ANTALYANIN KAHYASI

Amaç üzüm yemek mi?

ERDOĞAN KAHYA

Sene 1980, takvimler 16 Mart tarihini gösteriyor. Antalya’ya ilk gelişim. Hani ilk görüşte aşk vardır ya, öyle oldu benim için. Geçici görevle gelmiştim, temelli kaldım. Aradan 38 koca yıl geçti…

O tarihte Balbey Mahallesi yılların eskittiği binalar dışında aynen böyleydi. İki katlı bahçeli konuklarına hayran kalmıştım. Gazeteciler Cemiyeti’nin Basın Merkezi’ni burada açmak için çok çaba harcadık ama o günkü şartlarda çok zordu, başaramadık.

Yıllar geçti, kimsenin cesaret edip giremediği Balbey’e Menderes Türel el attı. Amacı Balbey’i aslına uygun olarak restore etmek, Balbey’i kademeli, olarak yenileyerek turizme açmak… Yeni bir işe giriyor ve özellikle insanların mülklerine dokunuyorsanız, onların fikri ve onayını almadan başaramazsınız. O da öyle yaptı, muhtarı, azaları ve Balbey halkını tek tek dinleyerek bir proje çizdirdi. Halkın da beğendiği bir proje çıktı ortaya. Üstelik, buradaki planlamada her şeyin sahibi halk, kamuya terk edilecek bir yer de yok, rant da yok…

Birinci etaptan başlayarak planların uygulamasında geçildi, ancak Demirciler çarşısına bakan yol üzerinde 17 mülk sahibi, 10-15 metrekarelik yerlerinin planlama içine girince ellerinde bir şey kalmayacağını belirterek, böyle bir yenileme çalışmalarına karşı olduklarını bildirdiler. Bırakın 17’yi bir tek kişi bile karşı çıksa projenin uygulanması mümkün değil. Ellerindeki küçük parseller için konak verilmesi de mümkün olmadığı için tek çare olan kamulaştırma alternatifi devreye girdi. Cumhurbaşkanlığı da sözü edilen mülklerin güncel bedeli karşılığında Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılarak projenin uygulanması yönünde atılacak ilk adıma destek verdi.

Mesele bundan ibarettir.

Yaklaşan seçimler nedeniyle bu meselenin kamuoyunda tartışmaya açılmasının, hele bir de bilgi sahibi olmadan, sırf mevcut belediye yönetimini eleştirmek adına yapılan açıklamalarının kime faydası olacağını çok merak ediyorum.

Buram buram tarih kokan ve turizm açısından ihtiyacımız olan cazibe merkezlerinden biri olacak Balbey’i bu halde bırakarak bağcıyı mı dövmek istiyorsunuz, yoksa hani hep şikâyet ettiğiniz “turizmden Antalya esnafı yararlanmıyor” lakırdılarını sona erdirerek Balbey’i turizme açıp üzüm mü yemek istiyorsunuz?

Karar verin…

Gelin hep beraber, seçimi filan bir kenara bırakarak yaşadığımız bu cennete sahip çıkalım, Kaleiçi’nin sorunlarına da hep birlikte el atalım, “Kaleiçi neden bu halde?” diye kendimizi sorgulayalım, çözüm üretelim, bizi yönetenlere yardımcı olalım…

O yüzden yürü Menderes Türel, doğru bildiğin yolda yürümeye devam et… Bu memlekette ahde vefa vardır, tarih seni ve bu kente hizmet edenleri altın harflerle yazacaktır…