Yeni yıl ile insanları büyüleyen
Etkileyen ;
Noel Baba kim?
Bu sorulardan hareketle;
İnsanlık tarihin onüçbin beşyüz yıl gerisine,
Yani; Yontma Taş Devri insanına( M.Ö. 17.000-11.000)
Sizleri götürerek, Türk kültürünün izlerini arayacağız.
Dürbünün ters yönüyle değil de; doğru yönüyle tarihe bakacağız.
İşte o zaman, Türk’ün iki önemli bayramını karşımıza çıkarıyor.
Şimdiki adıyla Yılbaşı ve Nevruz.
Bunlar Türk’ün dini bayramlarıdır.
Ve bu bayramlara esas olan,
Dini kutsallar, YEL ANA ve AYAZ ATA dır.
AYAZ ATA.
Biz hep tarih ve kültürümüze
Dürbünün ters yönüyle baktık.
İnsanlık tarihinin en eski ve görkemli bulguları
Urfa Göbeklitepedeki tapınakM.Ö.12.000.
Ve Başkurtistan’daki Şölenkeş mağarasındaki insan izleridir. M.Ö.16 bin
Şölenkeş milattan önce on altı bin yıla endeksleniyor.
ŞÖLENKEŞ MAĞARASI BAŞKURDİSTAN
Orada ki kaya resimleri runik yazılardan ;
Mağarada yaşayanların Türkî bir kavim olduğunu;
Kazım Mirşan kaya yazılarını okuyarak ortaya koydu.
Temmuz 2017’de bu mağarayı gezdim.
Mağaranın girişindeki mermer yazıtta,
Nazım Hikmet’in bir dörtlüğü vardı.
Nazım ;
Bu coğrafyada Türklüğü; dil ve şiirleriyle ayakta tutmuş.
Nasyonel Geographc dergisinden bir araştırmacı
İki bin Türkistanlıdan gen örneği alarak;
İki bin nesil önceki geni taşıyan
Adamı Kazakistanda buldu.
Adı Niyazov.
Niyaziov 40 bin yıl önce Kazakistan’da yaşayan
Atalarının genini taşıyor. Kaynak: Prof. Dr.Spencer Wells
National Geography de yayınlalan yazı.
Avrupalılar,Amerikalılar Hintlilerin
Gen dokusu, Niyazov’la akraba idi.
Niyazov bir Kazak Türkü.
Kırkbin yıldır burada yaşıyordu
Bu Gen ve DNA.
DNA insanlığa yol gösteren bir plandır.
Y. Kromozonu babadan alınır.
Bu genle iki bin nesil eskiye ulaşıldı.
Niyazov’un akrabası olan Clovis halkıdır.
Bunlara Yuci de denir. M. Ö.13.500 yıllarında, Asya’dan Kuzey Amerika’nın
Buzullar arasındaki bir koridordan, Brerig boğazını geçerek Amerika’ya ulaşırlar.
Yenmek için kesilmiş hayvan kemiklerinden,
Kamp ateşi kalıntılarından Antropologlar bu konuda yeterli bilgiye ulaştılar.
2016 Ağustos ayında Hun Coğrafyası gezimizde;
Ren geyikleri geçim kaynağı olan,
Türkçe konuşan, inançlarından dolayı suyu ve tabiatı kirletmeyen,
Bir Türk boyu olan Dukha Türklerine rastlamıştık.Bu halkın geçim kaynaklarıda ren geyikleriydi.
DUKHA TÜRKLERİ
Bu boyların akrabaları bugün Amerika’da Arizona’da yaşıyorlar.
Niyazov’un genini, ve Dukha genini taşıyorlar.
Yani Türk genini.
İşte ;
Bu geni taşıyan Türkler’in kendilerine has bir inançları vardı.
Bu inançlar onüçbin yıl önce oluştu.
Kök Tenri inancı.
Gökte idi Tenri.
O zamanlar Türkler’de ana kutsal idi.
Oba’nın karnını doyuran ana idi.
Türkler’in aile yapısı, ana erkildir.
Bizde Bugün dahi Teyze ve Dayılarımız,
Hala ve Amcalarımızdan kıymetlidir.
Sebebi on üçbin yıl önceki ana erkil yapıya bağlıdır.
Taa o zamanlar;
YEL ANA bayramı kutlanırdı.
