ANTALYANIN KAHYASI

Yerel basın ne zaman desteklenecek?

ERDOĞAN KAHYA

Bu bayram gazetesine benden yazı istendiğinde, geçen bayram yaygın basın organlarının dini bayramlarda yayınlanmama çağrısı konusunda anlaşmaya varamamaları aklıma geldi.

Aslında gazetelerin büyük bir bölümü Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay’dan gelen bu öneriye sıcak baktı, ama her konuda olduğu gibi bu konuda da medya oybirliği sağlayamadı.

Şayet anlaşma sağlansa bundan en çok kar sağlayacak Anadolu’da güç koşullarda yaşam savaşı veren yerel basın olacaktı. Yaygın basının 3 gün süre ile çıkmaması, insanları reklam ve ilan açısından öncelikle cemiyetlerin çıkaracağı bayram gazetelerine, ardından da yerel basına yönlendirecekti.

Olmadı… Söylenecek bir şey de yok artık.

Ancak yeri gelmişken reklam verenlerin, ayrıca ilan ve reklam vermesi gerekenlerin uzun zamandır yerel basını göz ardı etmesini biraz açmak ve bu konudaki görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bayram öncesi 5 yıldızlı otellerimizden birinden elektronik posta aldım. Daha doğrusu otelle ilgili bir haber. Ekinde, otelin bayramda sahneye çıkaracağı sanatçıları anlatan bol fotoğraflı haber bülteni ve bir de ilan grafiği vardı.

Otelin adı da Susesi…

Başta belediyeler olmak üzere, kamu ve özel bütün kuruluşların, hatta sivil toplum örgütlerinin basın büroları var ve bunlar medya organlarına haber bülteni gönderiyorlar. Sağolsun yerel basınımız da bu bültenlerin satırına bile dokunmadan, verdikleri bilgiler doğru mu, değil mi bakmadan yayınlıyorlar.

Bülteni gönderen ve çoğunluğu da bu hizmetini İstanbul’daki PR şirketlerine yaptıran turisttik işletmelerimiz, haberleri yerel ve yaygın basın organlarında yer bulunca da, haber bülteni sayısını da ister istemez ve de işlerine geldiği için adeta bülten bombardımanına tutuyorlar.

Bu çerçevede Susesi Otelinin gönderdiği bülten yanındaki ilan grafiğini de göndermesini, “İsterseniz haber yerine bu görseli de yayınlayabilirsiniz, ama para pul istemeyin” şeklinde algıladım ve değerlendirdim. Ama gazetelerimiz ertesi gün bu haberi de, “Bayramda Yıldız yağıyor” diye verdiler…

Şimdi sormak istiyorum. Başta Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği AKTOB’un Başkanı çok sevgili kardeşim Sururi Çorabatur başta olmak üzere tüm dost bildiğim turizmcilere soruyorum:

“Sizin bugünlere gelmenizde milyonda bir de olsa katkısı olan yerel basına bugüne kadar ne verdiniz?”

Hiç cevap filan vermeyin. Ben cevabı biliyorum. Yerel basına hiç bir şey vermediniz. Verme niyetinizin olduğunu da sanmıyorum. Hatta bu gazeteleri alıp okuduğunuzu, ya da bu gazetelere abone olduğunuzu bile sanmıyorum.

Ama yeri geldiğinde onlardan ricalarda bulunuyorsunuz. Gönderdiğiniz bültenlerin yayınlanmasını, bazı zamanlar da tesisinizde kötü bir olay meydana geldiğinde de yayınlanmamasını istiyorsunuz, ama karşılığını vermek, ya da katkı söz konusu olduğunda hepiniz ağlama duvarısınız ve cepleriniz akrep dolu…

Bu konuda yerel basını desteklemeyen sadece turizm sektörü mü?

Hayır, Türkiye’nin sayılı şirketleri arasına giren koca koca firmalarımız da ilan ve reklamlarını yaygın basına, ya da yaygın basının Akdeniz eklerine vermekle yetiniyorlar. Tabiidir ki, daha geniş kitlelere ulaşmak için onları tercih edeceklerdir, ama bu konuda Yerel basını görmezden gelmek, onlara katkı vermemek yerel basının gelişmesi karşısında en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bu tür hizmetlerini de Antalya’da yok gibi İstanbul’daki firmalara, hem de çok büyük paralar ödeyerek yaptırmaktalar…

Bu bayram gününde, böyle bir konuyu gündeme getirmek zorunda kaldığım için değerli okurlarımızdan özür dilerken, ailenizle birlikte mutlu ve sağlıklı nice bayramlar diliyorum…

Not: Bu makale Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin Bayram Gazetesinde de yayınlanmıştır