TÜRKOLOG

Hindistanda Şirketleşme

             Avrupa devletleri ticaret savaşlarını başlattıkları XVI. yüzyılda, İran Şahı Şah İsmail, Özbek Hanlığını da kendine bağlamış, Pamir Dağları’ndan ,Basra körfezine Doğu’da Osmanlı sınırlarına kadar hakimiyeti vardı. Osmanlı Viyana kapılarında  Avrupa’ya korku salıyordu. Babür Türk İmparatorluğu Afganistan’dan, Bengal ve Umman körfezlerine can veren İndus ve Ganj nehirlerinin arasındaki verimli topraklara ve maden sahalarına hakimdi. Kanûnî Portekizliler’in önünü kesmek için giriştiği Hint seferlerinden yenik çıkmış, donanması yok olmuştu.

İngiliz Hint ilişkisi başladığı zaman  Babür Türk İmparatorluğu’nun başında güçlü hükümdar Ekber Şah vardı. Avrasya’da ve Hindistan’ın tamamında tek söz söyleyebilen hükümdardı. Kraliçe I.Elizabeth’in ülkesi küçük ve güçsüz bir ada devletiydi. I. Elizabeth Katolik kardinallerle uğraşıyordu.

I. Elizabeth’in çevresi de Katolik düşmanlarıyla çevrilmişti. Denizlerde güçlü Devlet Portekizliler’di. 1498’te Vasco de Gama üç gemi ile ümit burnunu geçip Hindistan’a ulaştı. Hristiyan olmayan Hindistan halkı üzerinde hak iddia etme hakkı Katolik papa tarafından Portekizliler ve İspanyollar arasında paylaştırıldı. Portekiz Devleti adına 1505 bir genel vali atandı.

Hindistan’ın batı kıyıları boyunca ticaret merkezleri gelişti. Daha önce buralarda ticaret yapan Müslüman unsurların rahatı kaçtı. Rekabet arttı. Batılı tüccarlar gördü ki  gerçekten karlı mallar Hindistan  Endonezya’dan geliyordu. Oradan gelen biber ve karabiber çok karlı idi. Portekiz kralı biber ve karabiberi kendi tekeline aldı. Portekizlilerin insan ve ordu kaynakları bu büyük ticareti yürütebilme kabiliyetine sahip değildi. Hristiyanlaştırma politikasına gittiler, yerli  asil kadınlarla evlenenlere teşvikler verdilerse de Portekiz şirketleri kar edemeyip piyasayı Hollanda ve İngiltere’ye kaptırdılar.

Böylece, papa tarafından 1588’te kutsanan Portekiz ve İspanyol tüccarlarının kutsallığı çöpe gitti.

Hollanda İspanya’ya karşı verdiği bağımsızlık  savaşını kazanarak 1609’da ateş kesi sağladılar. İngilizlerle aynı tarihlerde açık denizlere ticari gaye ile  çıktılar. Hollanda Doğu Hint adalarında yerel yöneticilerle yaptığı anlaşmalarla  baharat ticaretinde nerdeyse bir tekel kurdu. Bu arada Londra’daki  14 tüccar bir araya gelerek bir şirket kurup, doğu ile ticarette tekel sağlayacak bir imtiyazın verilmesi için kraliçe Elizabeth’i ziyaret ettiler. Elizabeth’ten Babür Hükümdarı Ekber Şah’a yazılan bir mektup aldılar. Bu  mektup sayesinde, şirket mensupları ,kraliçe adına görüştüler. Kraliçe Şirket’e , ülkesi ile Hindistan ve uzak doğuya yapılan yapılacak olan ticarette tekel bahşetti. Hollanda’da aynı yolu takip ederek kendi krallarından ayrıcalık alan  “Doğu Hindistan” Şirketi’ni 1602’de kurdu.  Bu ticari rekabet kanlı çatışmaları beraberinde getirdi. Neticede Java ve etrafı Hollandalılara, tüm Hindistan’da ticaret ayrıcalığı İngilizlere verildi. Bu merkantilist ticari algı Avrupa’da milli duyguları da geliştiriyordu.

Dünyanın ve Avrupa’nın bu karmaşık zamanında Dünyanın süper güçlerinden biride Osmanlı imparatorlu idi. Osmanlı Devleti’ni Kanuni’nin torunu III.Murat (1546-1595) yönetiyordu. Avrupa’da Hristiyanlar arasında mezhep savaşları başlamış, İngiltere, İspanya tarafından büyük dini  baskıya maruz kalmıştı.. I.Elizebeth III. Murat’a yazdığı mektupta ,Katolik değil, Protestan olduğunu, putperestliği yasaklayan bir Tanrıya inandığını, Protestan inancının Müslümanlığa benzediğinden bahisle, çeşitli kıymetli hediyelerle saray erkânından bir gurubu İstanbul’a göndermişti. Mektup sonrası Osmanlı ile bir dostluk anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile İngiliz tüccarlar Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapabileceklerdi. İspanya’nın İngiltere’ye çıkarma yapmak için gönderdiği donanma Osmanlı donanması engeli ile karşılaştı. İspanya donanması İngilizlere yenildi. İngiltere III. Murat sayesinde İspanyol belasından kurtuldu. I. Elizabeth’in güçlü irade ve yönetimi ile İngilizler Babür Türk İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğundan imtiyazlar elde edip güçlendiler.

İngilizler Hint dokuma kumaşlarının Avrupa ve Osmanlı  pazarlarında iyi para ettiğini gördüler. 1612’de güçlü Babür Devleti hakanı Cihangirden fabrika kurma izni ve ticari imtiyaz (kapitülasyon) aldılar. Osmanlıda yüz yıl  önce Kanuni ile bu imtiyazı Fransa’ya vermişti. İngilizler bu tarihten sonra dokuma ve tekstile önem verdiler. 17 yüzyılda şirketin Hindistan’a Bengal dahil  yirmiden fazla fabrikası  vardı. Şirket Hindistan yerel yöneticilerinden ve küçük krallıklardan ticari imtiyazlar aldı. Limanları küçük meblağlara kiraladı.

19.yüzyıl ortalarına gelindiğinde Avrupa’da üretim ölçekleri şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştı. Pamuk ipliği, kumaş ve diğer sanayi mallarının fiyatlarındaki düşüş insanlık tarihinde görülmedik ölçülere varmıştı ve bu malların ihracatı Hindistan Çin benzeri bölgelerde üretimin çökmesine yol açtı.1850’ye gelindiğinde, Batı Avrupa tartışmasız bir şekilde yeni küresel düzenin merkezi haline gelmişti.[1]

Cihangir Hindistan’ında bu gelişmeler olurken, 1683  Osmanlı ordusu II. Viyana kuşatmasında Kırım Hanının Osmanlıya ihaneti yüzünden ağır bir darbe yedi. Osmanlının başında Av merakı olan beceriksiz bir padişah IV. Mehmet var. (1642-1693)

Muharrem Yellice, Hindistan, S: 220-223

Devamı var..

Yayın Tarihi
25.09.2022
Bu makale 921 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Tarihçi yazarımıza makalesi için teşekkür ederiz.

Tahsin Tokat 26.09.2022

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!