TÜRKOLOG

Orhan Pamuk ve ben

2007 ARALIK    THE  TİMES’DA ORHAN  PAMUK ŞÖYLE ANLATILDI.

      ‘’Türkiye’nin önemli roman yazarlarından Orhan Pamuk’un romanları onun ulusundaki ve batı ülkeleri arasındaki çatışmayı yansıtır. Ülkesinde çok tartışmalı bir yazar olan Orhan Pamuk’un hakkında açılan davalar 2005 yılında düştü. Türklerin 1915-1917 yılları arasında 1,5 milyon Ermeni’yi katlettiğini söyledi.  O’nun romanları dünyada başarılı bulundu. 12 Ekim 2006 yılında roman dalında Nobel ödülünü aldı. ‘’ Dergi ünlü yazarı kapak yaptı.

        Orhan Pamuk’un”İstanbul”   İsimli Eserinin Düşündürdükleri  ..                                                               

        7 Haziran 1952 İstanbul Moda’da özel hastanede doğmuş. Annesi Kuzey Kore de savaşan Türk askerleri ile ilgili haberi okuyormuş. 5 katlı apartmanın çeşitli katlarında amca, hâlâ, yengelerle yaşıyorlar. 4. katta oturuyorlar. Kapısında Pamuk Apt. yazılı. Her dairede ikişer piyano var. Hiç biri çalışmayan piyanolar sosyetik gösterişliydi. Dedesi ve ninesi Manisa’nın Gördes kasabasından. Babaannede Çerkez kanı var.1877-78 Osmanlı Rus savaşında, Kafkaslardan göç etmiş ninenin babası. Dede inşaat mühendisliği okuduğu için İstanbul’a gelmişler.1930’larda demiryolu, inşaatlarında çok paralar kazanmış. İstanbul Göksu deresinin kenarında sicimden halata kadar her şey üreten bir fabrika kurduktan sonra 1934’te 52 yaşında ölmüş. Babası ile amcası ticarette başarılı olamayıp, başladıkları her işte iflas ederek dedenin mirasını tüketmişler… Dr. Amca Özhan Amerika da kaldı.. Halası piyano eğitimi alıp, Hukukta asistan biriyle evlendi. Pamuk Apt. Çatı katında oturdular. Pamuk apartmanda aynı yerde halasının oturduğu yerde şimdi Orhan Montein gibi bu çatı katından kitaplarını yazıyor. Evdeki fotoğraflar için “yaşanılan hayatın içerisinden çıkarılıp, zamana karşı korunmuş bir çerçevenin içine konarak vurgulanmış kimi anların önemini öğretirdi”Diyor Orhan sf. 19 Osmanlı devletinin yıkılışından hasıl olan hüzün duygusunun 1970 ler de Orhan Pamuk ailesini sarmış olması ilginç: aile iflas ediyor Halası piyano eğitimi alıp, Hukukta asistan biriyle evlendi. Pamuk apt. çatı katında oturdular. Pamuk apartmanda aynı yerde halasının oturduğu yerde şimdi Orhan Montein gibi bu çatı katından kitaplarını yazıyor. Evdeki fotoğraflar için “yaşanılan hayatın içersinden çıkarılıp, zamana karşı korunmuş bir çerçevenin içine konarak vurgulanmış kimi anların önemini öğretirdi”Diyor Orhan sf. 19

        Osmanlı devletinin yıkılışından hasıl olan hüzün duygusunun 1970 ler de Orhan Pamuk ailesini sarmış olması ilginç: aile iflas ediyor. İflas eden aileden Orhan Osmanlı İmparatorluğu’nun emperyal yapısı ile kendi ailesine özdeşleştiriyor. Bu özdeşleştirme ailede üzüntü, Orhan’da hüzün duygusuna sebep oluyor. “Osmanlı devletinin yıkımının İstanbul’a verdiği eziklik, kayıp ve hüzün duygusu bir başka bahane ile biraz geçikmiş te olsa en sonunda bizleri de bulmuştu” sf.22 

