TÜRKOLOG

Tarihimizde Ağustos Ayı Ve...

...Bu Ay'a Damga Vuran Başbuğlar 

Bu ay ,Türk tarihi açısından önemli bir aydır, Mevsimin en sıcak, en yakıcı ayı olmasına rağmen, Türk tarihinin temel çıkışları bu ayda olmuştur.
Bu ayda Türk’ün Tarihine  nakşedilmiş belli başlı zaferler şunlardır.
6 Ağustos 1071  Malazgirt Savaşı.. Zorlu bir savaştı. 40 bin kişilik gücü ile Alpaslan Romanos  Diogenes’in  200 bin kişilik ordusunu yendi. Anadolu'nun  tapusunun alındığı Anadolu'nun vatan olmasını sağlayan önemli bir savaştır. 
 Selçuklular , Türkistan vadilerinden  Hazar’a inip  Hazar Türk Devletinin  bünyesinde varlığını sürdüren  bir oğuz boyudur. Hazar  Devleti ms.651-1048 yıllarında var olmuş, Batı Göktürk Devletinin bünyesinde var olan  Sabir  Türklerinin kurduğu bir Devlettir. 7.yüzyılda Türk boylarını bünyesinde toplayarak Kuban Irmağı ve Azak Denizi ve Karadeniz  arasındaki coğrafyaya hakim olmuşlardır. Kurucusu  Tong Yabgu Kağan’dır. Bizanslıların Yahudileri Filistin’den çıkarmaları üzerine  zengin ve asilzade Yahudiler bu bölgeye iltica etmişler,  Hakan Yahudi Dinini benimsemiş olsa da, halkta karışlığını bulmamıştır. Halife Osman döneminde Arap orduları tüm İran’ı işgal etmiş, son Sasani Hükümdarı 3.Yezdücert’i öldürmüş, eşi ve iki kızını Medine sokaklarında satılmıştır.  Küçük kızı Masume’yi Hz Ali satın alıp oğlu Hüseyin’in 6.ncı eşi olarak vermiştir.12.imam sülalesini devam ettiren Masume ’den olma imam  Zeynel Abidin’dir.  Halife Osman , tüm Gürcistan,  Afganistan ,Maveraünnehir, Herat  Belh, Tus Azerbaycan’ı işgal ederek Karargahını Erdebil’e kurdu.  Hazar Türklerine karşı yaptığı  bir yıl süren saldırıda Belencer  muharebesinde genel kurmay başkanı öldürüldü ve Arap orduları perişan oldu. Arap orduları  bir daha Türkistan içlerine saldıramayarak güneye çekildi. Bu önemli savaş ms.652 yılında oldu. Üç yüz yıl İslam dini algısı Kafkaslardan uzak oldu. 922 yılında Halifenin Bulgar Hakanına deve yüklü altınlarla gönderdiği elçi İbn.Fadlan ‘ın   iknası ile barış suretiyle, Bulgar Hakan’ı Almış Han zamanında , 922 yılında Müslümanlığı kabul etti. Halkına baskı uyguladı, bu baskıya dayanamayan Çuvaşlar Bulgar Devletinden ayrılarak Çuvaşistan Devletini kurdular bu devletin fertleri hala Spinoza’nın Tanrısına inanıp tabiatı kutsuyorlar. 
Selçuklu  Devletinin kurucusu, Selçuk, Dokak adlı bir beyin oğlu olup, Oğuz Yabgu’nun ordu komutanı idi. Oğuz Yabgu ,Hazar Devletine vergi veriyordu. Selçuk vergiyi çok bularak Aral Gölü kenarındaki Cent şehrine geldi, kendisi Yahudi  dini kabul etmişti  , bu bölgede Müslüman oldu. Kendisine bağlı Oğuzlarda Müslümanlığı kabul ettiler. Beş oğlu vardı. Oğullarından  Mikail, in oğulları Tuğrul ve Çağrı Bey ‘ler  Büyük Selçuklu Devletini kurdular.