Yel Ana’nın Çuvaşistandaki tasvir edilmiş hali.
Ana Tanrı Anadolu’da Kibele
Kibele; Mekke’de uza olarak adlandırıldı.
Kıble; Kibele’den gelir.
Bu bayramda;
Gündüz, geceyi kovardı 21 Aralık’ta.
Bu bayram Tanrısaldı ve Kutsaldı.
Güneş, karanlığı yani kötülüğü, geceyi kovardı.
Zaten gece denilen bir şey yoktu.
Gece ; ışığın yokluğuydu.
Türkler toplayıcı kavimden, avcı kavime evrildikleri zaman,
Babalar güçlendi, aile yapısı değişti,
Baba Erkil aile oluştu. Baba Erkil aile ile;
Yerde kabul edilen Tanrılar göğe yükseldi.
Kutlana gelen YEL ANA bayramı,
AYAZ ATA bayramı oldu.
AYAZ ATA
AYAZ ATA 21 Aralık’ta;
Karanlığı kovar, toylar yapıldı,
Bu toyun adına Nar-dogan denirdi.
Nar’ın kelime anlamı Güneş’tir.
Yani doğan güneş bayramı,
‘’ Nar gibi kızardı ‘’ derdi anam.
Yaktığı ateşteki köze.
Güneşin karanlığı kovduğu ana,
Gecenin kısalıp gündüzün uzamaya başladığı zamana
Kış başlangıcı denir.
Yani YILBAŞI.
Nar dogan bayramı.
Çeşitli Türk topluluklarında değişik algı ve inançlarında
Çeşitli adlarla 21 Aralıkta hep kutlana geldi bu bayram.
Altay Türklerinde Ak Çam ağacı,
Esrar dolu bir manevi büyüğe sahiptir ve kutsaldır.
Çok eski çağlarda “AK ÇAM’ı ululamak için,
Bayramlar yapılırdı.
AK ÇAM’A HAYAT AĞACIDA DENİR.
KAZANDAKİ TARİM BAKANLIĞI ÖNÜNDE
TASVİR EDİLEN HAYAT AĞACI.
O zaman Türkistan’daki Türklerin otuz altı tane Tanrısı vardı.
Gökyüzü 17 katlı idi.
Baba Tanrı yani en büyük Tanrı Kayrahan en yüksekte otururdu.
Bu güçlü Tanrıya küçük Asya’da Zeus denmiştir.
16. katta oturan oğlu Bayülgen ışık, iyilik merhamet, güç ve bolluk Tanrısıdır.
Yalnız olarak yüksek bir dağın tepesinde oturmaktadır.
Erik Han Kayrahan Bayülgen
Sümer sonrası Tanrılar da Olimpos dağında oturur.
Dağ ve Ağaç “Kültü” Türk inancı önemli bir yer tutar.
Türklerden intikal eden bu Tanrılardan en önemlisi Apollo dur.
Apollo Bayülgene tekabül eder.
Amerika birleşik devletleri 1969 da aya gönderdiği uzay aracına Apollo adını vermiştir.
Apollo;
Işığın, müziğin, ateşin, sanatın, bolluğun ve bilginin Tanrısıdır.
Zeus’un oğludur.
Sarışın ve yakışıklıdır. İyi ok ve yay kullanır.
Kutsal ağacı Defne dir.
Bayülgen’in kutsal ağacı Ak çam ve Kayın ağacıdır.
Bu inanç Etrüst Türklerinden Akdeniz çanağına yayılmıştır.
APOLLO
Apollo’nun Etrüsktce deki adı: Apulu, Aplum, Oplum dur.
Bu kelimeler sonradan Apollo’ya evrilmiştir.
17.06.2017 günü Apollo’nun bana verdiği ilhamla,
Aşağıdaki satırlar döküldü kalemimden.
O;
Bir Tanrı;
Üçbin yıl inandı insanlar O’na.
O,
Zaman Tanrısıydı.
Zamanı tayin eden, güneş şeklinde görürdü gökte.
Eski Tanrılar; her istedikleri zaman ,
Çeşitli kılıklara giriverirlerdi.
Bir sabah;
Dünyaya doğduğu zaman;
Adeniz’i çevreleyen, Olimpos Dağlarında,
Narin bir çoban gördü.
O,
Çobanın adı DEFNE idi.