6 yaşında “Çük’ü” kalkmış bizim Orhan’ın …” Yarı çıplak bir Kızılderili resmine bakarken” (sf.24) Onun için Kızılderililerin 1490’ larda yoğun olarak yaşadığı Manhattan’dan ev aldı, orada yaşıyor… Yok ki Kızılderili oralarda Manhattan’da onlar öldürülüp devasa Hürriyet Anıtı dikildi, Oralara…    Zannedilir ki  6 yaşında Kızılderili’ye başkaldıran Orhan’ın, Pamuk Çük’ü …. Kızılderilisiz bir ortamda Manhattan’ da 12 Eylül saldırısıyla yok olan ikiz kulelerin boşluğuna göz dikmiştir. Orhan’ın ikinci defa çükünün ayağa kalkması odasında oyuncak ayıcığı ile oynarken “Ben seni yiyeceğim “ demiş, çük ayakta… ( sf24 İstanbul) Defalarca ayıcığı gördükçe aynı olay Orhan’ın başına gelmiş… Ayıyı gördü mü ayıya saldırma… Çük’ünü sopa olarak kullanıp ayıyı sindirme… Acaba nasıl izah edilir? Ayıya sevgi akışından çük’ün yerinden fırlaması… Birinci, ikinci, üçüncü,  ayı ’ya aksülamel loş bir odada bir öğle uykusu saatinde don indirilmiş, Çük hazır vaziyette… Tehdit edip saldırı anında kapı açılmış, babası!  Babası saygı duyup kapıyı kapatmış… Orhan ayıcığı ile baş başa kalmış… Böyle anlatıyor Orhan kendini İstanbul Adlı eserinde.

Bende Orhan’ı şöyle anlattım.

 

 

  • Orhan’ı düşünüyorum ayışız.
  • Orhan,6 yaşında ayıyla, kendinin farkına vardı.
  • O, Orhan, mahcup, alıngan, içe kapanık
  • Görünüm altında, Sen ne devmişsin Orhan
  • 6 yaşında saldırıyorsun ayılara!
  • Devliğin belli senin, sen devsin öyle Görüyorsun kendini!
  • Onun için, saldırıyorsun Devlete! Devleti kolay kurmadık biz ve hepimiz…
  • 600 yıl beraber yaşadıklarımız, Senin üzüldüklerin, “Kenar mahalle Rumları,
  • Yok, oldu Cumhuriyetle” diye Hayıflanmaların boşuna!
  •  Çünkü Onlar1920 İstanbul işgalinde, alkış tuttular,
  • Beyaz atlara binmiş, Fransız ve İngiliz generallerine!
  • Selam durdular on’lara, kendi sonlarını hazırladılar.
  • Türkler doğrulunca derinden, bir dev gibi
  • Korktular onun burma bıyığından, kalpağından.
  • Sindiler inlerine sinsice, fırsatlar beklediler.
  • Cumhuriyet; vermedi onlara fırsat!
  • Onların yasını tutuyorsun, Cumhuriyeti yadırgıyorsun
  • Üzdün beni Orhan!
  • Biz, SEN ve BEN, Cumhuriyetle varız.
  • Ne kötülüğünü gördün Cumhuriyetin? Düşman gibisin, O’na!
  • Ben mi öyle anladım! Anladığım doğruysa eğer, yanlış yapıyorsun Orhan! 
  • Eserlerinden anladığım kadarıyla, dedeni cumhuriyet zengin etmiş.
  • Demir yolları müteahhitliğinden kazanmış paraları sonra;
  • Güzelim Göksu deresine kurmuş bir fabrika
  • Dereye akıtmış pisliklerini, lağımlarını!
  • O dereyi bilirim, güzel çiçekler, papatyalar, gelincikler açardı kenarlarında!
  •   İstanbul üniversitesi Türkoloji Öğrencileri 1970 ‘ler de,
  • Gazeller okumuştuk o güzeliklerde?
  • En güzel gazeli; Prof.dr. Karahan okumuştu, Urfalı Nabi’den…
  • Prof.dr. Muharrem Ergin, Prof. Hacı Eminoğlu ve arkadaşlarımla
  •  Fotoğraflarım var, o anıdan.
  • Senin atan, yani deden, Göksu’ya pislik salan, zengin.
  • Sen, sosyalist pozlarında, beni korursun ha…
  • İstanbul’un kenar semtlerini; Karagül dediğin,
  • “ Zengin kızı sevgilinle, Sosyete tanıdıklarından
  • Gizlenmek için gezmişsin”! Öyle diyorsun İstanbul kitabında,
  • Sonra Acımışsın, o insanlara! O İnsan Benim Orhan!
  • Acılı, kederli, hüzünlü ve mutlu,  şehir karamsarlığı yokturbizim ruhumuzda!
  • Hüzün; senin anladığın gibi,
  • Bir is gibi
  • Bir kir gibi
  • Bir kötülük gibi
  • Sarmaz bizi!
  • Biz, içimizdeki Tanrı ile hoşnuduzdur mutluyuzdur.
  • Sana mı düştü garibanları yani  beni anlatmak, Orhan…
  • Üzdün beni!
  • Ama yine de güzel anlatmışsın, edebî anlatmışsın
  • SEN, Mimarsın, yaratma tasarlama gücün yüksek.
  • Gerçi ben, Türkoloji okudum, Diplomam var.Türkolog unvanım var.
  • Boynuz kulağı geçermiş, ama senin, hakkını teslim etmem lazım!
  • Sen dünyaya bizi duyurdun, dilimizin gücünü duyurdun
  • Sonrada halt ettin! İnsanları kestiğimizi söyledin!

