Cumhuriyetle yaşıt 06.Ekim 1923 de doğan Yaşar Kemal 2015 yılı şubat ayının son günü cemre toprağa düşmeye ramak kala, cemre'den evvel toprağa düşüverdi.
Benim doğduğum köy Beydağlarının orman köylerinden: Doğduğum zamanı yıl ve ay olarak bilen olmadığından, bende bilmiyorum doğduğum zamanı. Hiç okur yazar yokmuş o zaman köyde .Demek ki benim köyüm insanı Yaşar Kemal'in yaşadığı mekan insanlarından daha geri cahilmiş. Gerçek böylede benim köyümden bir feryat yükselmemiş.Devlete karşı Yaşar Kemal fakirliğin acısını edebi olarak işleyip büyük yazar olmuş bu bir başarı...
6 yıllık Aksu öğretmen okulunun 3.ncü sınıfındayken, yani orta üçte okudum, İnce Mehmed romanını Okulumuzun zengin bir kütüphanesi vardı.Başında kütüphane memuru olurdu hep. Okulda okuyan tüm öğrencilerin kitap okuma fişleri vardı memurda.Türkçe öğretmenlerimiz sözlü notunu o fişe bakarak verirdi. Okuduğumuz kitaplar , kitap alış veriş tarihlerine göre o fişlerde yazılı idi. Herkes çok kitap okurdu. Köy enstitülerinin çok ses getirmesi , köy romancılığının bu okul mezunlarından çıkması tesadüf değildir mutlak.Talip Apaydın,Sunullah Arısoy gibi.
Bademcik ameliyatı için hastaneye yattığım zaman 1963 lerde okul kütüphanesinden aldığım "İnce Memed " romanını da yanımda götürmüştüm . Orta üçte olmama rağmen zorlanmadım zevkle okudum romanı.O zamanlar bizim kuşak Efe romanlarıyla Kerime Nadir ve Oğuz Özdeş'in romanlarını, göz yaşlarıyla zevkle okurdu. Aşk romanıydı o romanlar.Ergenlik çağı çocukları için duygularımızı açığa çıkaran romanlardı. Biz öğrenciler bu romanları okurdukta, öğretmenlerimiz Yaşar Kemal'i, Orhan Kemal'i, Kemal Tahir'i v.s. tavsiye ederlerdi.
İnce Memed romanının akıcı, yalın bir dili vardı.
Kurgu basitti.O kurguyu öğretmen olacağımız için öğretmenlerimiz hep anlatırdı. Köy öğretmeni olarak köye gittiğimiz zaman, köyde bizi bekleyen üç düşman vardı. Köy ağası, imam, cahil köylüler. Bunlarla mücadele için donanımlı idik. İnce Mehmet'e bunları buldum.Ezilen soyulan köylüye acıdım. Abdi Ağa'ya kızdım.Baş kaldıran İnce Mehmed'i sevdim. Aklımda kalan tekşeyde ; Hatice'yi dağa kaçırdıktan sonra mağarada saklanırken , Hatçe ile sevişmelerinden mağaralarda kalan iz. Hatçe olgun,dolgun çıplak kalçalarından mağara kumları üstünde iz bırakmıştı. İçimi gıdıklamıştı o zaman Hatçe'nin kalçalarının kumlar üzerindeki izleri...
Sonra varlık yayınlarından satın aldığım "Teneke" romanını okudum.İdealist Kaymakam , Çeltik işçileri Ağaların siyasal baskısı , kaymakamın Teneke çalınarak ilçeden sürgüne gönderilmesi.v.s. Tüm romanlarında kurgu aynı.İki, romanını okursanız tüm romanlarını okumuş olursunuz.Ağrı Dağı Efsanesi ve Köroğlu Efsaneleri' de Anadolu da zulme eşkiyaya başkaldırının destanlaştırılmış hikayeleri...
Yazmakla iyi etmiş Yaşar Kemal. Fakat bu romanların hepsinde de ideoloji kokar... Romanda ideoloji esassa o romanın edebiyatla ilgisi yoktur. Edebiyatı ideolojisi için kullanıyordur. Tüm insanlığı kapsamaz veya dünyada kendi ideolojik yandaşlarınca taraftar bulur. Kendi ideolojik dünyalarında devleşirler.
Maksim Gorki fakirleri ezilenleri realist olarak romanlaştırmıştır. Kurgu değildir . İnce Mehmet kurgudur . Yaşar Kemal'in dili kullanışı, Maksim Gorki kadar derin olmasa da o'na benzer, tabiat ve insan tasvirlerinde ona yaklaşırda ,Tolstoy'a Dostoyevski ,Hugo'ya, Flaubert ve Balzak'a ulaşamaz.
