İmmanuel Kant/Salt Aklın Kritiği
Nasıl kopernik dünyanın güneşin etrafında döndüğünü söyledi ise,
Bu söylem metafiziğe bir çıkış oldu.
Kant nesnelerin bilgisinin özneye bağlı olduğunu söyledi.
Biraz Eflatun’un ideası gibi.
En yüksek metafizik ilgilerimizin
Objeleri Tanrı’dır.
Evren Ruh ve Tanrı kavramlarını ,
Aklımızla kanıtlamaya yönelik bir sistem kurulursa,
Bu kavramlar yani, Evren- Ruh ve Tanrı
Eleştiriye dayanacak güçte değillerdir.
Bu bilgilerin gerçeklik alanına uygulanması mümkün değildir.
Kant, aklın metafizik alanında kullanımının sınırlarını araştırdı.
Devid Hume, metafizik soruların gereksizliğini bilimde buna yer olmadığını söyledi.
19 yüz yıl pozitivizmi, bütün metafizik kitaplarının yakılmasını önerdi.(O.Kont)
Kat’a göre metafizik sorular başı boş bilme hırsından doğmaz.
Bu sorular aklın kendisinden gelmektedir.
Metafizik alanında insan aklı şaşkındır.
Bu sorular geride çevrilemez.
Kanıtlanamaz da.
Taa 13 Asırda İbn-i Rüşt
"Tanrı’nın varlığı ve yokluğu kanıtlanamaz " dedi.
Dört yüzyıl sonra Kant aynı soru ile metafizik sorulara teoriler kuran,
Teorik aklın gücü yetmiyor,
Metafiziği anlamaya .
Kant metafiziği çözmeye çalışır.
Bu konuda rasyonalist yani, akılcı
Filozoflarla çatışır.Onları suçlar
Onlara Doğmatikler
DER.
Metafizik konusunda akıl yürütmeyen
Filozoflara kızar.
Şöyle der.
“İnsan aklının ilgisiz kalamayacağı
Bu tür araştırmalara karşı ilgisiz tavırlar takınmak boşunadır”.
Kant’a göre,
Akıl sadece el altında bulunan objeleri kavrayan teoriler üreten teorik akıl değildir.
Aklın birde pratik yönü vardır.
Akıl , insanın ne yapması gerektiğiyle ilgili bilgiyi kendisinde barındırır.
Bunu insana gösterir.
Pratik Akıl, varlığımızın anlamını yönetir.
Metafiziğe,
“İnsana yer açabilmek için bilgiyi kaldırmak zorunda kaldım”
DER.
Onun inancında , şu ve ya bu din anlamı çıkmaz.
Salt ve pratik aklın kendisinde taşıdığı bilginin,
Açıklık ve kesinliğine,
Ahlak bilgisinin buyruklarının yerine getirilmesindeki,
Gerekliliğe inanır.
İnsan aklı aslında birdir
Fakat,
Teorik ve pratik olmak üzere iki ayrı işlem görür.
Bu işlemin ayrı ayrı yasaları kuralları vardır.
Bu yasalar ve kurallar insanın bütünlüğünde birleşir.
Metafizik sorular alanında akıl başıboş kalmıştır.
Akıl bizi hem doğmatik Tanrı kanıtlarına ,
Hemde Ateist sonuçlara götürmüştür.
Kant’ın felsefesinden
a) Determinizme, bu yol ile materyalizme
b) Var olanın temelindeki manevi cevher algısından
Ruhun var olduğu algısına ulaşılabilir
Kant felsefesinden iki önemli filazof çıktı.
Fichte ve Engeles.
Fichte’den Alman idealizmi nazizim
Engeles’ten Rrus idealizmi kominizim çıktı.
İnsan bilgisinin akla dayanan kavramları bazı bilimlerde kanıtlanabilir.
Mantık ve matematik gibi.
Bu iki bilimde Salt akla dayanır.
Deneye başvurularak elde edilen bilgi değildir.
Doğa bilimlerinde “Teorik mekanik” te de durum aynıdır.
Yani Kant’a göre;
Metafizikle- Doğa bilimleri (Determlnizm)
Salt akla dayanmaları bakımından birleşirler.
