İnsanoğlu dünyada belki de bulunduğu duruma ve şartlara en çabuk alışan varlıktır.
Bu alışkanlıklar zaman içerisinde hepimizin karakterine kişiliğine oturur ve kopmaz parçalarımız haline gelirler.
Ama ben bugün alışmanın ve alışkanlıkların kötü mü ya da iyi mi olduğu konusunda yorum yapmayacağım.
Bugün son günlerde haberlerden de duyduğumuz ve hemen hemen herkesin diline doladığı ulaşım sistemi hakkında konuşacağım…
Yukarıda bahsettiğim şekilde aynı insanlar gibi kentlerin de alışkanlıkları vardır. Bu alışkanlıklardan kurtulmak ta zaman alır.
Bugüne kadar ulaşım sisteminde yapılmayanların yapılması elbet hepimizde bir takım aksamalara neden olacaktır. Çünkü kusura bakılmasın ama Antalya kenti profesyonel ulaşım sistemine son derece yabancı ve bunu bilmeyen bir kenttir.
Evimizin önünden yıllardır geçen otobüslerin ya da dolmuşların değişmesi, durakların değişmesi, hatların değişmesi hepimizde bir kafa karışıklığı yaratacak, yeni sistemi algılayabilmek ve alışmak için çabalayacağız.
Ben açık söylemeliyim, Antalya Büyükşehir Belediye’sinin Ulaşımda devrim hedefi son derece profesyonelce hazırlanmış bir sistemdir.
Bugün İzmir’de,Ankara’da,İstanbul’da,hatta Eskişehir de bile bu sisteme benzer sistemler uygulanmaktadır.
Yani şöyle mi olsaydı?
-Eskisi gibi dolmuşa parayla bin önündekine bir kişi uzatır mısın de, paranın üzerini bekle,
-Duraklardaki yolcuyu kapmaya çalışan şöförün arabasında adeta ralliye çıkmışcasına yüreğin hoplasın,
-Bazen de aşırı yavaş giden şöförü uyardığında o zaman taksiye binseydin cevabı al
-Hangi otobüsün nereye gideceğini kestirmek için duraklarda bekle şöfore şurdan geçiyor mu diye sor ..
-Geceleri belli bir saatten sonra otobüs bulamadığın için taksiye bin..
-100 metrede gitsen 10 km de gitsen aynı parayı öde.
-Herhangi bir aksaklıkta karşın da muhatap olacak birilerini bulama.
Tahmin ediyorum ki hiçbirimiz yukarıda sıraladığım günlere geri dönmek istemeyiz.
Şunu demek istiyorum. Her değişimin elbet sıkıntıları olacaktır. Sıkıntı aşamasında eğer karşıda muatap bulunabiliyorsa ki bu sistemde şikayetlerin vatandaş bazında değerlendirilip çözüm getirildiğini biliyorum. Sorunlar zaman içerisinde aşılır gider.
Burada en önemli olan şey, iyi niyettir. İyi niyetle değiştirmek yenilemek çağdaşlaştırmak istemektir.
Acımasızca eleştirmek, hemen üzerini çizmek fikrimce kimseye bir şey kazandırmaz.
Bu düşünce tarzı kazandırmadığı gibi de iyi niyetle yapılmak istenen projelere her zaman köstek durumunda kalır.
Bu yüzden sahiplenmek, geliştirmek bence bir kentli olarak hepimizin görevi…
Bu bağlamda ben biraz sabır ve zaman diyorum..
Taşlar yerine oturacak…
Saygılarımla