Yaşar Kemal, insana ve tabiata ideolojik bakmıştır "Tanpınar şöyle diyor, Yaşar Kemal 'in istismar ettiği köy insanı için ..." ... İhtilal komitesi bir taraftan devlete düzen veriyor bir taraftan da köylünün sefaleti üzerinde lüzumundan fazla ısrar ediyor. Köy ve köylü meselesi tarihin azdırdığı meseledir. Onu hangi hükümet bir günde veya bir devrede düzeltebilir. Devlet bunun için çalışmalı fakat,santimantal propagandasını yapmamalıdır. Karşımızdaki kütlenin herşeyden mahrum olduğunu, herşeyi bizden istediğini unutuyoruz. Biz sosyalist olamayız. Derhal öbür kutba geçeriz, ve hele Kur'an ve ahkam-ı şeriye o gözle bir mütealaa edilsin neler çıkar o zaman görülür. Ateşle oynanılmaz.
-Köylü ,sefalet ,halkçılık, Türkiye'nin meseleleri, 23 milyon insanın hakkı...
- Hepsi doğru ... Fakat evvela TÜRKİYE.
Türk varlığıyla, istiklaliyle TÜRKİYE.
Evvela Türkiye... Evvela O'nu kurtaralım. Yaşar Kemal Bey , sınıfını ve kitlesini düşünüyor. BEN MİLLETİMİ DÜŞÜNÜYORUM.i( Sf.306 Günlüklerin ışığında Tanpınar'la Başbaşa Dergah yayın)
Büyük romancı şair Ahmet Hamdi Tanpınar doğru düşünüyor. Önce vatan ve bağımsızlık . Türk varlığının devamı...Mozaik diye diye mozaiği parçalarsak toparlayamayız, mozaik dağılır. Dağılan mozaiği süpürüp çöpe atarlar. Mozaiğin dağılmasını isteyen ,Türk varlığını mozaiğin parçası kabul etmeyen bir anlayışı temsil ettiğine inanırım Yaşar Kemal'in.Hiç bir eserinde Türk insanını öne çıkarmaz. Müphem ağa-ırgat- yobaz imam - cahil köylü üçlemesiyle kurgu ana fikir olarak sevgiye değil, KİN'e ulaşır. Romanlarının hiç birinde sevgide birleşilmez. Kinde ötekini yok etmede birleşilir. Bizim dediğimiz büyük yazarımızda benim tespitlerim böyle.
Orhan Pamuk'un romanlarında ideolojik tiplemeler yoktur.Onun roman dilini beğenirim. Cevdet Bey ve Oğulları romanında kendi neslinden ve ideolojisinden olan 1970 de Çapa Yüksek Öğretmen Okulunda ümmetçi kürtlerle meydana gelen çatışmada ölen Alevi Hüseyin Aslantaş'ı bir sahife ideolojik anlatmıştır.Devrin analizinde buda normaldir. Fark ettirmeden ideolojisini zerk etmiş romancı öyle olur . Portakalı yersin C vitamini aldığının farkında olmazsın ideolloğlar fikirlerini hap gibi sunarlar hemen tesir etsin diye... Orhan Pamuk bana göre, başarılı bir romancıdır. Yaşar Kemal ile mukayese edilemez.
Yaşar Kemal öldüğünde bakın ne demiş, seçkinlerimiz .
-"İnsan ötesi heybetli varlık- Cengiz Candar
... insani dokuları işleyen adam, Ağaçların dilinden anlayan, herkeste izi olan adam
Can Dündar.
... Devrimler gibi inançlı saf bir insandı.
Mustafa Alabora.
Edebiyatın büyük ustası , çok yönlü bir insandı.Yol gösterici idi. 100 yılın Türkiye'sinin en büyük insanıdır."Herkesin özgür olduğu Türkiye" dedi.
Ercan Karataş.
Bizim gazetecilerinin de ustasıydı.
Derya Sazak.
... gazeteci olarak , yazı hayatına başladı.
Ustamızdı.O'nu kaypetmiş değiliz.
O Yaşayacak.
Hasan Cemal
... Doğduğumuz toprakları dünyaya tanıtan adamdır. Destan yazarıdır O.
Çoşkun Aral
Kalemini ezilenlerden yana kullandı.
Toprak-işçi sorununu bambaşka şekilde anlattı.
Ahmet Ümid
... Anadolu kültürünü modern kültüre taşıdı. Yaşadığı yerin tarihini sosyolojisini yazdı. İnsanlığın baş kaldırısını yazdı.
