TÜRKOLOG

Polis Devletine doğru mu?

          Polis; kamu düzenini , vatandaşın can ve  malını  temel hak ve özgürlüklerini korumakla görevli, kanunların suç saydığı eylemleri yapan kişilere engel olmaya çalışan müşfik bir  şekilde ,yasa uygulayan Bir kolluk kuvvetidir. Kolu, sağa sola yumruk atan değil, sağda solda mağdur ve çaresiz olmuş insanlara sevgiyle kolunu uzatan bir   kamu görevlisidir. Belinde millet adına devletin verdiği silah vardır. Bu silah kendi can güvenliği tehlikeye girdiği zaman kullanılabilir. Polisin  belindeki silah vatandaş için baskı ve güç unsuru değildir. Kültürel düzeyi zayıf, insani ahlakın yani ‘’ Etik’’ yapının oluşmadığı toplumlarda, eline kalem alan öğretmen ,öğrencisi için not bakımından ,baskı unsurudur. Ordu, ise, seçilmiş iktidarlar için baskı unsuru olagelmiştir. Yurdumuzda her on yılda bir ordunun düdüğü duyulmuş ve 15 Temmuz felaketini yaşamışızdır. Polis Akademileriyle, Türk polisi eski alaylı polislere göre daha eğitimli hale gelmiştir, bu sevindiricidir. Fakat zaman zaman polislerde de yetkisini  aşan ferdi uygulamaların olduğunu  müşahede  edilmektedir.

         Türk polis teşkilatı, modern anlamda 10 Nisan 1845  yılında  İstanbul’da kurulmuştur. 1937 yılında 3201 sayılı  emniyet teşkilat kanununa   dayanarak teşkilatlanmıştır. Daha sonra 2559 sayılı  ‘’Polis vazife ve salahiyet’’  kanunu ile yetkilendirilmiştir. İçişleri Bakanlığına bağlı  genel müdürlükler ve daire başkanlarıyla, illerde il emniyet müdürlükleri olmak üzere örgütlenmiştir. Yasalarımıza göre polis,  suç oluşmadan önce suçu  önleme, taraf tutmama, siyasi ve dini kanaatine göre insanlara davranmama, polisin uyması gereken temel  insani ilkelerdir. Toplumlarda kültürel oluşuma sebebiyet  veren,siyasi,ideolojik dini algılarda, polis taraf olmamalıdır. Bu algılardan hangisi fikrini eyleme dönüştürse, onu önleme gayretinde olmalıdır. 1977.1980 lerde Türk polisi ortadan ikiye bölünmüştü.  Vatandaşa da ideolojik görüşlerine göre davranılıyordu. Ülkücü polisler, POL.BİR.Derneği etrafına toplanmışlar, kendilerini solda tanımlayan polisler ise, POL.DER.Derneği etrafında toplanmışlardı.Pol.Der.li polisler Ecevit iktidarınında gücü ile  , karşıt görüşlere baskı yapıp soldan gelen saldırıları hoş karşılıyorlardı. Kahraman Maraş ve Çorum’da ,Hastahane ve okulların bulunduğu bölgelere gelen sağ görüşlü insanlar dövülüyor, iktidarın yanlı Pol.Der.li polisleri göz yumuyordu. Bu taraflı ve yanlı davranış, kitlesel eylemlere dönüşmüştü. Siyasal şiddet  artmış, devlet otoritesi yok olmuş, yurt dışı ve yurt içinde bir güven bunalımı doğmuştu. Polis bile kendi can güvenliğinden korkar hale gelmişti. Polis, polisten korkuyordu. Bu  sosyal bunalım 12 Eylül darbesiyle neticelendi.

           Polis teşkilatının kanun ve nizamlardan ayrılması ,iktidarın ve belirli teşkilat ve görüşlerin adamı olarak kanunu ötelemeleri, hele iktidar adına fevri davranışlar yapmaları  Polis Devleti algısı yaratır. Polis iktidarların ,belli gurupların insanı değil, devletin tarafsız kolluk gücüdür. Bu gücün kolları, koruyucu ve kollayıcıdır. Merhametli ve müşfiktir. Öyle olmalıdır. İngiliz polisinin elinde cop vardır, belinde silah yoktur.