1,5 milyon Ermeni, 30 bin Kürt, Türk treninden inip

  • Kürt Trenine bindiğini söyledin.
  • Üzdün beni Orhan
  • Niye böyle dedin? Biz niye keselim İnsanları?
  • Böyle deme, haksızlık etme, İstediğin trene bin.
  • Burası özgür bir ülke bee  Orhan.
  • Yüzyıllarca biz Türk Milleti olarak varız, ilk insanla varız.
  • Ne demiş Ahmet Arif,
  • ’Beşikler vermişim Nuh’a
  • Salıncaklar, hamaklar,
  • Havva anan dünkü çocuk sayılır,
  • Anadolu’yum ben,
  • Tanıyor musun? ‘
  • Keşke tarihimizi Ahmet Arif gibi derinden anlayabilseydin Orhan.
  • Tarihle beraber var olan bu soy, bir düzine imparatorluk hediye etti Tarihe,
  •  Sakalar, Hunlar
  • Göktürkler, Uygurlar
  • Oğuzlar, Selçuklu Osmanlı
  • Ve Türkiye Cumhuriyeti
  • Biz Türkler, yönettiğimiz azınlıkları kesseydik eğer,
  • Bizden başka Irk kalır mıydı Dünya da Orhan?
  • Sen, akıllı adamsın. Niye bizi rezil etmeye kalktın?
  • Türk’ün hak etmediği iftirayı en zayıf anında attın.
  • Kanına baktım  ,Kanın bozuk mu,? Soyuna baktım,
  • Soyun karışık mı diye, eserlerinden…
  • Çok beğendiğim ‘’Cevdet Bey ve Oğulları ‘’ romanında anlatmışın soyunu.
  • Bize benziyorsun, bize benzeyen, bize niye kötülük eder. Orhan?
  • Sen, gururumuz oldun, Nobel edebiyat ödülü aldın,
  • Atlanta hava alanında romanını gördüm Snow.
  • Ben köylü çocuğuyum, Anlamam snow’dan, Kar’mış
  •  Bir Türk olarak heyecanlandım Orhan
  • Yine aynı romanını, İtalya Milano ‘da Gördüm heyecanlandım.
  • Yurt dışına çıktığımda, gözüm kitap vitrinlerinde;
  • Türk ismi arar, buldum o ismi, O, isim Sensin Orhan…
  • Sen bizi dünyada temsil eden insansın
  • Ben öyle görüyorum, en azından!
  • Niye, yaptın bize bu kötülüğü, bizi niye ele güne rezil ettin Orhan?
  •  Sen, İçine kapanık karanlıkları seven bir çocuktun
  • Öyle anlatmışsın kendini “İstanbul’ kitabında…”
  • Bu tipler, İçe kapanık Tipler Freud   Jung’un Konusu.
  • Seni onlar etmeli analiz! Onlarda gitti bu dünyadan
  • Sen analizsiz kaldın Orhan!
  • Ama Amerika’ da, New York, Washington arasında
  • Bir yerde Fetullah Hoca yaşıyor malikânesinde…
  • Ona, Muska yazdırabilirsin Orhan!
  • Ne yapalım? Sıkıştık mı Allah gelir Şeyh gelir aklımıza.
  • Kusura bakma! Senin iyiliğin için dedim bunları .
  • Tanrı inancına baktım Kitabından...
  • Başı örtülü Bir divana uzanmış Koca karı!
  • Böyle Kocakarıdan tanrımı olur Orhan?
  • Sen her şeyi alt üst ediyorsun. Bizleri karalıyorsun!
  • Sapık şey!
  • Sapık dedim alınma! Yoldan çıkmış manasına.