On birinci yüzyılda kurulan Büyük Selçuklu Devleti Türklüğün kurduğu dört imparatorluktan birisidir.  Ataları Yahudi olmalarına rağmen İslam’ın bayraktarlığını yapmışlar, Diğer milletlerle de temasa geçerek İran ve Anadolu’da  Türk kimliğini hissettirmişlerdir. Tuğrul Bey Bağdat Halifesini dünya işlerine karıştırmayarak dünyada ilk laik algıyı devlet nizamı olarak düşünen yüce bir Türk başbuğudur.
Selçuklularla Anadolu’nun Türklere açıldığı ve bu toprakların bin yıldır Türk’ün olduğu algısı bize göre yanlıştır. Yahya Kemal’in ortaya attığı, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan, Remzi Oğuz Arık, Cevat Şakir Karaağaç Sebahattin Eyüpoğlu gibi edip ve düşünürlerin destek verdiği bir siyasi akımdır ki, bu akıma Anadoluculuk denir. Tarihimiz 1071 den başlatırlar. Daha fecisi birde Türkiyecilik siyasi akımı vardır ki, onlarda tüm Türk Tarihini yok sayarak tarihimizi 1923 ten başlatırlar. M.Ö. 525  yılına  tarihlenen Afyon Dinar’a bağlı Tatarlı köyünde açılan bir Tümülüs’te,  bir Saka atlısının bir  Persliyi okuyla yere serdiği bir  olay kök boya ile ağaca resm edilmiş  38 küçük ahşap parçası ve dört kalastan oluşan bu önemli eser, kaçak kazı ile Münih Arkeoloji müzesine götürülmüş, 1970 yılında kültür bakanı Taner Kışlalı tarafından Türkiye’ye getirilmiştir.  Henüz sandıklarından açılmamıştır,  Afyon müzesindedir. Anadolu’da bulunan kaya resimlerinden hareketle  Türklerin Anadolu’dan  Türkistan’a gittiğine dair teorilerde var.
Anadolu bana göre bir Saka yurdudur  Alp Ertunga  İran ve Kafkasları fethederek Datça üzerinden Mısıra geçmiştir. Dönüşte kendisini vergiye bağladığı İran Hükümdarı Keyhüsrev  ( Büyük Kros )  tarafından verilen ziyafette zehirlenerek öldürülmüştür . M S.395-398 yıllarında batı Hun Devleti zamanında  Kursık ve Basık isimli Türk Başbuğlarının Erzurum, Malatya ,Urfa ve Antakya bölgelerine hakim oldukları tarihi bir olay. Ancak   Anadolu’nun kalıcı bir yurt hailine gelmesi 26 Ağustos  1071 Malazgirt zaferiyledir.
 1.nci Kosova 27 Ağustos 1389 1.nci Murat 'ın kazandığı savaş alanında şehit düştüğü önemli bir savaş olarak bilinir.  Bu  savaşla Türkler Avrupa'ya açılmıştır. Hunlardan sonra Türk Korkusu Avrupa’da hissedilir olmuştur.
1.Murat Osmanlı Devletinin üçüncü büyük padişahıdır. Orhan Gazi’nin  ve  Nilüfer Hatun’un oğludur. 95 bin kilometre olan Osmanlı topraklarını 500 bin kilometreye çıkaran bir padişahtır. 1362 de doğmuş 1389 da 27 ağustos günü  savaş meydanında Kosova’da şehadete ermiştir. 63 yıl yaşamış 29 yıl hüküm sürmüştür. Bakanlara açılıyor, Balkanlardaki idari yapıyı olduğu gibi koruyor. Balkanlardaki despotlar hariç, Balkanların tüm asalet ve zenginliklerini koruyor. Yerli asilleri tımar sahibi yapıyor, yönetici yapıyor. Tımarların babadan oğula geçmesini sağlıyor . Halil  İnalcık, 19 yüzyılda  tımarlar İstanbul’dan atanınca Balkanlarda  Osmanlı’ya karşı başkaldırıların olduğunu, bu baş kaldırıların Balkanlarda milliyetçilik olgusunu geliştirdiğini yazıyor. 1.Muratla Balkan asilleri kendilerini güvende hissediyorlar. Zapt edilen toprakların feodalleri yeni yönetici oluyorlar. Doğu Roma İmparatorluğunun sarsılan Devlet otoritesini Osmanlı ,Balkanlarda asîl sınıflar lehine yeniden tesis ediyordu. Zapt edilen toprakların Hristiyan çocukları  yedi sekiz yaşlarında ailelerinden koparılıyor yeniçeri ve cariye yapılıyor. Erkek çocuklar Enderun mektebine alınarak eğitilip bürokrasiye kazandırılıyor. Okulda  bürokrasiye yetekli olmayanlar yeniçeri ocağına alınıyor, burada askeri eğitim görüyorlardı İlk zamanlar yeniçerilerin evlenmeleri de yasaktı.. Bu eğitimlerin  amacı devlete kul yetiştirmekti.
