ANTALYANIN KAHYASI

Hürriyet ve Başyazar Prof. Müftüoğlu

Malum Devletimizin, ‘Evde Kal’ uyarısı ile evimizdeyiz. Bu nedenle gazete de okuyamaz olduk. Ancak internet üzerinden güncel haberleri okuyor, bilgisiz ve gündemsiz kalmamaya çalışıyoruz.

Türk Medyasının Amiral Gemisi Hürriyet’in başyazarlığına Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun getirildiğini bizzat Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan açıkladı. Paylaşımı okuyunca yaşadığım şaşkınlığımı ifade etmekte zorlanıyorum... 50 yıllık meslek hayatımda ilk defa gazeteci olmayan bir tıp doktorunun 72 yıllık Sedat Simavi’nin eseri Hürriyet’in başyazarı olmasına gerçekten inanamadım. 18 yılımı ve gençliğimi verdiğim gazetemde ‘daha nelere tanık olacağım?’ diye düşündüm. Ve Hürriyet’i bugünlere getirenlere, ben ve benim gibileri işimizden ederek, bugünlerin temellerini atan dönemin malum kişilerine bir kez daha lanet okudum…

***

Hürriyet; 1948 yılından, gazeteci olmayan özel sektör eline geçinceye kadar ülkenin gündemini belirleyen haberleri, birbirinden değerli köşe yazarları, dünya çapında röportajları, milyonu aşan trajı, şüphesiz çalışanları ile Türk Basınına hep örnek olmuş bir gazete kimliği yaratmıştır.

Hürriyet’i çekirdekten gazeteci Sedat Simavi 1 Mayıs 1948’de kurdu. O dönemde yayınlanan gazetelerin sahipleri hep gazeteciydi.  En önemlisi de bütün patronlar aynı zamanda gazetenin başyazarıydılar. Sedat Simavi, Bedii Faik (Dünya), Nadir-Yunus Nadi (Cumhuriyet), Cihat Baban (Tasvir), Ali Naci Karacan (Milliyet),  Ahmet Emin Yalman (Vatan), Kemal Ilıcak (Tercüman) bunlardan bazıları idi. Babıali’de patronlar dışında başyazarlık yapan gazeteciler arasında ise Oktay Ekşi (Hürriyet) ve Abdi İpekçi’yi (Milliyet) sayabiliriz. Bunun yanında yıllarca Hürriyet’i yöneten rahmetli Nezih Demirkent, Çetin Emeç, Ertuğrul Özkök bile Başyazarlık yapmadılar.

Oktay Ekşi Hürriyet’in başyazarlığı döneminde basında yozlaşmanın başladığını görerek; Avrupa ülkelerini örnek alıp Basın Konseyi’ni kurmuş, tüm gazetecileri de bu konseye üye olmaya çağırmıştı. Ancak, bir denetim mekanizması olarak kurulan Basın Konseyi’ne Ekşi, gazeteci olmayan, ancak ülkede herkesin tanıdığı ünlü isimleri, kanaat önderlerini de aldı, üstelik onları Konseyin kurucu Meclis üyeleri yaptı. O dönemde meslek örgütleri olarak Oktay Ekşi’nin adında ‘basın’ bulunan bir örgütlenmeye işlevi ne olursa olsun gazeteciler dışında kişileri alması nedeniyle eleştirdik ve birçoğumuz da o dönemde konseyden ayrılarak Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nu kurmuştuk.

Nereden nereye?

1948 yılında yayın hayatına başlayan Hürriyet gazetesinde ilk kez gazeteci olmayan biri başyazar oldu.

Hürriyet’in yeni başyazarı Profesör Osman Müftüoğlu’nu bugüne kadar televizyonlarda bir Tıp Doktoru olarak izledik, izlemeye devam ediyoruz. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in doktorluğunu yaptı. Centilmen, yakışıklı, alanında bilgi küpü, saygın bir insan. Türkiye’nin akil insanlarından, vatanını ve milletini seven bir yurtsever. Bir iç hastalıkları doktoru olarak, diğer doktorlara göre daha başarılı olduğu, literatürü çok iyi izleyerek mesleğinde başarılara ulaştığı için mesleğinin zirvesine çıkmış, profesörlük unvanını almış…

Merak ediyorum. Hürriyet’in başyazarı olarak, başköşede Coronavirüsle nasıl mücadele edeceğimizi mi yazacak, yoksa sağlık sohbetleri mi? Ya da; Hürriyet’in yayın politikasına uygun olarak hükümeti destekleyen, yapılanları Genel yayın Yönetmeni gibi pohpohlayan yazılar mı kaleme alacak? Havuz medyasını eleştirip, Sedat Simavi’nin ilk başmakalesinde yazdığı gibi;

’’Bu gazete tarafsız ve müstakil olacaktır. Halkın faydası için lüzumu halinde taraf tutacak, ama müstakil olduğu için hiçbir zaman tuttuğu tarafın aleti olmayacaktır..’’

diye mi yazacak acaba?

Ya da Erol Simavi’nin Basınla ve özellikle Hürriyet’i suçlayan sözleri nedeniyle dönemin Başbakanı rahmetli Turgut Özal için yazdığı başyazıda; korkusuzca ‘’Sayın Başbakan kalp rahatsızlığı nedeniyle dünyanın en ünlü kalp cerrahının yaptığı by-pass ameliyatı sonrası akıl sağlığından da oldu herhalde’’ diye mi yazacak, gerçekten merak ediyorum…

Böylesi kibar ve naif bir insanın Hürriyet’in başköşesinde eleştirel siyasi yazı yazacağını sanmıyorum. Bu görevi niye kabul ettiğini bilemiyorum ama, gazetelerin başköşesinde, ülke gündeminde neler olup bittiğinin, hükümetin icraatlarından, yanlışlardan, doğrulardan söz edilmesi gerektiğini, üstelik bunu halkın yanında eleştirel bir bakışla yazması gerektiğini herhalde sayın Ahmet Hakan söylemiştir.

Uzmanlar Corona’dan sonra dünyada birçok şeyin değişeceğini yazıyorlar. Biz daha Corona bitmeden ilk büyük değişikliği yaşadık gibi…

Hayırlı olsun değerli Hocam Sayın Müftüoğlu…

Yayın Tarihi
08.04.2020
Bu makale 1502 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!