Fıkra bu ya; Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister.
Çağırır vezirlerini;
‘Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar! Der’
Aradan bir süre geçer vezirlerine sorar: ‘Nasıl, halk hayatından memnun mudur?
Herhangi bir şikâyet var mı?’
Vezirler: ‘Hiç bir tepki yok Sultanım!’
‘İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!’
Bir süre daha geçer vezirleri tekrar çağırır; ‘Var mı halinden şikâyet eden?’ Yok!
Padişah, halkının tepkisizliği karşısında öfkelenir, ‘Madem öyle köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni halletsin…’
Padişah aradan geçen zaman içinde halktan tepki gelmeyince içerler, bir yandan da merak eder, ‘Halkı dinleyelim hele bir’ der ve Halkın arasına girer.
Padişah sorar: ’Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?
Ses yok. Padişah tekrar : ‘Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin!’
Arkalardan cılız bir ses,
‘Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya! ‘Eeee! der Padişah bir umut.
Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?’
‘Akşamları çok kalabalık oluyor da sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…’’
***
Anlattığımız her ne kadar fıkra da olsa, gerçeklik payı da var mıdır bilemem ama bu senaryo; tarih boyunca birçok yönetici tarafından uygulanan bir güç testidir. Bir padişahın, halkın dayanıklılığını ölçmek için vergi yükünü artırması, mutlak monarşilerin sıkça başvurduğu bir yöntemdir. Halkın tepkisizliği, yöneticinin gözünde gücünün bir göstergesi olarak algılanırdı.
Peki, günümüzde benzer bir durumu yaşıyor muyuz? Bu sorunun cevabı, yaşadığımız coğrafya, siyasi sistem ve ekonomik koşullar gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak söylemek gerekirse, modern demokrasilerde halkın vergi yüküne karşı tepkileri daha organize ve kurumsal yollarla ifade edilmektedir.
Peki, günümüzde peşpeşe gelen vergiler kamuoyu tarafından nasıl karşılanıyor?
Temsili Demokrasi: Günümüzde birçok ülkede, bizde de uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedeniyle temsili bir demokrasi sistemi hakimdir. Buna rağmen Halk, seçtiği temsilciler aracılığıyla vergi politikalarını etkileyebilir ve tepkilerini daha doğrudan ifade edebilir. Halk temsilcilerini görebiliyor mu? Ya da Muhalefetteki vekiller bu konuda işe yarıyor mu?
Toplum bunu yapıyor mu? HAYIR…
Sivil Toplum: Sivil toplum kuruluşları, vergi adaleti ve şeffaflık konularında kamuoyu oluşturarak hükümetleri denetleyebilir.
Var mı böyle STK, ya da kaldı mı? HAYIR…
Medya: Bağımsız medya, vergi artışlarının etkilerini geniş kitlelere ulaştırarak kamuoyunu bilinçlendirebilir.
Bağımsız medya var mı? HAYIR…
Sosyal Medya: Günümüzde çok etkili olan Sosyal medya platformları, halkın sesini daha hızlı ve etkili bir şekilde duyurabilir. Ama sesinin kısılması da mümkündür.
Halkın Pasifliği
Hatırlar mısınız, bir-kaç ay önce Fransa’da akaryakıt fiyatlarına yapılan zamdan sonra Fransız halkı sokaklara döküldü. Bu eylemlere ne polis müdahale etti, ne de gözaltına alınıp tutuklananlar oldu. Halkın bu doğal tepkisi sonunda da hükümet zammı geri çekmek zorunda kaldı.
Oysa bizde nüfusun yüzde 90’lık bölümünün yaşamakta olduğu ekonomik zorluklar ve siyaset kurumunda yaşanan istikrarsızlık, sadece gençler değil halkın umutsuzluğu gibi faktörler, halkın tepki göstermek gücünün kalmadığını göstermiyor mu?
Ayrıca; belki de daha önemlisi Yöneticilerin Hesap verebilirliğinin sınırlı olması, başka bir ifade ile bazı ülkelerde, yöneticilerin halkın vergilerini nasıl kullandığı konusunda yeterli hesap verebilirliği olmadığı için halkın güveninin zedelenmiş olması da vergi direncini artırmaktadır.
Sonuç olarak, Günümüzde halkın vergi yüküne karşı tepkileri, daha karmaşık ve çok boyutlu bir hal almıştır. Yaşadığınız ülkede Vergi sistemi adil ve şeffaf değildir. Vergi; çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması gerekirken, çok kazanan vergi vermediği gibi prim adı altında devletten para almakta, uzun süreli garantiler nedeniyle ödenmesi gereken para için hükümetin ödünç para alması ve faiz ödemesi ekonomiyi batma noktasına getirmiştir. Ödenen faiz karşılığı alınan paranın nereye harcandığı bile açıklanmamaktadır. Hükümetin vergi gelirlerini nasıl kullandığı konusunda halkın yanında muhalefet partilerinin, vekillerin ve hatta bakanların bile yeterli bilgiye sahip oldukları da söylenemez.