ANTALYANIN KAHYASI

Türel mi, Böcek mi?

ERDOĞAN KAHYA

Geçmiş yerel seçimlerde Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) geleneksel akşam yemeklerinden birinde sahneye sıralanır, tek tek yapacaklarını anlatırdı. Bu bir bakıma adayların iş adamları karşısında verdikleri sınavdı. Ne zaman ki; Ak Parti ilk seçimlerde tek başına iktidar oldu, onda sonra Ak Parti Lideri Erdoğan’ın talimatı ile hiçbir aday, rakip, ya da rakiplerinin karşısında ne toplantılarda, ne de televizyon programlarında çıkmadı, çıkamadılar. Geçenlerde Ankara Büyükşehir adayı Mehmet Özhakeseki, kendisini ekranlarda tartışmaya çağıran Mansur Yavaş’a, “Sayın Cumhurbaşkanımıza sorayım, kabul ederse neden olmasın” diye verdiği bu sözlerimin de kanıtıdır.

Önceki, gün akşam ANSİAD’ın bu misyonunu KONYSİAD üstlendi. Ancak adaylar birlikte değil, ayrı ayrı sahneye çıkarak projelerini tanıttı.

Öncelikle KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan’ı kutluyorum. Tarafsız bir duruş sergilediği ve adayların kendilerini anlatmaları açısından bir fırsat verdiği için.

Daha salondan çıkmadan sormaya başladılar; “Hangisini daha başarılı buldun?” diye…

Bunun cevabını şimdi vermek istiyorum:

Öncelikle sahnede duruşu, vücut dili, jest ve mimikleri ile Menderes Türel daha profesyoneldi.
Türel’in ekibinin hazırladığı “Yarının Antalyası sunumu” teknik olarak daha başarılıydı ve Türel, projeler ve Antalya görselleri arasında bir TV akşam haberleri sunucusu gibi kendini can kulağı ile dinletti. Bir tiyatro sanatçısı kadar da başarılıydı.
Yaptıkları ve yapacaklarını adeta ezberindeydi, kelimeler ve rakamlar ağzından uçuşarak çıkıyordu.
“Adaylar değil projeler yarışsın”, “Antalya siyasetin kısır çekişmelerine kurban edilemeyecek değerde bir şehirdir”, “Antalya benim aşkım” gibi sözleri ile Antalya sevgisi konusunda inandırıcıydı…

Böcek’e gelince;

Öncelikle Halk diliyle konuşarak samimi bir tavır sergilerken başarılıydı. Samimi görüntü verdi.
Projelerini anlatmak yerine, her ne kadar “Menderes Türel’le tartışma ortamı yaratmak istemiyorum” dese de, o’nun projelerini eleştirdi.
Üstüne basa basa İngiltere Büyükelçisi’nin kendisini ziyarete geldiğini söylemesi ve “bunun ne anlama geldiğini siz bilirsiniz” diyerek İngilizlerin kendisine destek verdiğini ima etmesi, siyaseten iyi olmadı. İngiltere Büyükelçisi’nin ertesi gün Büyükşehir’i de ziyaret etmesi ve başkan vekili ile görüşmesi de tabiri caizse “Gol” yedi…
Projelerle ilgili yanında getirdiği koca koca dosyaların görselini hazırlasa ve göstermek yerine ekrandan anlatsa daha başarılı olabilirdi.
Anlatımında ve sunumunda, konudan konuya atlaması, “25 yıllık politika hayatımda” sözlerini konuşmasının başından sonuna 12 kez tekrarlaması kendisine bir şey kazandırmadı. Sorular karşısında sinirlenmesi de dikkat çekti.

Genel olarak seçime 17 gün kala, Böcek’in ilk çıktığı Televizyon programından daha başarılı olduğunu söylemek lazım. Keşke; zamanı hoyratça kullananın kendisi olduğunu ve iki ay gibi bir sürede, aday belirleme sürecindeki kısır çekişmeler yerine bu tür toplantılarda neleri anlatması gerektiği konusunda danışmanlarından ders alsaydı…