Milli Türk talebe federasyonunda,
Oturuyordum 1970’de.
Kabadayı bordo pardesulu bir adam girdi içeriye.
-Ben Cengiz Ulucay dedi.
Cengiz Ulucay "Devlet Dergisinde" yazardı. Ordan tanırdık kendisini
Matematik profesörü idi. Ankara üniversitesinde
O
Zaman.
1930'da Atatürk O'nu millet vekili yaptı.
Türk ocağı yönetimlerinde çalıştı.
Dünyaca ünlü bir matematikçi idi.
"Fonksiyonlar Teorisi ve Rieman Yüzeyleri "adlı bir kitap yazdı.
Sohbet inanca geldi.
"Tanrı’nın varlığı matematik gibidir.
Matematik kuramlarını kabul etmezseniz ,
Bu dünyadaki bir takım problemleri çözemezsiniz.
Matematik kabuldür.
Tanrı'nın kabulü, matematiğin kabulü gibidir" demişti.
Aklıma takılmıştı hep.
Kant'a tam olmasa da
Benzer şeyler söylüyor.
Matematik bilgi, genel olan ve zorunluluk taşıyan bir bilgidir.
Doğa yasalarının temelinde matematik bilgi vardır.
Şöyle der Kant bilgi konusunda
"Ben yalnız objelerde değil,
Aynı zamanda objelerden elde edilen bilginin türleriyle de uğraşıyorum."
Yani kant ,
Bilginin bilgisi ile uğraşıyor.
Objeden -metafizik bilgiye.
Yunus'un dediği gibi 13 Asırda
"Yaratılmış varlığı inceleyerek, yaratanın bilgisine ulaşmak."
Kant Yunus gibi inancını söylemiyor.
Sadece bilgiyi araştırıyor.kant'a göre iki türlü yargı vardır.
a) Sentetik yargı
Deneyimlerden gelen yargıdır.
b)Analitik yargı
Peşin hüküm veya(Tanrı vardır) mantıksal sonuç.
Metafiziğin yargılarının güvenilir olması için sentetik yargı olması
Yani;
Bu bilgilerinde deneylenebilmesi lazım.
Teorik bilgiden sentetik yargıya varabilmeliyiz.
Amma nasıl?
Doğa araştırmacılarının "Neden-etki" ilkesi,
Metafizik bilgi içinde geçerli olmalı
Amma
Nasıl?
DEKART kolayına kaçmış
"Bilgilerimiz Tanrı tarafından
Doğuştan bize verilen bilgilerdir".
Doğa bilimlerinde ilkeler vardır.
Yer çekimi ilkesi -Etki tepki ilkesi
Hiçbirşeyin kaybolmadığı ilkesi v.s.
Bu ilkelerin sonucunda elde ettiğimiz yargıya
Sentetik yargı denir.
Metafizikte analitik yargıda böyle net bir açıklık yoktur.
Hala problem.
1762-63 yıllarında yazdığı yazılarda matematik yargıların,
Matematik akıl ile Tanrı'nın algılanacağını söylemişti.
Daha sonra,
Matematik yargıların, deneylenen sentetik yargılar olduğunu söyledi.
"Matematik kavramlar mantığa değil,
Doğaya dayanırlar" dedi.
Kant'a göre üç bilgi alanı vardır.
1- Doğa bilimleri
2- Matematik
3- Metafizik
Doğa ve matematik bilimlerindeki yargımız sentetik yargıdır.
Metafizik konularındaki yargımız analitik yargıdır.
Metafizik konularındaki problemi
Bilginin bilgisini araştıran felsefe
Yani,
Transendental felsefe çözecektir.
Kant bu probleme ,
Transendental diyalektik
Çalışmasıyla cevap aramıştır.
Bu konuda başka bir çalışmayı gerektiriyor
Yazarız,
İnşallah.
Kaynak:
1- Kant'ın felsefesi
Heinz Heimsoeht
Çeviren:Takiyettin Mengüşoğlu
6 basım 2014
2- Felsefe Tarihi
Alfred Weber
Çeviren: H.Vehbi Eralp
5 Basım