DÜN-BUGÜN-YARIN

Prof.Dr Burhan Varkıvanç'ın Ardından.

Sanıyorum unutmamak üzerine bir hafızam olduğundan zaman zaman kendime tahammül edemedemediğim anlarım da oluyor.

 

Ancak yine de seviyorum unutmamayı.

 

Unutmuyorum işte.

 

Napiyim unutmuyorum.

 

Burhan Varkıvanç Hocamı da unutmuyorum.

 

Harika bir insan olduğunu da.

 

Burhan Hocayı kaybettik.

 

Büyük bir arkeoloğu kaybettik.

 

Hemen anlatayım,

 

Burhan Hocayı nasıl mı tanıdım ?

 

2006 yılında Kent Müzesi Projesi çalışmalarında tanıdım Burhan Hocayı, hoş ben Anadolu Üniversitesi mezunu olduğum için hiç dersime girmemişti Burhan Hoca, ama aynı projede çalıştığımız için tanışmıştık.

 

Bu kadar kibar ve naif bir insanla çalışmanın insana verdiği haz bambaşka oluyor. 

 

Onurcum şu konuda böyle yapalım istersen dediği zaman insanın içinin yağları eriyiveriyor.

 

 Bir de karşınızdaki insanın espri yeteneği de epey yüksekse çalışmak ayrı bir zevke dönüyor.

 

İş çıkışlarında gittiğimiz Bademaltı Kafenin bahçesinde oturduğumuz günler aklıma geliyor da,  Kent Arkeolojisinin önemini sindire sindire anlatıp, araya sıkıştırdığı esprilerden sonra, karşıdakinin espriyi anlayıp anlamadığını soran mavi gözlerindeki zekası aklıma geliyor.

 

Hıdırlık Kulesi'nin  ilk etap kazı çalışmalarında görev aldığım zamanlar, ziyarete gelip inceleme yapardı Burhan Hoca, Hocam nasıl gidiyor sizce dediğimde , insiyatif alacaksın, korkmayacaksın Onurcum dedi. Bir arkeolog önce cesaretli olacak derdi. 

 

Verdiği cesaret aklıma geliyor.

 

Burhan Hoca çok yönlü insanları severdi, ben müziğe de gönül verdiğim için, rönesans insanlarını konuşurduk hep, rönesans insanlarının çok yönlülüğünden bahsederdi, moralim düzelir, enerjim yükseliverirdi.

 

Haberi duyduğumda inanamadım önce, ülkemize daha bir  çok hizmeti olabilecekken, henüz 60 yaşında aramızdan ayrılan dev bir arkeoloğun ardından baka kaldım sadece.

 

Sonra bir yazı yazmak istedim ardından, nasıl binyıllardan sonra yazıtlar karşımıza çıkıyor kazılarda, sözler uçuyor da yazı kalıyor, bu yazı da bir yerlerde kalsın istedim.

 

Hüzünlü ancak kainata tekrar karışma hikayesi aslında ölüm denen şey, geride bıraktıklarımızla yaşamaya devam ediyoruz aslında.

 

Dünyaya bir kez daha gelsem acaba ne olmak istediğimi sorguladım sonra,  Evet önümden bana ışık olan Burhan Hocam gibi, ben de tekrar dünyaya gelsem yine arkeolog olmak isterdim.

 

Bilginin ünvanlara sığmayacağını anlamış bir insandı Burhan Hoca, bilginin niteliğinin ise neyi ne kadar bilebildiğimizle ilgili yüzleşmelerimizden sonra değerlendirilebileceğini bilenlerdendi.

 

Evet özleyeceğiz, evet bir yanımız hem bir hocamızı hem bir dostumuzu kaybetmenin ince bir sızısıyla kalacak belki, ama devir eden ışıkların sonsuzluğunda hep Burhan Hocamı hatırlayacağım.

 

Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi bağırmadan, nakış nakış işlediği mert ve delikanlı duruşunu hiç unutmayacağım.

 

Hoşçakal sevgili Hocam.

 

Arkeolojinin ölümsüzlüğü üzerine olsun...

 

Prof.Dr. Burhan Varkıvanç

Yayın Tarihi
16.11.2021
Bu makale 1188 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!