Doğu Avrupa, batı Asya ve Kuzey Afrika’da Doğu Roma imparatorluğunun zayıflaması ile ortaya çıkan boşluğu Osmanlılar doldurdu.  Osmanlılar birçok kurumu Romanın mirasçısı Bizans’tan aldılar. Yeniçeri benzeri bir ordu sistemi,  Roma ve Spartada vardı. Romalılar kölelerden bir ordu kurdular Bizans’ın son zamanlarında Avar Türklerinden paralı askerle  devşirdiğini biliyoruz. Malazgirt Meydan muharebesine Avar ve Kıpçak askerlerin Alpaslan saflarına katılmaları savaşın seyrini değiştirdi Spartalılar (M.Ö.6-7.yy.) yedi yaşındaki erkek çocukları ailelerinden zorla alarak, acımasız ve zorlu bir askeri eğitime tabi tutulurdu.  Bu eğitimden geçenler ömür boyu asker olurdu. Eşcinseldiler. Kullaştırılmış bu yeniçerilerin  de evlenmeleride   yasaktı.      Eş cinsellik yeniçeriler arasında da yaygındır. Arap Abbasi Halifeleri köle Türk çocuklarını askeri eğitimden geçirip asker yaptı, evlenmeleri serbesti.  Rütbe alan yükselen Türk köle çocukları Arap asilzade kızlarıyla evlenip çoğaldılar , sonrada Memluk Devletini kurdular.  Kölemen Devletide böyle çıktı. Birinci Murat belki en iyisini yaptı kim bilir!
1.Murat’ın  Kosova’da   savaş kazanıldıktan sonra, savaş meydanını gezerken yaralı bir Sırplı tarafından öldürüldüğü yazılıdır. Savaştan yüz yıl sonra toplanan rivayetleri değerlendiren idealist bir Osmanlı tarih yazıcısının icadıdır bu.  Bu konuda hiçbir belge yoktur. Kosova’da savaş bitip, Murat öldükten sonra Beyazıt  savaşın baş komutanı sayılan kardeşi Yakup’u çadırına çağırıp boğduruyor. Beyazıt babasının ve kardeşi Yakup’un cesetlerini gizlice Bursa’ya gönderip defin ettiriyor. Acaba katil 1. Beyazıt mı?   Savaşta Yakup sol cenahı yönetmiş, Sırp Prensi Lazar’ı  geri çekilmeye ve kaçmaya zorlayınca ,Yakup arkadan kovalamış ve savaş kazanılmıştır. Osmanlıda taht sahibi olamayan erkek kardeşler  öldürülüyordu. 1. Yıldırım Beyazıt’ın anası Rum kökenli Gülçiçek Hatundur. Asıl adı  Marya’dır.  Babası Bulgar kralı  İvan Aleksan‘dır.  Şehzade Yakup’un anası  Çandaroğullarından  Süleyman Şah Paşa’nın kızıdır adı    Fûl Dane Hatundur.  İki oğlu vardır, Yakup ve Savcı  beyler. Savcı bey, 1. Beyazıt’ın Savcı’nın etrafında büyük bir taraftar kitlesi olduğu şikayeti üzerine, 1.Murat  14 yaşında olan oğlunun gözlerine mil çekerek boğdurdu. , geriye kalan tek Türk soylu Yakup’ta 1. Beyazıt   tarafından boğdurulunca, meydan Rum analı  1.Beyazit’e kaldı. Bundan sonra Padişah anaları genelde  Türk olmayarak devam etti. 27 Ağustos 1389 da .birinci Kosova savaşı kazanıldı ama ,Türk Milletine böyle bir mirası oldu. 