          Polis Devleti; yöneticilerin, halka karşı hiçbir hukuk kuralı ile bağlı  olmadığı yönetim biçimin adıdır. Polis Devleti algısı, orta çağda ortaya çıkmıştır. Polis memurları  hiçbir kanuni sorumluluk taşımadan verilen emirleri yapmışlardır. Yirminci yüzyılda  Polis Devleti algısına ve uygulamasına  Faşist ;Hitler ,Musolini ve komünist  Sovyet Rusya’ ve Çinde,Kuzey Kore ve Şeriat ülkelerinde rastlanmaktadır. Polis hiçbir kanuni sorumluluk duymadan fevri   veya kanunsuz bir  emri uyguluyorsa ,uygulayabiliyorsa o devlet polis Devletidir. Veya polis Devleti Polisi gibi, herhangi bir polis memuru veya yöneticisi, kanunsuz bir davranış içinde, vatandaşı aleyhine işlem yaparsa, o eylem, POLİS  DEVLETİ POLİSİNİN, EYLEMİDİR. Bu eyleme benzer bir eylem Antalya’da uygulandığı için , bu eyleme maruz kalan bir  vatandaşın yakarışını aşağıya alıyorum. Şikâyet dosya sayısı 2021/4062.

        

      CUMHURİYET SAVCILIĞINA -ANTALYA.       

     Sahibi olduğum 07P SV 998 plakalı aracım 18/04/2021 günü sahur vakti  03:45 sularında, bana gelen telefonla arıcımın polis  ekipler tarafından çekilmeye çalışıldığı haberini, oğlumun çalıştığı  iş yerindeki bina komşusunun haber vermesiyle öğrendim. Gece yarısı mahallede anons yapmışlar. Mahalle rahatsız olmuş. Hemen oğlumu uyandırıp araçla ilgilenmesini istedim, kendim. Kanser hastasıyım, pandamiden ve  sokağa çıkma yasağından dolayı gecenin bu vaktinde  dışarıya  çıkmam mümkün değildi .Oğlum Ali BAKIM aracın  başına gittiğinde aracımın önündeki araç sahibi komşu, uykusundan kaldırılarak 07 ASU 90 plakalı aracını çektirmişler. Oğlum Ali  ,POLİSLERLE konuşmasında aracımda yakalama kararı olduğunu POLİSLER İFADE ETMİŞ.’’ Ellerinizde yazılı talimat varma’’ diye sorduğunda yanıt alamamıştır. Bu esnada oğlum aracımın otomatik vitesli olduğunu, yükleyiciye yüklenirken hasar oluşabileceğini, Kendisinin onların refakatinde  yedi emin otoparkına birlikte götürebileceğini söylemesine rağmen  POLİSLER MÜSAADE ETMEİŞLERDİR  ve sert davranmışlardır. Çeker araçla aracım yediemin otoparkına çekilmiştir. Bu esnada aracımın hakkında ki yakalama kararı ve otoparka çekildiğine dair evrak istenmesine rağmen verilmemiştir.

        Her ne kadar Polis memuru bunu bir görev olarak almışsa da, zaman olarak seçilen geçenin 03.45.ü insanlara zarar verici ve rahatsız edici bir saattir. Bu saat de seçilebilir ancak, bu durum  gizli kaçma şüphesi olan suçlular için uygulanabilir. Basit bir muhafaza işlemi için bu eylem yanlıştır. Aracın kaçmayacağı açıktır. Burada dost ahbap ilişkisine dayalı bir husumet  belirtisi hissetmekteyim.Kaldıki dosya borcu karşılığı verdiğim teminatla icra durmuştu.

