Bir Pazar günü, eski sahafların raflarına düşmüş siyah beyaz fotoları karıştırırken buldum kendimi, eski plaklar, eski kitaplar, eski mektuplar, eski kasetler, madalyalar, lambalar vesaire vesaire…
Hepsi ayrı bir yaşanmışlık, hepsi ayrı ayrı başlıca bir hikaye…
Nasıl da ele veriyordu kendini zamanın acımasız ve yıpratıcı etkisi,
Sonbaharın, yaprakları sarartıcı etkisi kadar hızlı olmasa da, zaman ve sonbahar arasındaki sarı etkiyi görebiliyordum tüm eski sararmış fotoğraflarda…
Sarı ve zaman.. Sarı ve İnsan..
Ama unuttuğu bir şey vardı zamanın, onun her şeyi yok etme gücüne karşılık, geriye bırakılan eskilerin de bir dili ve sağlam bir duruşu vardı karşısında..
Arkasına Caddebostan 1958 yazılmış bir aile fotoğrafı buldum, yeni subay çıkmış evli bir genç, yanında duran belki de nişanlısıdır bilmiyorum, dededen toruna tüm aile sıralanmış, en güzel kıyafetler giyilmiş,küçükler kucaklara alınmış,yüzlerde gururlu bir gülümseme ile poz verilmişti fotoğrafçıya…
Fotoğrafçı deklanşöre bastığı an, o fotoğrafın Antalya’da bir sahafa gelmesinin yolculuğu da başlamıştı aslında…
İşte o yolculuk nasıl bir yolculuksa... İnsanın zamana karşı durma yolculuğu da öyle bir yolculuktu…
Bir Ersan Erdura plağı buldum 1977 yılına ait, Acılar sürekli olamaz ve Çocuk Gözler şarkıları seslendirilmiş….
Rica ettim, çalışan bir pikap bulundu sağ olsunlar..
Sadece 45’lik plaklara has, hışırtı sesiyle beraber gelen Ersan Erdura şarkısını dinledim…
Plağın kabının üzerinde ‘Canım sevgilim seni çok seviyorum’ yazıyordu…
Kim bilir o aşk mutlu sonla mı bitti yoksa ayrıldılar mı ?
Belki ikisi de bilmiyorlardı… Birbirlerinden habersiz…defalarca aynı sahafın önünden geçmiş olabilirlerdi ama sahafın içinde kendilerine ait bir anının olduğunun farkına varmadan yaşama karışmış ta olabilirlerdi…
İşte dediğim gibi hiç bir şey ölmüyor aslında, bir şekilde her yaşanandan geriye bir yerlerde bir şeyler kalıyor…
Zaman ve hayat dediğimiz döngünün, bellek merkezleridir sahaflar..
Yepyeni gıcır gıcır bir kitap almak yerine, içerisine not bırakılmış, ve bazı hayatlardan izler taşıyan kitapları daha çok severim ben…
Kitapla beraber aslında onların da ayrı bir hikayeleri vardır…alır götürür insanı altı çizilmiş cümleler, ön sayfaya yazılmış notlar.. arka sayfaya atılmış tarihler.. Bunların hepsinin ayrı bir anlamı ayrı bir dili vardır…
Ne diyim arada bir geçmişi hatırlamak isterseniz… hızlı dünyadan bunalıp, geçmişe küçük ve keyifli bir yolculuk yapmak isterseniz..
Sahaflara uğrayın derim… Sahaflar sizi bekliyor..
Korkmayın bu yolculuklara giriş ücretsiz….
Saygılarımla…