gerektiğinden, bir diğeri bir çizgi film kahramanı Fare Speedy Gonzalesten bahsetti...

Akşam eve dönerken,bir yandan bu sevimli zatın bana dün akşamki bakışlarını düşünüyor bir yandan da bana verilen tavsiyeleri aklımdan geçiriyor bir yandan da bu akşam neler yaşanacağını düşünüyordum...

Bir fındık faresinin arkasından bile bu kadar farklı yorumlar yapılabiliyorken, bir insanın arkasından neler denmez neler söylenmez ki diye düşünmeden edemiyordum...

Bunu düşündükçe;

Fındık Faresine karşı içimde garip bir koruma duygusu uyanıyordu...

Peki ne yapmalıydım ?

Onunla hem barışmak istiyor hem de ondan rahatsız oluyordum...

Ya gitmeliydi ya da kalmalıydı... İçimde yaşanan bu çelişki beynimi kıvrımlara ayırmış ne yapacağımı bilmiyordum.

Garip bir şekilde hüzünleniyor, fındık faresinin benden sonra ne yapacağını düşünmeye başlıyordum,sonra saçmaladığımı fark ediyor kendime telkinlerde bulunuyordum...

Eve gittim ve onu beklemeye başladım...Ne bir tıkırtı geliyor ne de ona dair bir iz vardı...

O tüm özgüveniyle bana bakan sevimli karakter ortadan kaybolmuştu...

Ertesi gün oldu ve bir dahaki gün...Yoktu...

Sanki bütün konuşmalarımı duymuş,onun hakkında yaptığım bütün dedikoduları dinlemiş ve bana kırılmıştı...

Onunla olan ilişkime başkalarının müdahil olması gücüne gitmişti...

Kurduğum yapıştırıcılı kapanın ortasına koyduğum peynire üç gündür dokunan olmamıştı...

Oysa ben onu canlı yakalayıp doğaya salacaktım...

Sanki bunu hissetmiş ve gururuna yediremeyip herşeyini toparlayıp beni terk etmişti...

Şimdi kim bilir nerede ne yapıyor bilmiyorum...

Bildiğim birşey varsa şu;

Fare beni terk etti...