          Kanaatime göre olayın sebebi şöyle; Ben bir kooperatifte denetim kurulu üyesiyim. Kooperatif yöneticisinin Emekli polis memuru olması  olayın bu şekilde rahatsız edici yapılma nededir inancındayım.Çünki  mevcut  yönetimle aramızda husumet var. Bunlar , yönetim ve  denetim kurullarını asılsız iddialarla savcılığa şikayet ederek suç duyurusunda bulundular. Savcılık takipsizlik kararı verdi. Sonra ben tazminat davası açtım. Davayı kazandım.( Dosya :205/257.) Daha sonra bu gurup kooperatif yönetimini devraldı. Kooperatifte  birikmiş olan paramın , 115.000 TL’nin 75.ooo.tl sini eski yönetim talep eden ortaklara ödemişti. Yeni yönetim dava açıp, bu ödenen parayı geri istedi. Birinci mahkeme onların lehine karar verdi. Konu bir üst mahkemeye taşındı. Yönetim  kooperatiften ödenen paraların geri alınması için icra takibi başlattı. İcraya banka teminatı verdim. İcra durdu

             Sabah konuyu avukatıma anlattığımda,  sabaha karşı icra muhafaza işleminin yapıldığını 30 yıllık avukatlık hayatında duymadığını belirtti.

               Bu haksız ve kasıtlı eylemi yapan ve yaptıranlardan şikayetçiyim.

                                                                                       MALLA BAKIM

                                                                                      Meydan Kavağı mh.1560 sk.

                                                                                      Kardeşler Apt.Nu.13.

                                                                                      Muratpaşa. Antalya.                       


 

.          Yukarıdaki uygulamanın  Polis devleti mantığına uygun bir uygulama olduğu aşikar.İcra memuru olmadan ve icra memurunun haberi olmadan sahur vakti bir polis arabasından anons ,yapılarak,mahalle rahatsız edilerek, bir  araba sahibinin, arabanın başına davet edilmesi hangi hukuki ve insani davranışla izah edilebilir.?  Üstelik gece yarısı park ettiği yerden  çekici ile kaldırılan aracın , Mağdurun beyanına göre , icra yok. Bu bir keyfilik değil mi? Sosyal  Hukuk Devletinde,  bireyler toplumun ana  kaynağı ve amacıdır. Bireyi ezen gece yarısı  korkutan polis Sosyal hukuk Devletinin polisi olabilir mi?

            Ziya Paşa  1865 lerde şöyle yakınmış.

                               Evrak ile ilan olunur cümle nizamat

                                Elfaz ile terfih-i ra’iyyat yeni çıktı.

         Yani demek istiyor ki  Ziya Paşa; Bütün kanun ve nizamlar evrakla kişiye tebliğ edilir. Sözle kanun ve nizam tebliğ etmek yeni çıktı. Bu değerli polis memurları, gece baskınında  vatandaşın arabasını çekici ile kaldırırken; olayın sebebini, Arabanın mevcut durumunu tespit eden bir tutanak tanzim etmeleri gerekmez mi.? Araba çekiciden kayıp düşerse, götürüldüğü parkta hasara uğratılırsa vatandaş nasıl hesap soracak. Bu konuda mutlaka durum tespit raporu tanzim edilip bir nüshası, araç sahibine bir nüshası park sahibine verilmeli. Kanunun ve yönetmeliğin böyle olduğunu zannediyorum. Hukuk Devletinde işlemler keyfi değil evrakla olduğuna göre bu memurlar niçin evrak tanzim  etmediler ?

            Vatandaşın arabasında icra olmadığından ,ertesi gün arabasını  almış, Vatandaş, mahalledeki itibarını, bozulan morallini, kaybedilen zamanını, bir günlük park parasını kimden tahsil edecek? Bu sorulara  nasıl cevap verilecek belirsiz. Keyfi uygulama yapan polis memurları ve emri veren yetkili hakkında, sayın  yetkililer  ne düşünür bilemeyiz.

Yayın Tarihi
04.05.2021
Bu makale 1408 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!