ANTALYANIN KAHYASI

Doğayı kim koruyacak?

ERDOĞAN KAHYA

Akbelen’de yaşanan ağaç katliamını, ormanını koruyan halkı ve Devlet tarafından sermayenin emrine verilmiş Jandarmamızın karşı mücadelesini günlerdir televizyon ekranlarında birinci haber olarak izliyoruz.

Aynı ekranlardan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bir kamu spotunu izliyoruz. Bakanlık diyor ki;

‘’Ey ahali çevremizi, doğamızı iyi koruyamadığımız için doğanın doğa bize adeta yakıp-yıkarak cevap veriyor. Doğamıza sahip çıkalım, bugüne kadar yaptığımız hatalardan vazgeçelim’’

Ya da benzer sözler işte. ‘’Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’’ der ya atalarımız. Aynen o’nun gibi;

Doğaya zarar veren bizzat Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı…. Nasıl mı?

Doğayı katleden taş ve maden ocakları ve bu işletmelere ya izin veren, ya da adına ÇED denen belgeyi veren bu bakanlık… Ve aynı bakanlık ‘’Çevreyi koruyalım’’ diye televizyonlara kamu spotu veriyor. Halkı yardıma çağırıyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor misali…

***

Güzelim orman ağaçlarının kesilmemesi için 7 gündür eylem yapan yöre halkının yaşadıklarını izliyoruz. Jandarma birlikleri bizzat İçişleri Bakanlığı’nın emri ile adeta sermayenin emrine verilmiş. Onlara; ‘’Halkın ormanını koruma eylemine izin vermeyin’’ diyorlar. Bizim askere ‘’vur dedin mi, öldürür’’ sözcüğünü uygularcasına biber gazından dipçiğe karşı halka uygulayıp, şu ana kadar 100’ün üzerinde çevreciyi gözaltına alıyorlar. Bu da yetmiyor, ‘televizyonlar yayın yapmasın, burada eylem yapan halk başkaları iler haberleşmesin’ diye bölgeye sinyal kesici araçlar getiriyorlar.

Peki gözaltına alınanların Suçu ne?

Koca devletin ‘’Alın size arazi. Bu ormanlık alandan kömür ve maden çıkarın. ÇED raporuna da gerek yok. Gerekirse bu arazi içindeki orman ağaçlarını da yaşına-başına bakmadan kesebilirsiniz. ‘Bölge halkı ne mi der’ diye korkmayın. Karşılarında Devleri bulurlar’’

emrini hiçe sayarak ağaç kesimine izin vermemek. Daha doğrusu veremediği için eylem yapmak… Allahtan bugüne kadar terörist ilan edilmediler. Aslında Yasa’ya göre Devlete karşı gelmek, terör eylemine giriyor ya…

Jandarma, bizim jandarmamız

Bizim çocuklarımızdan oluşan Jandarma teşkilatı halkın mal ve can güvenliğini sağlamak için vardır. Ama görünen o ki, Jandarmamız ve polisimiz halkla karşı karşıya getiriliyor.

Neden?

‘’Sermaye sahipleri daha çok kazansın’’ diye…

Neden?

Doğayı korumak üç-beş baldırı çıplağa mı kaldı. Devletin kurumları var. Devlet yanlış yapmaz. Ormandaki cinayete karşı çıkan karşısında jandarmanın copunu yer…

Halkın neden? diye sorma hakkı var mı ki diyeceksiniz. Siz de haklısınız. Bu halk hiç geçmediği otoyollar, köprüler için, hiç uçmadıkları havalimanları için, kapısından bile geçmedikleri Şehir Hastaneleri için, yurt dışında itibarımız kaybolmasın diye Cumhurbaşkanımızı saray da yaşattığı için, zaten delik olan cebinden para ödüyor. Neden bu parayı benden alıyorsunuz, Devlet bütçesinin yarısınıu bu işleri yaptırdığınız beşli çeteye ödüyorsunuz diye soru sorabiliyor mu?

Orman suçuna af yoktur

Son olarak Geçmiş yıllarda jandarmamız ve ormancılar; ormandan izinsiz ağaç kesenlerle mücadele ederdi. Hatta bu suçu işleyenler sorgusuz sualsiz cezaevine konur ve af yasalarından hiçbir şekilde yararlanamazdılar. Devir değişti, halk ağaç kesenlere karşı çıkıyor, jandarma da ağaç kesenleri koruyor. Ve akla şu soru geliyor:

‘’Jandarmamız ormanı mı koruyacak, yoksa sermayenin talanını mı?’’ Maalesef orman bizzat jandarmamızın korumasında talan ediliyor…

Ne garip değil mi???

Evet doğayı katletmeye böyle devam ederseniz bir gün gelecek nefes dahi alamayacağız. Dere yataklarına konut izni vermeye, ya da kaçaklarla mücadele etmezseniz, sel felaketlerinden bir gün gelecek kurtulamayacağız.

Artık yeter, bu rant sevdasından vazgeçin…Bu duruma muhalefet partileri seslerini daha gür çıkarmalı.