ANTALYANIN KAHYASI

Böyle siyasetin içine…

ERDOĞAN KAHYA

Hafta sonu bir grup gazeteci arkadaşımızla Afyonkarahisar’a gittik. Bu gezi sırasında Afyonkarahisar Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün muhteşem ‘’Yumurta Müzesi’’ ni gezme ve 'görne imkânımız oldu. Dünyanın 6, Avrupa’nın alanındaki tek müzesini

Müzeyi sonra anlatacağım size, ama müze salonunun bir köşesindeki ‘’Afyonkarahisar’ın Yetiştirdiği Önemli şahsiyetler’’ sergisi dikkatimizi çekti. Sergide Cumhuriyet öncesi ve sonrası ünlü isimlerin fotoğrafları ile özgeçmişleri vardı. Bunların içinde siyasilerde vardı şüphesiz. Gençlik yıllarımızda isimleri ve Türk Siyasi hayatında yer etmiş iki önemli isim de vardı. Osman Atilla ve Rıza Çerçel; Demirel hükümetlerinde de yer almış, Afyonkarahisar’ın yetiştirdiği iki önemli siyasetçiydi. Senatör ve Milletvekili olarak bu ülkeye uzun yıllar hizmet ettiler.

Kim vardı, kim yoktu tartışmasına hiç girmeden gözümüz ülkemizin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer’i aradı…

Yoktu!...

Afyonkarahisar’ın yetiştirdiği tek Cumhurbaşkanı’ydı ve ne fotoğrafı ne de adı vardı…

13 Eylül 1941 tarihinde Afyonkarahisar'da dünyaya gelen Ahmet Necdet Sezer,

1958'de Tü,rkiye’nin en ünlü Afyon Lisesinden,

1962'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Ankara'da hakim adayı olarak göreve başladı.

1977 ve 1978 yıllarında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Medeni hukuk alanında Yüksek Lisans yaptı.

Türkiye'nin 14. Anayasa Mahkemesi başkanı ve 10. cumhurbaşkanıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hem yürütmenin hem de yargının başkanlığı görevini yapmış tek kişidir.

Hemen aklıma ‘’Afyonkarahisar’ın yetiştirdiği ünlüler arasına girmek için adam daha ne yapsaydı?’’ diye düşündüm, üzüntüm bir kez daha arttı.

Bu vefasızlığın başka bir adı var mı?

2017 yılından beri Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini yürüten Mehmet Tanır’a sorduk:

‘’Neden Ahmet Nejdet Sezer yok?’’ diye…

Şüphesiz ‘’Aldığım emir üzerine’’ diyemedi ama, özrü kabahatinden büyük kocaman bir yanıt verdi:

‘’Efendim bu sergi İzmir’de yapılan bir Afyonkarahisar tanıtımında açıldı. Yakın tarihimizdeki siyasetçileri ve yaşayanları koymayalım diye tertip komitesinden bir öneri geldi ve dönemin valisinin emri ile de sergide yer vermedik. Bir art niyet yoktur’’

Dedi demesine de, ben şahsen tatmin olmadım, olamadım. Çünkü Veysel Atasoy yakın tarih değil mi, adam hala siyaset yapıyor. Osman Atilla da, Rıza Çerçel de yakın tarihimizde Adalet Partisi’nde (AP) bu ülkeye hizmet eden insanlardı. Büyükleri gibi Takiyye yapan şunu söyleyemedi müdür bey bize;

‘’Emir büyük yerden geldi. Biz de istikbalimizi bağladığımız devletimize bu yönde bir hizmet vererek, ülkeyi yöneten siyasi erk’e karşı koyamadık. Sonuçta biz Devlet memuruyuz…Veysel Atasoy'da o dönemde bakan olduğu için yer aldı’’

Pes doğrusu, pes...

Şu kadarını söyleyeyim; Valisi’nden müdürüne kadar hiçbir dönemde kamu görevlileri, bürokratlar, müdürler, memurlar hiç bu kadar bizzat siyasetin unsurları haline gelip siyasete bulaşmamışlardı. Hiç bir dönemde olduğu kadar siyasi erk’i vatanından ve milletinden üstün ve önde görmemişlerdi.

Peki bu emri verenlere ne demeli?

16 Mayıs 2000 ile 28 Ağustos 2007 yılları arasında Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Ahmet Necdet Sezer’i yok saymak…

Bazı insanlara ters gelse de kendinden çok devletini düşünen o muhterem insanı yok sayarak, ne elde ettiğinizi merak ederim. "çünkü bir insanı yok saymaktır, onu öldürmek...’’

Merak ettiğim son husus da, siyasi erk böyle istedi diye, koca Afyonkarahisar’ın kendi öz evladına, yetiştirdiği, okutup Cumhurbaşkanlığı makamına oturttuğu evladına nasıl sırtını döner ve o’nu yok sayar?

Ben bir Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde doğmuş bir birey olarak bunu kabul edemem, etmem… 10. Cumhurbaşkanımız sadece Afyonkarahisar’ın değil bu ülkenin yetişdirdiği en büyük değerlerden biridir…