Aşık oldu O’na.
Sahiplenmek istedi DEFNE’yi.
Bir deli kanlı kılığında göründü.
Güzel ve Narin DEFNE’ye.
Defne yüz vermedi Ona.
Defne; Türk soyluydu, düşkündü namusuna.
Bu delikanlının Tanrı olduğunu da bilmiyordu.
Apollo Defneyi kaçırıp sıkıştırdı.
Bir taş kovuğuna götürdü.
Saldırdı Defne’ye.
Nerdeyse namusu gidiyordu Defne’nin.
Baba ZEUS seyrediyordu heyecanla Olimpos’dan.
Olimpos; Tahtalı veya Teke dağı olmalı.
ZEUS ;
Oğlunun bir ölümlüyü razı edememesine
Defnenin namusuna direnmesine kızdı.
Kızdı da;
O güzel kızı hemencecik, narin ve güzel kokulu bir ağaç ediverdi.
Bugün dahi Defne ağacı kırılgandır, nazlıdır,
Odunu yanmaz. Kereste olarak kullanılmaz.
Tanrı ZEUS güzel köylü kızı Defneyi;
İşe yaramayan bir ağaca dönüştürmüştü.
Tanrılar hep eziyet edegelmiştir insanlara.
İnsanlar korkmuştur hep onlardan.
Halbuki ;
“ İnsan Tanrıya korktuğundan değil sevdiğinden tapmalı,
Gözlerini kapayıp görevlerini yapmalı”.
İnsanlar zaman içinde bu çoban kızı Defne’ye acıdılar.
Onun ağaç halini barışın sembolü yaptılar.
Bizim dağlarımız;
Tahtalı dağı, geyik dağı, namus acısını sinesine sindirememiş
Defnelerle doludur.
Nerden aklıma geldi Haziranın 17 si 2017 de Defne.
Biraz sonra;
İnandığımım Tanrıya Hamd edip oruçumu açacağım,
El açacağız yedi kat gökteki İslam Tanrısına.
APOLLO VE DEFNE
Türkler Tanrılarını göğe yükseltmeden önce Tanrılarını yerde belirlerlerdi.
Adları çeşitli idi.
Yer- sular Tanrılarının genel adı idi.
Cehennem yerde, cennet gökte idi.
Tanrı Kayrahan Arafat’ta oturur yerin en derin yerinde,
Cehennemin dibinde katran kazanlarında kaynayan,
Türklerin cezası bittiği zaman,
İnsanların başları, Katran kazanlarının yüzeyine çıkardı.
Tanrı Karahan günahlarının cezasını çekmiş olan,
Bu Türkleri ,saçlarından tutarak uçmaklığa (Cennete, göğe) fırlatırdı.
Türklerde erkeklerin uzun saç uzatmasının sebebi, bu dini inançla ilgilidir.
Bu inanç Kızılderelilerde de vardır.
KIZILDERELİ
Saka Türklerinin baş buğu Alper Tunga,
Tanrıların yerde olduğu bir zamanda yaşadığından;
Yerin altında, onaltı Kat bir demirden sarayda oturmaktadır.
ALPER TUNGA
Türklerde Tanrılar insan şeklinde tasavvur edilir. Kırmızı kaftanlar giyerlerdi.
21 Aralıkta güneş geceyi yener, Türkler tanrılarına dua ederlerdi.
Aydınlık için,
Bereket için,
Sağlık için,
Ömür dünyadaki rahatlıkları için.
Dualarını süsledikleri Ak çam etrafında huşu ile yaparlardı.
Tüm gece eğlenirlerdi.
Altay Türkleri “Karacun Karacun” diye naralar atarlardı.
Kımızdan esridikten(şarhoş olduktan) sonra atılan bu naraların anlamı,
Gece azalsın ışık çoğalsın anlamında idi.
Ak Çam Tanrısal bir ağaçtı. Tüm Tanrılar onu kutsamıştı.
Akıp giden zaman,
Ak Çam’ı ; Çam ağacı,
Ayaz –Ata’yı; Noal Baba yaptı.
Türk binlerce yılda oluşturduğu kendi kültürünü unuttu.
Zaman geldi öz adetlerini günah zannedip dışladı.
Nar Dogan bayramını batılılar; yani Hristiyan dünya
Nevruz bayramını; Fars’ lar kaptı.