Otlukbeli Muharebesi. 11 Ağustos 1473. Fatih Sultan Mehmet’le, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan arasında yapılan Türk’ün Türk’ü kırdığı bir savaştır. Erzincan’ının Otlukbeli mevkiinde yapılmıştır. Fatih kuvvetleri 70 bin, Uzun Hasan ’nın kuvvetleri 80 bin civarında idi. Uzun Hasan 25 bin kayıp verdi. 15. Yüzyılın en büyük savaşlarından biridir. Akkoyunlular akrabalık münasebeti ile hep Timur’a destek verdiklerinden Osmanlı ile araları hiç iyi gitmemiştir, bu düşmanlık Ankara savaşından beri devam etmiştir. Uzun Hasan  Trabzon Rum imparatorunun kızı  Theodore ile evli idi. Uzun Hasan  Rum imparatoru kayın pederi 4. İoannnis’ten vergi alınmamasını istedi. 26 ekim 1461 de  Fatih Trabzon’u fethederek Rum hakimiyetine son verdi. Uzun Hasan  zaman zaman Anadolu’da Osmanlı sınırlarına tecavüz ediyordu. Savaş kararı veridi . Otlukbeli denilen yerde iki dev ordu karşılaştı. Fatih bu savaşta top kullandı.  Süvarilerin atları darmadağın oldu. Bu savaşta Fatih bin kayıp verdi. Büyük bir zafer kazandı. Uzun Hasan savaş meydanından kaçtı. Fatih Uzun Hasan’ı takip etmedi. Neticede Akkoyunlu Türk Devleti yıkıldı.
Fatih,1432-1481 yılları  arasında yaşadı.30 yıl hüküm sürdü. 1453 te İstanbul’u fethederek orta çağı kapattı. Pagan Roma, Hristiyan Roma’dan sonra kendisini Roma imparatoru olarak algıladı. İmparatorluk kanun ve umdelerini uyguladı.  Din ,inanç ve etnik yapılarda toleranslı oldu.  Yunanca ,Latince, İbranice, Arapça Farsca bildiği söylenir. Deha olarak kabul edilir. İstanbul surlarını döven topların mimarisi kendisine aittir. Fatihle başlayan top sanayii Osmanlı tarihi boyunca  17.yüzyıla kadar devam etmiştir. İmal edilen toplar Babür Şah, ve Özbek Han’larına ihraç edilmiştir. Fatih’le, Osmanlı İmparatorluğu kurulmuştur. Türk diline hakimdir.  Avni mahlası ile şiirler yazmıştır.
Zülfünün zincirine bend eyledi şahım beni,
Kulluğundan etmesin  azat Allah’ım beni
Cevri dilber, ta’ni  düşmen, Suzi firkat, za’fı dil
Dürlü,  dürlü dert  içün halk etmiş Allah’ım beni.

Türk Hakanları ,Şah İsmail ,Babür Şah, Ali Şir Nevai,  Hüseyin Baykara vs.ler hep şair ve günlük tutan nesir yazarlarıdır. Her kim tahta geçerse kardeşlerini öldürebilir ve öldürmesinde devletin geleceği açısından yarar vardır hükmünü getirdi.  Bu hükme uyan 3.mehmet, on sekiz   kardeşini,  babasının hamile bıraktığı cariyeleri öldürdü.
Asrının kudret timsali Fatihin ölümü  hala esrarını korumaktadır. Yeniçerilerle arası iyi değildi. Amasya valisi oğlu Beyazıt babasını sevmiyor O’na dinsiz diyordu. Sinan Paşa Beyazıt’ı tutuyordu. Sadrazam Karamani Mehmet Paşa yalnız kalmıştı.  Fatihin ölümüyle softa Beyazıt padişah oldu. O’da Sünni tarikatların oyuncağı oldu. Osmanlının yıkılış hamlesine ilk tuğla kondu. Yavuz, Kanuni 4.Murat birer ışıltı olarak belirip Osmanlı imparatorluğu tutulduğu yobazlık hastalığının belirtileri 19 asırda  görüldü, kendisine  batılılar Hasta adam lakabını takarak topraklarına üşüştüler.