  • Başka  nasıl ifade edebilirim seni.?
  • Ayıya çük’ün dik saldırmışsın! Öyle diyorsun İstanbul kitabında!
  • Tanrıyı; aşırı yaşlı, beyaz çarşafa bürünmüş, bir koca karıya benzetmişsin…
  • Böyle bir adama, ne denir bizim kültürümüzde?
  • Sen kültürümüzü analiz ediyorsun eserlerinde, güzelde ediyorsun.
  • Yahya Kemal, A.Hamdi Tanpınar, Sevdiğim insanlar,
  • Onları okumuş Analiz etmişsin, Zeki Velidi ve Atsız’ıda okumuşsun.
  • Kendime yakın buldum bu yüzden Seni.
  • Türkçen güzel, Yahya Kemal, Tanpınar tadı aldım eserlerinden.
  • Hak etmişsin Nobel’i…
  • Ama ;cümleleri çok uzun kuruyorsun Berkson gibi.
  • Fazla zorlama kendini, Berkson filozof, özenme onlara
  • Kendin  ol  Orhan.
  • Onlara özenerek, Entelektüel olacağım Diye, sövme bize Yazık!
  • Bize bir şey olmaz, olan sana olur, Türk Tarihi Seni kötü bilir
  • Biz her zaman, bütün zamanlarda varız…
  • Biz Türk’üz, ilk insanla varız.
  • Kızılderililerin, Malezyalıların bile, Türk olduğu söylenir
  • Bu konuda doktora testleri yapıldı üniversitelerimizde
  • Bizimle yani Türkle başa çıkılmaz Orhan!
  • Aklını başına al! Geldiğin kökü, kötü belleme!
  • O kök, Senin kökün. Bak Kafkaslardan gelmiş ninen…
  • Biz Kafkaslara hep alacalı ve Buğulu bakarız.
  • Gizli sevdamızdır Kafkaslar..
  • ‘’Kafkasları aşacağımızı Türk’ü Türk’e katacağımızı ‘’
  • En yoğun, en güçlü sesimizle haykırdık biz gençliğimizde!
  • Sen Karagül’ünle, yoksul semtleri gezerken,
  • Biz kendimizce vatan sedalısı gençlerdik Orhan…
  • Sen kimsin? Biz kimiz?
  • Biz Altaylardan gelen erleriz elbet.
  • Altay’dan gelenler oradan gelmiştir,
  • Altaylar gibi dimdik dururlar ayakta.
  • Kendilerinden utanmazlar
  • Başkalarını küçümsemezler
  • Onlar onlardır, dimdiktirler Altaylar gibi, Tanrı dağları gibi
  • Dik ve karlıdırlar, soğukturlar, donarsın onlarla Orhan.
  •  En iyisi sen kendine sıcak bir yer ara, bulmuşsun işte sıcak yeri
  • Eskiden beri alışık olduğun yer amcanın yeri
  • Askerlik yapmayan Dr. Özkan Amca’nın,
  • Sende gittin oraya Amerika’ya New York  Manhattan dan
  • Ev aldın ordasın, orda ol. Nerde mutlu olursan orda ol.
  • Biz senin mutluluğunu isteriz Orhan
  • Bütün bu dediklerim, Seni sevdiğimden,
  • Sevgi dolu yüreğim, Sana bu kadar sevgi akıttı Orhan…
  • Sivri dilimden alınma
  • Beni böyle kabul et
  • Orhan,
  • Ne olur

                          04.01.2008

                        Atlanta 16.00

Yayın Tarihi
10.03.2021
Bu makale 3050 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!