Akıp giden Bir zamanı
Ben yaşıyorum
Bu an.
Saat tam 23.55 günün bitimine,
Beş dakika var.
Beş dakika sonra gün bitecek,
Sonrası yarın.
Yarınlar bizim ve tüm insanlığın.
‘’Ferda sana Vedia’ dır ‘’demişti Tevfik Fikret.
Yani ‘’ yarınlar senin değil, yarınlar sana emanettir.’’
Emaneti korumamız için, yaşımız ne olursa olsun çalışmalıyız.
Bugün emeğimizi yoğun verdik, evimizin önündeki bahçeye,
Eşim ve ben ,emek verdik tabiata, tabiat yordu bizi.
Vücutlar yorgun, yaşama sevincimiz sonsuz!.
Biz sonsuzlukta varız. Sonsuzluğa aktı terimiz.
Emeğimiz sindi toprağa.
Üç yüz canlı fidan verdik O’na.
Domates,biber,patlıcan,fasulye,bamya,darı.
Kavun,karpuz,kabak,hıyar vede acur.
Ve dahi meyvelerin bakımı,
Elma,armut,ayva ,kiraz, vişne, üzüm bağı.
İki yardımcımız gitti. Balkondayım. Sessizdik ve Ben.
Birde kadehte buzlu rakı .
Vecde miyim neyim?
Yazıyorum çalakalem.
Geçe yarıyı hayli geçti. Yıldızlar ve ben.
Geçen hafta ay dolunaydı. Kaplanlu Dağı’nın arkasından çıkıvermişti tabak gibi.
Gözlerim Ay’ı aradı bu gece. Ay yerinde parlak bir yıldız,,! Venüs mü ne?
Bir zamanlar Afrodit adıyla tapınırdı insanlar,
Sora da Venüs adını verip yine tapındılar.
İşte insanların ölmüş Tanrısı karşımda!
Ne Tanrı’lara mezar oldu bu Köhne Dünya!.
Namütenahi ışıl ışıl yıldızlar, ve ben.
Yabani hayvan sesleri musiki oluyor yıldızların ışıltılarına!
İşte Dolunay çıktı dağın ardından bir alev kızıllığında, Tanrı ’sal !
Ölmüş Tanrı Venüs’e eşlik ediyor Dolunay.
Türk inancına göre ay ve güneşi Tanrı Bayülgen yarattı.
Türk Tanrısının yarattığı bu varlığa,
Sümer, Babil, Mısır ve Araplarda da Tanrı diye tapınıldı uzun bir zaman.
Beynim mitolojik algılarda yüzerken,
Geçenin aydınlığında, minik bahçemdeki,
Yabani eriğin yaşama kol atmış dalı takıldı gözüme.!
Duvara zarar verecek diye, geçen yıl kestiğim ,küçük bir yabani eriğin,
Gövdesinden fışkırmıştı bu dal.
Dal iki metre olmuş, uçunda iki erik
Yaşama nasıl direnmiş yabani erik.
Neslini devam ettirme mücadelesi müthişti yabani eriğin.
Kim bilir nasıl döllendi, iki meyve için.?
Bu mücadeleyi bilmez bencil insan. Koparıverir onları midesi için.
Zira eşref ül Mahluk ya o!
Ey insan!
Senin erikten farkın ne?
Erikte nesli için veriyor mücadele, sende.
O halde düşün.
Yaşasın ağaçlar ve tüm canlılar.
Kıyma onlara…
Ben kıymıştım yabani eriğe!
Şimdi çok üzgünüm BEN
Yol verdim yaşamasına
Umurumda değil yıkılsın Duvar!
26 Nisan 2020.Gölçük köyü.