 Çaldıran meydan muhaberesi 23 Ağustos 1514'de Yavuz Sultan Selim 'le Şah İsmail arasında iki Türk Hakanının savaşıdır. Van’la Ağrı arasındaki İran sınırına yakın düz bir ovada iki ayrı Türk ordusunun kıran kırana yaptığı bir savaştır.. Yavuz Sultan Selim’in kesin zaferiyle sonuçlanmış, Şah İsmail Tahtını ve eşini savaş meydanında bırakarak kaçmıştır. Yavuz Şah İsmail’in başkenti Tebriz’e yerleşmiş, Şah İsmail İsfahan’a çekilmiştir-  Yavuz arkasından gitmemiş, Şah İsmail’de bu tarihten sonra kimse ile savaşmamıştır. Şah İsmail 1510 yılında Özbek Han’ı Şehbani Han’ı yenmiş, kafasını kestirip altınla kaplatıp,  içini kalaylatıp şarap tası yapmıştı. Bu defa kendi başı aynı akıbete uğramadan kaçarak kafayı kurtardı. Erbil’de Şah İsmail sarayı etrafında çaldıranda öldürülen askerlerin mezarı var.  Azerilere Savaşı sordum.   Dediler ki,” Sizin Yavuz kalleş, savaşta top kullanılmayacaktı, Yavuz top kullandı ve yenildik. “ Babür Şah’ta, Koca Hindistan’ı Osmanlıdan aldığı toplarla fethetmiştir. Devasa  Hint ordusundaki  fiiller top seslerini duyunca darmadağın olmuşlardır.
Mercidabık savaşı 24 Ağustos 1516 .Yavuz’la, Türk asıllı Kölemen Sultanı Kansu Gavri arasında Kilis’te yapıldı. Osmanlı ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı. Bu savaşta Memlûk Sultanı Kansu Gavri ölmüştür. Suriye toprakları Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Osmanlı kuvvetleri 60 bin, Melüklülerin kuvvetleri 50 bin civarında idi. Fatih’ten beri Osmanlı Memluk Devletlerinin birbirlerine husumetleri  vardı. Memluk ordusu savaşa çok istekliydi. Memluklerin süvari üstünlüğü vardı bu üstünlükle Osmanlıları yenebileceklerini zannettiler. Osmanlı kuvvetlerine doğru hareket ederek Merçidabık denilen mevkide karşılaştılar. Osmanlının 150 tane taşınabilen topu vardı. Toplar savaşın kaderini belirledi. Abbasi Halifesi Mütevekkil ’de Osmanlıya karşı Memluklularla beraber savaş meydanında idi. Savaş memluklular için hezimet oldu. Memluk Sultanlığı hazinesi Osmanlının eline geçti .Ölen memluk asker ve asilzadelerine usulüne göre tören yapılarak defnedildi. Halep’le Mısır arasındaki tüm Memluk Devletinin toprakları Osmanlıya geçti. Halifelik makamı da artık İstanbul’daydı Türk’ün Türk’ü kırdığı bir savaştı..
 Mohaç meydan muhaberesi 29 Ağustos 1526'da Kanuni Sultan Süleyman'ın bizzat yönettiği önemli bir meydan savaşıdır. Macar kralı yenilmiş , ordusu imha edilmiştir. Savaş iki saat sürmüştür. Osmanlı 300 seyyar top kullanmış, Macar süvarilerinin atları ürkmüş, bataklığa doğru kaçmışlar ve Osmanlı ordusu tarafından imha edilmişlerdir. Avrupalılar bugüne kadar böyle bir ateşli topla saldırı görmemişlerdi. 55 bin Osmanlı askeri 35 bin Macar askeri savaşa katılmıştır. Bugün Macarlar savaş  alanında milli bir müze yaparak savaşı canlandırmışlar, Macar milli bilincinde derin izler bırakan önemli bir savaş. Savaş.
