ANTALYANIN KAHYASI

Yurttaştan, yurttaşa bir çağrımız var…

Sosyal medya yeni yüzyılın gazeteleri ve televizyonları kadar kamuoyu yaratma konusunda etkili. Bizim meslek de gidiyor elimizden sizin anlayacağınız. Sosyal medya m basın mı diye bir ayırım yapılsa biz kaybederiz.

Neyse dün bir dosttan mesaj aldım. Gönderdiği çağrının milyonlarca kişi tarafından paylaşıldığını söylüyor, ama kendisinin paylaştığı anlaşılmasın diye de WhatsAppı tercih ediyor.

Ne derseniz deyin toplum üzerinde bazen de gereksiz bir korku ve güvensizlik var. Ancak, sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle cezaevine girenleri de unutmamak lazım.

Evet dostumuzun benim de paylaşmamı istediği çağrı gerçekten toplumun sesi gibi. O nedenle de köşeme almaya karar verdim.

Bakın ne diyor?

 

" Yurttaştan yurttaşa bir çağrımız var...

 

Bu toplumun büyük çoğunluğu gelişmelerden memnun değiliz, huzursuzuz, güvensiziz, geleceği göremiyoruz, böyle yaşamak istemiyoruz.

Milyonlarca yurttaşın olup bitenlere rızası değil itirazı var, ama tek tek sesimiz duyulmuyor. Gücümüzü gücümüze, seslerimizi birbirimize katarsak suskunluğu aşarız, sessizliği deleriz, duyulur görülür hale geliriz.

Aşağıdaki metni elindeki bütün olanak ve yollarla gönderebildiğin, ulaşabildiğin herkese, her partiye, her kuruluşa, üyesi olduğun örgütlere, arkadaşlarına, eşine dostuna, izlediğin kanalların haber ve tartışma programlarına, kendi sosyal medya ağına, her yere gönder lütfen...

Yurttaşın, hepimizin itirazının milyonlara ulaşabilmesi için yaratıcı ol.. Bu toprakların ortak sahibi olan bizler; AKP, CHP, HDP, MHP ya da başka partilere oy veren Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Süryani, Müslüman, Hristiyan, Sünni, Alevi, inançlı, inançsız bütün yurttaşlar, barış ve huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz. (İYİ Parti unutulmuş ben ekliyorum)

 

Savaş istemiyoruz, şehit istemiyoruz, çocuklarımızın ölmesini, öldürmesini, birbirlerine silah çekmesini istemiyoruz.

 

Düşman cephelere bölünmek, kardeşliğimizi, ortaklığımızı yitirmek istemiyoruz.

Ne darbe ne vesayet ne diktatör ne terör!

 

İşimizde gücümüzde, huzur içinde, hür yaşamak istiyoruz.

 

Kadın olduğumuz için hırpalanmak, tecavüze uğramak, öldürülmek, örtülüyüz diye aşağılanmak, şort giydik diye saldırıya hedef olmak, korku içinde yaşamak istemiyoruz.

 

Kadın erkek hepimiz; inançlarımızı, dinimizi, kültürümüzü özgürce, eşitçe yaşamak istiyoruz.

 

Hangi suçla suçlandığımızı bilmeden, kimin adına, hangi hukuka göre karar verdiklerini bilmediğimiz mahkemelerce tutuklanmak, hapse atılmak; darbeyle, terörle hiçbir ilgimiz yokken yalan ihbarlarla, sahte delillerle sorgusuz sualsiz işimizden olmak, meslekten uzaklaştırılmak, çoluk çocuğumuzla açlığa mahkûm edilmek; barış deyince terörist, mağduriyet deyince hain ilan edilmek istemiyoruz.

Keyfi kararlarla, emeğimizin hakkının, ücretimizin, maaşımızın elimizden alınmasını, evlerin, köylerin yakılıp yıkılmasını, çocuklarımızın eğitimlerinin aksamasını, gençlerimizin sokaklarda heba olmasını istemiyoruz.

 

Biz halkız, vicdanlı, iyi insanlarız; bizi tahriklerle kötüleştirmeyin, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, kana, ölüme alıştırmayın. Savaş, ölüm, idam, çatışma, kavga istemiyoruz.

 

Bu ülkeyi yönetenler, kaderimize hükmedenler!

 

Sizler; halkı sindirmek, özgürlükleri yok etmek için değil, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz.

 

Bilin ki bu gidişe rızamız değil itirazımız var. Bizi duyun.!’’

 

Yurttaştan yurttaşa çağrı bu, haklı değiller mi sizce… Yorum sizde…

Yayın Tarihi
02.07.2020
Bu makale 1365 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!