Zaman dediğimiz illüzyonun içerisinde yüzüp dururken, kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığım bir akşamın tenhasında, çok uzaklarda parlayan bir yıldız gördüm...
O kadar güzel parlıyordu ki, karanlık gecenin ortasında, bizden kilometrelerce uzak bir boşlukta çakılı kalmış, ancak yeryüzüne ışık saçmaya ta oralardan devam ediyordu.
İster istemez düşüncelere daldım. Şimdi dedim o yıldızdan dünyaya baksam acaba bu hal, bu durum, bu dünya oralardan nasıl görünür ?
Kendimizi birşeylerin sahibi zannederken, bir yıldızdan bakabilseydik dünyaya, acaba gerçekte hiç bir şeyin bizim olmadığını anlayabilir miydik ?
Ya da kendimizi dünyanın merkezine koyup en büyük biziz zannederken, balıkları, kuşları, dağları, ağaçları,denizleri ve nehirleri görebilir miydik ?
Ya da yıldızlara çok kolay ve çabuk ulaşabilseydik, oralara da birer tapu dairesi kurup, yıldızları ada ve parsellere bölüp, yıldızın kapladığı alanları da sahiplenir miydik ?
Bu bizim yıldızımız, bak en büyük yıldız bizim, Samanyolu Galaksisi manzaralı, sen burada yaşayamazsın, git başka bir yıldızda yaşa mı derdik birbirimize...
Ya da yıldızların köşelerine kocaman, ihtişamlı siteler kurup, yıldız tozlarından kendimize kocaman kaleler mi yapardık yine.
Acaba nasıl olurdu herşey,
bir yıldızda ya da başka bir gezegende yaşasaydık.
Mesela bir kız başka yıldızda doğmuş, oğlan da başka yıldızda doğmuş...
Onları evlendirirken, yıldızlarana mı bakardık, Damat nereden miş ? Siriustanmış, ya gelin nereli ? O da Capella yıldızındanmış, ne soylu ne asil yerlerden, damadı pek beğenmedim mi derdik...Aaa olur mu Damat Sirius'da Helyum ve Hidrojen istasyonu kurmuş mu derdik...
Yıldızlarda yaşasaydık nasıl olurdu acaba herşey...
Düşünsenize koskoca boşluktasın, neyin dedikodusunu edeceksin? Neyin peşinde koşacaksın? Kim hangi yıldızda ne yapıyor acaba haber alır mıydık ? Yoksa dedikodu edemediğimiz için zaman geçmez, bu yıldızda da yapacak hiç bir şey yok, canım çok sıkılıyo yav mı derdik...
Orada zaman kavramı da değişik mesela, Satürn gezegeninde falan yaşasan, 1 yıl 30 dünya yılına eşit, hadi 90 yaşına kadar yaşasam desen, 3 yıl falan yaşayıp ölüyorsun...Düşünsene 3 yıllığına gelmişsin kainata, acaba nelerin peşinden koşardık o zaman, Satürn de nostaljide yapamaz insan, ahh ne günlerdi eskiden diye bir başlasan, zaten 1,5 yıl önceden bahsetmiş oluyorsun.
Şöyle sorular olur muydu acaba o zaman da, siz Satürn'ün neresindensiniz ? Aaa çok güzel Satürn'ün en güzel yeri ,ev kendinizin mi kira mı ? Ya o zamanlar dedem almış tarlaymış, sonradan değerlenmiş mi derdik...
İşte hala yıldız yanıp sönüyor, acaba nasıl olurdu, sadece gecelerimi olurdu hayat...Gündüz zaten dünyadan görünmüyorsun, bu sefer sadece gece mi görünürdü insanlar.
Yanıp sönen çok uzaklardaki yıldızdan konu nerelere geldi...
Peki ya sanat nasıl olurdu, ya da edebiyat...Üretim nasıl gerçekleşirdi, metaforlar ne kadar değişirdi... Ya da yine aynı insanlar mı olurdu bu işlerin köşe başlarında ?
Daha önce Jüpiterde bir kitabınız yayınlandı mı ? Hayır ?
Yani biz yayınevi politikaları gereği, Jüpiterde daha önce kitabı yayınlanmış yazarlarla çalışıyoruz mu derlerdi orada da...
Yayınlamazsanız benim ilk kitabım nasıl olacak diye kendine mi sorardı yine insan.
Besteler nasıl olurdu ? Abi senin şarkı Merkürde çok tutar, patlar bu şarkı mı derlerdi.
Evet hala yanıp sönüyor yıldız, verdiği ilham bile bu kadar çok hayal kurduruyorsa insana, acaba kendileri nasıldır merak etmeden edemiyor insan.
Ne zaman bunalırsa içiniz, kendinize bir yıldız seçin gökyüzünden, ve oraya gidin derim, ve oradan bakın dünyaya...Herşey küçülüveriyor bir anda...
Işığını içinizde hissedin...
Bol yıldızlı günler dilerim..