NEVRUZ BAYRAMINDA FARS KRALİNA SUNULAN HEDİYELER
Ayaz- Ata bayramı ;
Türk mezarlarında yani kurıkanlarda ve Türk’ün dağlarında resm edilmiştir.
Resim sanatı etkili bir dildir. Millet diliyle yaşar. Sanat bir dildir.
Dilimizden Tanrı kelimesini çalmaya çalışan Arap soylular bilmezler ki;
Allah kelimesi de Türkçedir.
Altay Türklerinde “Al” El” kelimelerinden evrilerek “Alla” veya Allah kelimesi oluştu.
Hristiyanlığın kutsalı, haçta Türk’ün kutsalıdır.
Türkler; politeist Tanrı inancına bağlı iken
Haç işaretini Tanrısal bir imge olarak kullanırlardı.
Cengiz Han’ın mührü kamalı haç şeklindedir.
CENGİZHAN’IN MÜHÜRÜ
Bu kültürel motifler Hunlardan Hristiyanlara geçti.
Ve onlarda kurumlaştı ve kutsallaştı.
Kış bitiminde kutlanan Nevruz bayramı da Türk’ün kutsalıdır.
21 Mart Bahara giriş, aydınlık, canlılık, sevinç bayramıdır.
Bu iki bayram Türk’e has bayramlardır.
Türklerde bu bayramlar Tanrısal algı ile ve coşku ile kutlanmıştır
Bu bayramlar bizim zaman içinde oluşturduğumuz;
Türk’e has kültürlerdir.
Yılbaşı’nın yani; Noel’in hiç bir şekilde Hristiyanlıkla alakası yoktur.
Türkler ile Batı’ya geçmiştir.
Etrüskler tarafından Roma Şehri M.Ö 753 yıllarında kuruldu.
Romulus ve ikiz kardeşi Remus yetim bebekler iken,
Bir dişi kurt tarafından emzirilip büyütüldü.
Dişi kurt tarafından himaye edildi.
Bu simge Roma’da heykel halinde hala var.
Bu kurt sembolü Asya kökenli ve Turanidir.
Roma adı Romulus’un kısaltılmış halidir ve Türkçedir.
Nardogan bayramı Etrüskler’den,
Roma İmparatorluğunun Pagan Tanrılarının,
Bir emri olarak uygulana geldi.
Nardogan bayramının kozmik bir geçmişi vardır.
Gökyüzünde ki Ülker Kümesine 7 kardeş denir.
Bunlar kız kardeştirler.
Hala Beydağlarındaki köyümde,
Çocukluğumda saydığım o yıldızları,
Karanlık gecelerde severim ve okşarım.
O yıldızlardan 6 tanesi eski Türk inancında,
21 Aralık’ta Tanrısal olarak Dünya’ya soğuk üflerlerdi.
Bu üfleme kışın geldiğine işaretti.
Kışın kötü geçmemesi için, Türklerce toylar düzenlenir,
Kımızlar içilir, atlar, taylar kesilirdi.
Ülker Işık Kümesi Dünya ‘ya,
ÜLKER TAKIM YILDIZLARI
440 bin ışık yılı uzaklıkta olsa da,
Sevimli, yakın ve candan görünürdü,
Türk milletine.
Ülker Kümesinde ki 6 yıldız, soğuk üflerdi de Dünya’ya,
Diğer yıldızlar Gökkupbe’nin yere düşmemesi için çivilerdi.
Gökkupbe’nin düşmemesi içinde dua edilirdi,
İnanılan Tanrı’ya.
Türkler’de inanılan Tanrı 17. katta oturan Tanrı Karahan veya Kayrahan dır.
Oğlu BAYÜLGEN 16. Katta oturur.
Göğün 7. Katına kadar Kayrahan’ın çocukları,
Ayrı ayrı göğün katlarında oturarak evreni,
Ve tabiat güçlerini kontrol ederlerdi.
Hepsi ayrı bir Tanrı idi..
ön Asya’daki , Pagan Tanrılar, bu Türk inancının; evrilmesidir.
Tek Tanrılı dinlerde, Tanrı 7.katta oturur.
Üstü Türk’ündür Gökkupbe’nin.
Yeryüzünün ortasından bir ağaç yükselir,
17.katta ki Arşa.
Bu ağaç Akçam’dır.
