Bir arkadaşım aradı dün akşam saatlerinde… Sesi çok kötüydü, ağlamaklı, darmadağın olmuştu sanki. Daha ne olduğunu sormaya fırsat vermeden;
diye inleyen bir sesle devam etti:
- Otelde çalışan oğlumu hastaneye getirdim, doktor Korana virüsünden şüphelendi. Bir şey yapmadılar. Tıp Fakültesi’ne ya da Araştırma Hastanesine acil götürmemi istediler. Ne yapacağımı bilemiyorum. Hangisinde tanıdık var, hangisine götüreyim?
Önce sakinleştirmeye çalıştım. Sonrası birkaç telefon zinciri ile bu konuda yetkinin Antalya Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde olduğunu öğrendim ve oraya götürmesini söyledim…
**
Şimdi bu olayı niye anlattım?
Bütün Dünya Corona ile yatıp, Corana Virüsü ile kalkıyor. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Birliği çağrı üstüne çağrı yapıyor. Uçaklar kalkmıyor, önemli, toplantılar iptal ediliyor, Avrupa’da halk sokağa çıkmıyor, marketlerin rafları boşaltılmış. Çin’de ekonomi ve hayat durmuş halde…
Sağlık Bakanlığı Korona Anayası’nı bile hazırlamış. Hastanelerde olağanüstü önlemler, uzmanlar aşısı henüz bulunamayan virüsten korunmak ve başkalarına bulaştırmamak için alınması gereken hayati önlemleri anlatıyor.
Koca koca bakanlar ekranlara çıkmış, bütün dünyayı saran virüsle ilgili Türkiye’de sadece bir vaka görüldüğünü söylüyor ve “Korkmayın” diyor.
İşi başından beri çok iyi organize eden Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, kamu ve özel hastanelere durmadan genelge yayınlıyor, ne yapacaklarını söylüyor. Halka; “Kalabalık yerlere girmeyin, zorunlu olmadıkça yurt dışına çıkmayın, doktora giderken maske takın, yaşlılar sokağa çıkmayın” çağrıları yapıyor…
**
Şimdi gelelim yine olayımıza… Özel hastanenin hangisi olduğunu bilmiyorum. Önemi, de yok. Ancak söz konusu hastanenin acil servisinde görev yapan ve kendisine başvuran hastada koronavirüsü şüphesi görüp “şuraya buraya götürün“ talimatı veren doktorun işin vahametine varmadığı için derhal görevinden alınması gerekir.
Hastanede görev yapmayan ve bu işten hiç anlamayan bir kişi olarak bana göre bu doktorun;
- koranavirüsü şüphesi gördüğü bu hastayı “Haydi şuraya gidin” demek yerine tam tekmil bir ambulansa bindirip, görevlilere de maske taktırıp yetkili hastaneye göndermesi gerekir. (Üstelik acil sorumlusu olarak hangi hastanenin bile görevli olduğunu bilmiyor)
- İlgili hastaneyi arayıp, hasta hakkında bilgi vererek, ambulansla gönderdiğini söylemesi, onların hazırlık yapmasını istemesi gerekir.
- Acil olarak durumu Sağlık Müdürlüğü’ne bildirip vaka hakkında bilgi vermesi gerekir.
Peki bu doktorumuz bu görevlerini neden yerine getirmemiştir?
İlk akla gelen kendisinin acilde görev yapmasına rağmen bu konuda bilgilendirilmemiş olmasıdır, dünya ayağa kalkmış ki bu mümkün görünmüyor. İkincisi; hastanın virüslü çıkması halinde kendi hastanesinin ve o gün çalışanların karantinaya alınması korkusu yüzünden bunu yapmış olabilir. Ancak bunu yaparken, hastanın taksi ile gittiği diğer hastaneye varıncaya kadar kimlere virüs bulaştıracağını da düşünmeden alınan bu kararın yanlış olduğunu herkes onaylayacaktır.
Allahtan sözünü ettiğim gençte virüs çıkmadı. Aşırı grip sonucu kalp zarında iltihaplanma teşhisi ile hastaneye yatırıldı.
Bütün bunları birilerini şikâyet etmek adına yazmıyorum. Bu yazı, Antalya’nın ve konu ile ilgili partnerlerin Korona felaketine hazır olmadıklarını anlatmak adına kaleme alındı.
Başta Vali Bey ve Sağlık Müdürü ile hastane yöneticilerine duyurulur…