Doğan Hızlan
Bu lafları etmiş seçkinlerimiz,
Benim lafım şöyle;
Yöresinin insanlarının , basit davranış ve yaşayış biçimlerini romanlarında başarı ile anlattı. Yarattığı soyut kahraman İnce Mehmet'in heykeli doğdu köye dikilerek ,İnce Mehmet somutlaştırıldı.
Belki İnce Mehmet yüzyıl sonra Evliyaya dönüşerek, hastalarına şifa verir hale gelecek. Bizim topraklarımızda bu mümkün.
Alan araştırmacısı Sosyolog Prof. Dr. Orhan Türkdoğan; bir özel sohbette bana,
Yaşar Kemal'in doğduğu Van'daki köyünde yaptığı alan araştırmasında
Ermeni kökenli olduğunu söylemişti.
Ermeni olması kusur değil
Ermeni Agop Dilaçar'ı Türk dilinin başına getirdi Atatürk.
Bir kişi Türk soyuna düşmanlık yaparsa
İnce ince , İnce Mehmet'leyin
Bu kusur.
Van'daki köylerinden hicrete mecbur kalmışlar.
Adana bir Türkmen köyüne gelip yerleşmişler.
Babası takip edilip, cami avlusunda Yaşar Kemal'in gözü önünde katledilmiştir.
- Bir Kurban esnasında, kurbanın derisini yüzen kasabın bıcağı sıçramış bir gözü kör olmuş.
Anlatıyordu TRT. de açılımcı.Bir akademisyen diyor ki,
... Cumhuriyet asimile etti kürtleri. Yok etmek istedi onları.
Yaşar Kemal'in Babasını gözü önünde öldürdük.
Kendi gözünü çıkardık... Güya Cumhuriyetin kötülüklerini Yaşar Kemal üzerinden anlatıyordu adam.
" Ne denilebilir . Hainlik pirim yapıyor ülkemizde.
Biz Türkler,
Yücelttiğimiz düşmanları ,
Kendi ruh dünyamızdaki güzellikler gibi zannederiz.
Derin düşünemeyiz hiç.
Düşünmeyi Semerkantlı gökbilimci Ulu beyden sonra unuttuk.
Düşünmek tıpa tıplaşmanın dışına çıkmaktır. Kişiliğe ulaşmaktır.
Düşünen adam arayan adamdır.
Arayan adam gerçeklere ulaşan adamdır.
Dondurulmuş durumu parçalayan ,dayatılan yanlış fikre direnen adamdır.
Medya baskısıyla oluşan moda fikirlerden sıyrılıp,
Gerçek fikri gerçek doğruyu bulan adamdır.
Herkesin bir doğrusu vardır.
Dayatılan doğruları kendi doğrusuyla mukayese eden,adamdır düşünen kişi
O zaman ulaşılır tek doğruya.
Bu ideale ulaşan entelektüelimiz yetişmedi. Yetişti dediklerimizde
Soyumuza düşman çıktı.
Belki soyumuzdan değil.... Birisi soyuma karşı soyculuk yaparsa savunma
Mekanizmamız harekete geçmeli.
Bu mekanizma çalışmıyor bizde.
Osmanlı tarihine bir bakalım.
Düşünen kaç adamın derisi yüzüldü. Bu topraklarda düşünen adam vede
Karşı düşünen adam olmalı. Demokrasi bu değil mi?
Karşı düşünen olmayınca Türk fikri yapısı yerlerde sürünüyor.
Orta okulu bile okuyamayıp ,bu seviyelere ulaşan bir adamı
Türkçeyi yalın bir şekilde kullanan bu adamı
Yaşar Kemal 'i
Bu topraklardan ,
2 Mart 2015 günü ,
Teşvikiye camiinden , Zincirli Kuyu mezarlığına defn etti
Sevenleri .
Kendi inandığı dünyaya uçtu.
Kadrinin "Seng-i musallada" bilinmediği kesindi.
Kendi ideolojik dünya insanlarınca sevilmiş,
Değerlerince de,
Hakkı teslim edilmişti.
Bu topraklar insanına yakışan bir uğurlama yapıldı.
Arkasından hazırlanan programda , onu sevenler ;
Türk'ten bir tını bir ses duyurmadan
İdil Biret Chopen'in 1. nolu Balad'ını seslendirdi.
Kürt ve Ermeni ezgileriyle gitti kendi bilinmezine.
Türk'ten bir ses bir tını yoktu!
Fakat,
Türkler'de göz yaşı döküyorlardı arkasından...