ANTALYANIN KAHYASI

Bahçeli siyasetin zirvesine oturdu!..

ERDOĞAN KAHYA

Halk TV’de gece programlarından birini izliyorum. Son dönemlerin ‘’baba’’ gazetecileri siyasette olup bitenleri tartışıyor. Konu; Bahçeli’nin son zamanlardaki çıkışları, ziyaretleri, Cumhur ittifakı ve erken seçim konuşuyorlar. Ülkenin gerçek gündemi; yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, kısıtlanan özgürlükler, adaletsizlik, tek adam rejiminin halka çektirdikleri, çalışanların çilesi, emekliye uygulanan dilenci muamelesi hep hepsi unutulmuş gibi…

Daha dün, suikast sonucu öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti gündemden düşmüş, cinayetle ilgili zımmen MHP’yi suçlayan gazete ve televizyonlar fikir değiştirmiş Bahçeli’nin üstün siyasi zekasından, diplomasideki kıvraklığından bahsediyorlar.

Oysa ülkenin gerçek gündemi;

Semt pazarlarından akşam sofrasına bir lokma koyabilmek için çöpe dökülen sebze ve meyve toplayan gözü yaşlı kadınlar unutuldu.
Piyasa denetimsiz, herkes istediği gibi sattığı ürünlere zam yapıyor. Sanki tek sıkıntıyı onlar çekiyormuş gibi esnaf fiş kesmemeye devam ediyor, (Fiş kesmeyene ve almayana ceza kanun sayfalarında) daha önemlisi ülkenin AK Parti ile bir şekilde ilişkili koca koca şirketleri vergi ödemiyor, Maliye Bakanı sözde ‘’Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınacak’’ diyerek 85 milyonun aklı ile dalga geçiyor. O da biliyor vergi ödeyen sadece orta direk; işçi, memur, emekli; eski tabiri ile bordro mahkumları…
Köylü maliyetini kurtaramadığı sebzeyi yollara döküyor, iktidarı Tarım Kooperatifleri aracığı ile bunları satabileceği halde kılını bile kıpırdatmıyor. Tarım Bakanı istifa etmiyor ya, ‘’utanmıyor musun?’’ diye seslenen köylüyü duymuyor bile…
Halkı tasarrufa çağıran iktidar, itibarımızın simgesi Saray’ın bir yıllık bütçesinin 980 bin asgari ücrete denk geldiğini umursayan yok.
Ormanlar yanıyor, Saray emrindeki 11 uçaktan birkaçı satıp yangın söndürme uçağı alınmıyor. Herşeyi ithal etme politikası gibi koskoca orman teşkilatı dururken yangın söndürme işi özel sektöre veriliyor.

Bu liste daha da uzar, destan olur ama biz asıl konumuza dönelim…

TV’de 2 saati aşkın süren bu programda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye gazetecilerin övgüler nedeniyle ülke gerçekleri unutulmuş gibi. Biri diyor ki;

‘’Bahçeli Cumhur ittifakını bozsa şu andaki yüzde 10 olan puanını belki yüzde 15 çıkarır ve muhalefet partisi olarak kalır. Şimdi yüzde 10 oyu ile her istediği yapılıyor. Emniyet teşkilatında etkili, hakim ve savcılarla diyalog gelişiyor. Bürokratlar son zamanlarda Ak parti milletvekilleri yerine MHP vekillerini dinliyor’’

Neymiş efendim;

Bahçeli şu anda iktidarda, bürokratlar, polis, yargı o’nun emrinde…

AKP ikinci plana düştü,

Erken seçimi ancak Bahçeli isterse olur, aksi halde Bahçeli kendisine sunulan imkanları kullanmaktan, kadrolaşmaktan vazgeçmeyeceği için erken seçim ister mi?

Fenerbahçe Kulübü Başkanı, iş adamı Ali Koç’un kendisini ziyaretinde arka fondaki 17-25’e ayarlanmış saat Ak Parti’ye verilen bir mesaj değil sanki.

Bir an düşünüyorum, konuşmalara başka bir pencereden bakıyorum; muhalefet yanlısı Halk TV’de ülkede gündem belirleyen 3 baba gazeteci CHP lehine algı mı yaratmak istiyor, ya da erken seçime gidilsin diye Bahçeli’ye gaz mı veriyorlar? Başka bir alternatif ise; Bahçeli’yi överek, iktidar partisine sorumluluğu olmadan destek veren MHP’yi neden güçlendirmek istiyorlar?

Bu toplum şu gerçeği unutmayacaktır:

Tek adam rejiminin kabul edildiği referandumdan bu yana, tek başına bütün bu yaptıkları yanlışları yapma imkânı olmayan AK Parti’ye destek vererek bunca yıl iktidarda kalmasını sağlayan MHP’yi unutmak mümkün mü? Bütün yolsuzluk iddialarına karşı MHP’nin sadece makama 17-25’i gösteren saat koyması yetmez. MHP’nin makam ve taraf yapılanmasını bırakarak gerçek milliyetçi ideolojisi ile bu ortaklığı sonlandırması, kendi geleceğini de kurtaracaktır.

Özetlemek gerekirse; Ak Parti’yşi yönetenler 23 yıllık iktidarlarında ne kadar suçlu ya da hatalı ise, TBMM’de iktidarın çoğunluğunu sağlayan MHP ve diğerleri de o kadar suçludur.