Kanuni asrının en büyük devlet adamıdır. Batı O’nu muhteşem Süleyman olarak bellemiştir.1994-1566 yılları arasına yaşamış, 46 yıl hüküm sürmüş, 13 kez sefere çıkmış, Zigetvar kalesinin kuşatması zamanında at sırtında 71 yaşında bu dünyadan  göçmüştür. Rodos , Romanya, Belgrat ve Macaristan’ın büyük bir bölümünü Osmanlı toprağına kattı. Doğu seferi ile Irak’ı ele geçirdi, İran içlerine ilerledi. Akdeniz’e hakim oldu,  Hint okyanusunda donanma bulundurdu.  Şimdiki Umman Sultanlığı Osmanlı donanmasının garnizonuydu. Fas ve kızıl deniz Osmanlı kontrolüne  alındı. Anası kırım Hanın ’ın kızı, Ayşe Hafsa Sultandır. Kanuni babasının sert disiplini içinde yetişmiştir. Sadrazam damadı Rüstem paşayı, bir oruç ayında akşam sahuru beraber açtılar, sahura yakın bir zamanda derin uykuda iken yatağında cellatlarına boğdurdu..  Bir Cuma günü babasının elini öpmeye gelen oğlu cihangir Mustafa’yı kendi otağı önünde boğdurdu.  Taşlıcalı Yahya Mustafa’nın katli üzerine;
Medet   medet ,bu cihanın yıkıldı bir yanı
Ecel celallileri aldı Mustafa Han’ı.

Diye başlayan şiiri ile tarih düşmüştür.
 

26-30 Ağustos 1922  Başkumandanlık savaşı . Bu savaş Turgut Özakman’ın deyimi ile çılgın Türkler’in savaşıdır.  Şöyle anlatıyor Özakman. “Yunanlılar sonsuza kadar Anadolu’da kalacakları ümidiyle çeşitli hazırlıklara  girişmişlerdi. Hükümet Anadolu’da Yunan bankalarının şubelerinin açılmasını uygun görmüştü. İlk şube eylülde Ayvalık’ta açılacaktı. İzmir dede bir üniversite kurulması kararlaştırıldı. Türk ordusunun bu bu rüyaya son verecek olan sesiz yürüyüşü kesintisiz sürüyordu. Dördüncü kolorduda  5.tümen de 17 ağustos akşamı güneye doğru yola çıktı.  Kemal Paşa 17 ağustosta  Konya’dan hareket etti.”
Hazırlıklar Ağustos ayı boyunca devam etmiş, 100 bin kadar insan, binlerce at ve araba iaşe.14 Ağustos’ta sesiz bir şekilde hareketlenme başladı. Komutanlar askerlerini denetlediler. Milli heyecan yüreklerinde bomba tesiri yapıyordu. Ölümü, vatanı için, ırz ve namusu için, öküzü, ineği  ve ekmeği için  göze alan 100 bin asker. Geceleri hareket gündüzleri dinlenme Afyon istikametine kutsal  yürüyüşe başladılar. Batı emperyalizmine karşı bu hareket bir  kutsal isyandı.
Büyük taarruz 26 ağustosta başladı. Atatürk, Fevzi Paşa, İsmet Paşa gaz lambasında Koca Tepenin güney yüzünde Hacıveli ağanın evinde son hazırlıklarını yapmışlar emir verme noktasındaki hazırlıklarını tamamlamışlardı. Saat 03.30’da atlarına bindiler.05.30 tüm bataryalardan Batarya komutanları ateş emrini verdi. 200 kadar top vardı. Yunan mevzileri ateş altına alındı. Uykulu gözlerle yanan mevzilerine bakan Yunan komutanlar şaşkınlığa uğradı. Yunan tel örgüleri aşıldı. Saat 0.900 da Belen Tepe önemli bir mevzi idi ele geçirildi. Hava hakimiyet ide saat 10.da Türklere geçti. Yüzbaşı Fazıl bir Yunan uçağını düşürüp, dördünü inişe zorladı. Türk’ün başarısı iki yıldır işgal altındaki Afyon  Türklerini  sevindirmişti. Sevincini belli eden 600 kadar Türk imaret camiine doldurulup işkenceye tabi tutuldu. Türk fırtınası devam ediyordu. Yunan ordusu şakındı. Ölüme yürüyen kararlı Türkler karşısında