İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için Yargıtay'ın verdiği karar, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği hak ihlali kararını yok sayan ve milletvekilliğinin düşürülmesine yol açan bir karardır. Bu karar, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesini zedeleyen ve demokrasiye bir darbe niteliğinde olan bir karardır.
TBMM'nin, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği hak ihlali kararını yok sayarak Can Atalay'ın milletvekilliğini düşürmesi de, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Şu unutulmamalıdır ki; Hukukun üstünlüğü ilkesi, devletin tüm organlarının ve bireylerin hukuka uyması gerektiği ilkesini ifade eder. Bu ilke, demokrasinin temelini oluşturan bir ilkedir. En önemli ilke de; en büyük yargı Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlara herkesin uyma zorunluluğu ve sorumluluğudur.
TBMM'nin bu kararı, hukukun üstünlüğü ilkesini ihlal ettiği içindir ki; demokrasiye bir darbe niteliğindedir. Bu karar, yargı bağımsızlığını ve güvenilirliğini de zedelemiştir. Bu karar göstermiştir ki; yargı; Adalet mekanizmasını oluşturan mahkemeler, hakimler, Savcılar tarafından değil siyasal erk tarafından yönetilmekte olduğunun göstergesidir. O nedenledir ki; Can Atalay olayı yargıyı yöneten siyaset erkinin bir darbesidir.
TBMM'nin bu kararı; Türkiye'deki demokrasinin geleceğini tehdit eden bir karardır. Bu kararın, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmesini ve demokrasinin gelişmesini engelleyebileceğinden endişe edilmektedir.
TBMM'nin bu kararının, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmesi ve demokrasinin gelişmesi için bir dönüm noktası olması ve bu konudaki tartışmaları yeniden alevlendirmesi beklenmektedir.
Halkın umuru mu?
Açlık sınırındaki geliri, yoksullukla mücadele eden bu ülke nüfusunun yüzde 80’ini oluşturan halk bu konuya ne kadar yakın. Bana soracak olursanız 60 milyon ülke vatandaşı can derdine, karnını doyurma, çocuklarını yetiştirebilme derdine düştüğü için maalesef Anayasa çiğnenmiş, yargı bağımsızlığını yitirmiş, siyasal iktidar kolayca terörist damgasını vurduğu insanları demir parmaklıklar arasında gönderiyor gibi işler halkın pek umurunda değil. Demokrasi elden gidiyor, yobazlar adeta alenileşmiş, şeriat isteyenlerin sayısı artıyor, bu toprakları kanı ile sulamış ecdadımızın mezarlarında kemikleri sızlıyor halkın hiç umuru değil. Üstelik bu güruhun, yüzde 20 ile kendilerinden ayrışan zenginler sınıfına hismet eden iktidara boyun eğmekten başka çaresi kalmamış…
Ya Muhalefet?
Ülke batıyor, muhalefet kimi aday göstereceğinin hesabı ve kavgası içinde… hani değişim olacaktı, ne oldu? ‘’Değişim isteyenler İzmir listesine baksın’’ diyor CHP Genel Başkanı Özgür Özer. Mevcut başkan tekrar aday gösterilmezken anketlerde 5 sırada yer alan Karşıyaka Belediye Başkanını aday göstererek değişim örneği veriyorlar.
Can Atalay’ın milletvekilliği haksız yere düşürülüyor. Anayasa çiğneniyor, üstelik yine yargı tarafından, bu kez asker değil sivil siyaset ihtilal yapıyor, muhalefet ne yapıyor? TBMM’nde pankart açmak neyi değiştiriyor? Yargıtay 3. Ceza Dairesinin aldığı kararı mecliste okuyan irade, istediği her şeyi özgürce yapıyor, muhalefet eleştirmekten öte gitmiyor. Bugün Can Atalay'a uygulananlar yarın sizlerin de başına gelecek...
Son söz; Kendini parlamenter sanan muhalefet milletvekilleri orada ne iş yaparsınız? Ülken için, temsil ettiğin bu ülke nüfusunun yüzde 48’i için ne yapıyorsun? ‘’Çoğunlukta değilim, ne yapabilirim’’ diyerek orada süs biberi gibi oturacağına 100 binlik maaşından vazgeç, istifa et, millete dön…