Öncelikle şunu söylemeliyim ki; amacım kimseyi ya da kurumları eleştirmek değil. Çünkü böylesi dönemlerde eleştirmekten çok insanın kendisinin ne yapabileceğini düşünmesi gerekir.
Bu pencereden bakıp, ‘birlikte başarmalıyız’, ya da Muhittin Böcek’in ifadeleri ile ‘Ben yok, biz varız. Biz hep birlikte yaparız’ söyleminin tam tamına vücut bulduğu zaman…
İlk başta 65 yaş üstü için uygulamaya konan sokağa çıkma yasağı ve ardından gelen ceza uygulamasının son derece yanlış olduğunu vurgulamalıyım.
Hele bir de 65 yaşında bir kişi olarak da bu karara son derece üzüldüm… Çünkü hala çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki, şu anda ülkeyi yönetenlerin en başındakilerle siyasi parti liderleri hepsi benden yaşlılar…
Aslında karşı oluşum sokağa çıkma yasağı değil, karşı oluşumun sebebi demokrasiye, insan haklarına, Anayasamızın eşitlik ilkesine de uymayan bir biçimde insanların ayrıştırılması… Yaşlılar- Gençler… Hele bir de belki farkında bile olmadan sokağa çıkan yaşlılardan alınmak istenen para cezası…
Bu yönetmelikleri çıkaranlar bu yaşlı insanların emekli maaşı dışında bir gelirlerinin olmadığını, üstelik emekli aylığının üzerinde. 3 bin 200 lirayı nasıl ödeyeceklerini hiç düşünmezler mi?
Ya sokağa çıkma yasağının herkese uygulanmamasının sebebini bir bilen var mı?
‘65 yaş altındakilere virüs bulaşmaz’ diye bir anlaşma mı var?
Üstelik Devlet olarak herkese ‘Evde Kal’ çağrısı yap, ardından 65 yaş üstüne yasak getir, bu karar; altındakilere sokağa çık demekten başka bir anlam taşır mı?
Zaten yalnızlık çeken, yaşlılarımızı daha da yalnızlığa itmenin, onları bu anlamda komplekse sokmanın manasını anlayan biri varsa beri gelsin…
Müslümanlar için çok büyük önem taşıyan ve Allah’ın evi olarak bilinen Kabe ziyarete kapatılmış, ülkemizde camilerimiz ibadete kapanmış, herkesin sokağa çıkmaması konusunda daha ne beklersiniz?
Evet hep birlikte yaptığımız Korona mücadelesinin başarıya ulaşması için; bu virüsten zarar gören diğer ülkelerdeki yanlışları da göz ardı etmeden;
öncelikle sokağa çıkma yasağı zorunlu olmayanlar dışında herkese uygulanmalı.
Çünkü kamu kurumlarında vatandaşın işleri durduruldu. Memurlar niye izinli olmasın, okullar kapatıldı öğretmenler okullarda ne işi yapıyorlar? Mücadele ile ilgili görevli olmayanlar dışındaki memurlar evine gönderilsin. Kimlere sokağa çıkma yasağının uygulanmayacağı ilan edilsin…
Bir de felaket dönemlerinin vazgeçilmez kurumu Kızılay’ın adını dahi duymuyoruz. Kızılay’ı yönetenler sosyal medyadaki bu konuda yapılan eleştirilere yanıt bile vermiyorlar. Belki Kızılay ne yapabilir diye bir soru aklınıza gelebilir. Kızılay, evlerine hapsedilen yaşlıların günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz mı? Sokakta yatıp-kalkan evsizler için belki bir yerde çadır kurup, aşevleri açamaz mı? Tabii bazı vakıflara para aktarma gibi bir görevleri yoksa…