Hasan Ali Toptaş’ın o harika dizeleri aklıma geliyor...
“Bazıları düşer yalnızlığa, bazılarıysa yükselir”
Sahi nedir çağımızın hastalık olarak nitelendirdiği bu yalnızlık...
Ya da yalnızlık bu kadar korkulması gereken bir şey midir ?
Şöyle yapma, böyle konuşma, ya da şöyle davran yoksan Yalnız kalırsın derler ya hani...
Ya da yapayalnız kaldı işte derler...
Derler de derler...
Ya da yalnız bir şey yapmanın nesi kötüdür mesela ?
İnsanoğlu yalnız kalmaktan, yalnız yaşamaktan neden bu kadar korkmuş ya da korkutulmuştur...
Bir söz vardır hatta tam da bu durumla ilgili
“Çocuklarınıza kendi kendilerine yetebilmeyi yalnızlık olarak öğretmeyin” der...
Yaşadığımız zamana baktığımızda gerçekten de korkulan bir durum haline gelmiştir yalnızlık...
Yalnızlık denilince insanların aklına, bunalım, depresyon ya çaresizlik gibi kavramlar gelmektedir...
Oysaki insanın yalnız kalabilmesi, kendi kendine kalıp tefekkür edebilmesi insana dönen önemli bir gelişim halidir.
Kalabalıklar içindeki kalitesiz ve samimiyetsiz bir mutluluğu, nitelikli bir yalnızlığa çevirmek de insanın elindedir...
Yalnızlık demek kendini odalar ardına kapatıp kimseyle konuşmamak ya da kimseyle iletişim kurmamak değildir.
Yalnızlık paylaşmayı unutmak ve bencil olmak da değildir....
Kendi öz benliğinin gizlerine ulaşmak için, kendi hakikatindeki izleri bulabilmek için insanın kendine yaptığı bir yolculuktur yalnızlık...
Yalnızlık aynı zamanda bir ihtiyaçtır...
Yalnız başına bir yerde oturamayan, yalnız başına bir şeyler üretemeyen, sürekli şeklin ve maddenin peşinde koşan bir güruhta zaman düğmesine bir an basıp olan biteni izleyebilmektir, neler oluyor diyebilmektir yalnızlık...
Doğanın temellerini oluşturan teklikte, her insanın bu kadar kendine ait bir özü varken, özü unutturulan insanın tekrar kendisine dönebilme çabasıdır yalnızlık...
Zaman bu kadar hızlı akıp giderken, zamanın kıymetini bilenlerin işidir yalnızlık, seçici olmaktır yalnızlık.
Yalnızlığın verdiği hazzı bilmeyenler için bir hastalık gibi de gelse, yalnız kalamayanların en büyük korkusudur yalnızlık...
Yalnızlığın kalitesi, kalabalığın kalitesi kadar önemlidir bazen...
Yalnızlığın temelleri ideallerin temellerine sımsıkı bağlıysa beni kimse anlamıyor edebiyatı yapılmaz yalnızlıkta...
Çünkü anlayan mutlaka birileri vardır...
Anlaşılmaya ihtiyaç duymaz yalnızlık...
Yalnızlık bir ruh halidir, yalnızlık bir tercihtir...
Yalnızlık Hasan Ali Toptaş’ın dediği gibi...
Düşmek değil, yükselmektir...