Bu ağacı;
Başkurt, Çuvaş ve Kazan Türkleri hala Hayat Ağacı olarak inanılır.
HAYAT AĞACI
Akçam, Tanrı Bayülgen’inin;
Ve de ;
Uçmaklığın (cennet) gölgesidir.
Aynı zaman da Akçam göğün direğidir.
Türk’ün çadırının direği gibidir.
Çadırın orta direği önemlidir.
Çadırın orta ,direği bayrak direği, göğün direği ;
Kutsaldır Türklerde.
Türkler, ulu ağaçlara dinî algı yükler.
Akçam Türk’ün hayat ağacıdır.
Yılbaşlarında ki çam ağacı süslemesi Türk’lerden gelen bir adettir.
Bugün ki zamanda arap kültürel algısını içselleştiren beyin yapısı,
Bunu günah sayıyor.
Günah benim, sevap benim,
Sana ne be Softa.
Karışma Türk’e !
Türk’ün yarattığı bu kültürel algı, Avrupa’ya geçmiş ;
Pagan dinleri etkilemiş, dinlerce kutsallaştırılmış.
Aynen Türkler gibi kutlanır olmuştur,
Nardogan Bayramı.
Bizans İmparatoru Kostantın MS 324-337.
KOSTANTIN
21 Aralıkta kutlanan bu Pagan bayramını resmileştirmiş,
24 Aralık’a almış, Hristiyan’i bir kutsallık vermiştir.
İsa’nın doğumu olarak kabul edilmiştir bu tarih.
Bizde kabul edilen kutlu doğum haftası gibi.
Demre’li Aya Niko’la ile yılbaşının alakası yoktur.
Likya efsanelerinde Etrüksler’in etkisi vardır.
MÖ 3000 yıllarında Avrupa Kavimi olan Likyalılar ;
Anadoludan Turani Kavim olan Etrüksler’i,
Batıya doğru itmişlerdir.
Böylece kültürler harmanlanmış,
Bu efsanelerle Demre’li Aya Niko’la Ortadoks Aziz’i olmuştur.
Hristiyanlığı yayarken, Hapislere girmiş, acı çekmiştir.
Aziz kabul edilen bu kişi,
MÖ 342 ‘de Demre’de ölmüştür.
Kemiklerinin bir kısmı Haçlı seferleri sırasında,
Demre’den çalınmış, İtalya Bari’ye götürülmüştür.
DEMREDE AYA NİKOLA KİLİSESİ
Bütün bu olgular, binlerce yıldır oluşan Türk kültürü’nün;
Çeşitli Dini algılara bürünerek,
Günümüze kadar ulaşan, başarılı örnekleridir.
Yılbaşı’nın hiçbir Din ile alakası yoktur.
Türklüğün geleneksel bayramıdır.
Tarihi on üçbin beşyüz yıl öncelere dayanır.
Sümerler de Kuzeyden Bereketli Hilale inen Türklerdir.
Yılbaşı ve Nevruz bayramı Sümerler’dede vardı.
Gökte ki Tanrı İNANNA dişi Tanrı idi.
İNANNA DEMUZİ ve İNANNA
Yerde ki Tanrı Demuzi , erkek Tanrı idi.
Bu Tanrılar adına Sümerler bu bayramları kutlarlardı.
2018 yılına girerken ,
YEL ANA’ yı, AYAZ ATA’ yı kutsayın.
Unutmayın ki;
Tatlı serinliği, ve sevimli yüzü ile,
Sizleri ziyaret edecek;
Sofranıza bereket, ailenize neşe olacaktır.
Yeni yılınız ışıklarla dolsun.
NAR -DOGAN bayramınız kutlu olsun.
KAYNAK :
1.Prof. Doktor Muazzez İlmiye Çığ : Yılbaşı bir Türk Geleneği
2. Abdulkadir İnan : Eski Türk dini tarihi 1976 İstanbul, Şamanizm.
3. Pervin Ergül : Türk Kültüründe Ağaç Kültü.
4. Muharrem Yellice : Türk Töresi. Ziya Gökalp 1974 Mezuniyet tezi
(İstanbul Türkiyat Enstitüsü)
5. Murat Adji Türklerin ve büyük bozkırın kadim tarihi.
6. Bilim Ve Ütopya Aralık sayısı 1917