çaresizdiler. Köylülerinde yardımı ile Yunan’ın İzmir’le haberleşme ağaları tahrip edildi. İki yıldır rahat ettikleri Afyon’a top mermileri düşüyordu. Binlerce Rum ve Ermeni  iki yıldır korudukları Yunanlıların hıncını Türkler alır diye yükleri sarıp İzmir’e doğru yola çıktılar. Afyondaki Yunanlı askeri okul öğrencileri,  memurlar  Afyon’u boşaltmaya başladılar. Yunanlı generaller Dumlupınar’a çekilerek Türkleri duracaklarını zannederek Dumlupınar’da mevzilendiler. Dumlupınar dada ağır bir hezimete uğrayan Yunanlılar Eskişehir  Uşak yönüne çekildiler. Bölgede halka moral gelmiş Halk savaşı başlamıştı. Yunan kaçıyor Türk ordusu kovalıyordu .Genarel  Trikopis 26-30 ağustos tarihleri arasında İzmir’e doğru kaçarken Murat Dağı yakınlarındaki Çal köyde maiyeti ile beraber 2 eylül 1922 de esir düştü. Maiyetinde  generaller ve yüksek rütbeli askerlerle  beraber, 580 subay ,4.985 er, 100 makineli tüfek 12 dağ topuyla Türkün 1. Ordusundan bir birliğe teslim oldu. Türk ordusu Uşakta idi, yakılan Uşak’ın afakına dumanlar ve küller hakimdi. Yunan hükümeti Trikopis ’in teslim olduğunu 6 eylülde öğrenebildi. 9 Eylül’de Türk bayrağı İzmir’de göndere çekildi. Paşalar 10 eylülde İzmir’e geldiler, Paşalar çiçeklerle karşılandı. Mustafa kemal paşa “ Aka’ların öcünü aldık “ dedi. Esir alınan 220 yunan komutanın  Ankara’ya gönderilmesi kararlaştırıldı. 1922  Ağustosunda başlayan Atatürk’ün önderliğindeki kutsal isyanın neticeleri şöyle oldu. 
1kasım 1922 saltanat kaldırıldı.
18 kasım 1922 de Abdülmecid Halife seçildi.
20 kasım 1922de,Lozan konferansı açıldı.
24 temmuz 1923’te Lozan anlaşması imzalandı.
2 ekim 1923 te İngiliz, Fransız, İtalyan güçleri İstanbul’dan çekildi.
13 ekim 1923 te Ankara başkent ilan edildi.
23 ekim 1932 te cumhuriyet ilan edilip Mecliste Atatürk cumhurbaşkanı seçildi. İlk başbakan İsmet İnönü oldu. Gel kurmay başkanı Fevzi Çakmak oldu.
3 mart 1924 te Halifenin kendini padişah gibi Cuma selamlıklarına çıkarak halka selamlatması üzerine Halifelik kaldırılıp, eğitimin birleştirilmesi kanunu kabul edildi. Diyanet işleri Başkanlığı kuruldu.
 Atatürk öldüğü zaman demir çelik sanayiinde ilerleme olmuş, kendi uçağımızı ve deniz altımızı üretmiş, limanlar ve demiryolları millileşmişti. Osmanlı borçlarını yüklenilmiş kalkınma hızı   %10 ‘a çıkarmıştı. Çağdaş yasalar devreye girmiş, Şeyhlerin saltanatına son verilmişti.  Devrimlerle taçlanan Cumhuriyetimiz gelecek zaman aydınlığına yürümeye başlamıştı..
 Bu mücadele ,Anadolu'nun bağrına kadar gelme cesareti gösteren Yunan palikaryalarına verilen tarihi bir derstir. Bu savaşla modern Türk devletinin temeli atılmıştır. Anadolu'muzda yapılan bu ilk ve son savaşları iyi algılamamız analiz etmemiz lazım. Helenizm ideali  Mego-idea adı altında Helen gençlerinin beyninde Anadolu hâlâ  Yunan toprağıdır!  Biz topraklarımızı kutsal belleyip aynı hassasiyeti gösterebiliyor muyuz? Yeni neslin,  Anadolu toprağını sevmesi  yönünde ne yaptık? Bu konuda lise müfredat programları  yetersiz.  Anadolu’nun vatanımız olduğu bilincini, bu topraklarda yaşayanların beynine ve kalbine kazıyamazsak sonuç malûmdur. 
Büyük zaferlerin  Ağustos ayına denk gelmesinin sebebi, savaş hazırlıklarının ilk baharda başlaması ve sonbaharda sonlandırılması düşüncesiyle en uygun ay Ağustos ayıdır.. Tarihimizde Ağustos ayında çok önemli savaşlar kazanılmış olmasına rağmen, soyumuz bu savaşları şiir, edebiyat ,tiyatro' opera sahasına yansıtamamıştır. Buda, düşünen beyin açısında  fakir olmamızın işareti olsa gerek.  Batı dünyasında büyük savaşlar edebiyat ve  san ‘ata yansımıştır .Bu ana savaşların dışında Türk tarihinde Ağustosta yapılan on bir  adet daha büyük savaş vardır. Atatürk ve arkadaşlarının 26 ağustosta başlattığı milli hareket, 30 ağustos meydan muharebesi sonucu 9 Eylülde Yunanın denize dökülmesi ile son bulmuştur  .On dört günde, 250 bin kişilik dev Yunan ordusunu yokedip,her gün 400 km. yol alabilmek ancak Türk’ün başarabileceği bir mucize idi.  Bu kahramanlıklar edebiyatımıza da yansımıştır.
26 ve 30 Ağustos 1922 savaşını anlatan bir şiir;
     Ve bir gümüş ay yükseldi. yangınlıklar üstüne.
    Kuru dallar çiçek verdi.
    Çıkıp Kocatepe’ye Bozkurt misali 
    Kemal Paşa yol gösterdi. 
    Boz fırkalar uçar gibi geçti Bozkırdan.
    Toz duman Eskişehir-Dumlupınar
    Katmıştı  önüne  düşmanı Allah Allah.
    Mustafa Kemal'in askerleri .

Diye; Şiire dökmüş Nurettin Özyürek adlı şair. Ayrıca, Ağustos  1922 deki  var olma kavgamızı,  Mehmet Akif , Yahya Kemal, Arif Nihat Asya, Abdülhak  Hamid, İbn Kemal, Baki, Edip Ayel, Hayali, Mithat Cemal Kuntay, Enis Behiç Kor yürek, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Arif Hikmet Par, Necati Karaer, Behçet Kemal Çağlar, Enis Behiç Koryürek gibi şairlerin şiirlerine konu edilmiştir.
Halide Edip Adıvar ,  Kemal Tahir   Yakup Kadri  vs.gibi romancılarımız bu destanı romanlaştırmışlardır. Ziya Gökalp Türkçülüğün Esasları  adlı eseriyle Cumhuriyetin temel felsefesini oluşturmuştur. 
Kurtuluş savaşına karşı gelen  Üst düzey asker ,bürokrat ve gazetecilerden  150 kişi Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Bunların 0nüç tanesi gazete sahibidir. 
 Ali Kemal, Güçlü bir gazeteci ve siyaset adamıdır. Damat Ferit hükümetinde Maarif ve Dahiliye Bakanlığı yaptı. Milli mücadele aleyhine çetin muhalefet etti. İzmit’te başı çekiçle ezilerek linç edildi. Önemli bir  edebiyatçıdır , İngiltere başbakanı Boris    Johnson’nun   dedesidir.
Dede Ali kemal, 7 ağustos 1922 tarihli yazısında şöyle diyordu. “ Tehlike üzerimize doğru  geliyor. İzmir’i , Edirne’yi kılıçla, kuvvetle kurtarmak Yunanlıları denize dökmek tasavvuru, bir rüya idi,  bir hülya oldu .Ankara’nın iç ve dış siyaseti iflas etmiştir.”
Böyle donamlı bir aydın nasıl hain olabiliyor anlamak mümkün değil. Bunun gibi  ağzından şer akan 150 aydın daha!  Türk milletinin  varlığını gerçekten “Türk’ün azim ve kararı “ kurtardı.Atatürk’e borçluyuz   ta  derinden.

Yayın Tarihi
01.08.2022
Bu makale 977 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!