ANTALYANIN KAHYASI

Siyasette küskünlük olur mu?

ERDOĞAN KAHYA

Aslına bakarsanız insan ilişkilerinde bile arkadaşa, eşe dosta veya konu komşuya kırgınlık, kızgınlık, küsmek veya benzeri kavramlar olmamalı… Ben şahsen böyle düşünüyorum. İnsanlar duygusal olabilir, bir söze bile incinebilir, ama hiçbir zaman kindar olmamalı… Bu ilkinden daha önemli, bence…

Siyasette durum ise daha bir farklı. Seçim dönemlerinde maalesef küskünlükler, kırgınlıklar, verilen görevi beğenmeme veya hiç görev alamama gibi olaylara sık rastlarız. Tepki olarak bir de başka partiye geçmek vardır. Bir de küçük yerlerde buna kıskançlık da eklenir.

“Madem ben seçilmedim, o da seçilmesin”

“Benim yok, o’nun da olmasın” kıskançlıkları olur.

***

Bu mesele nereden çıktı demeyin. Antalya’da siyasi partilerimizin hemen tümünde bu durumlar var. Kiminde aleni, kiminde gizliden, kimin de ise “Zamanı gelince görüşürüz” hesabı…

***

Kemer’de daha önce CHP’den Göynük Belediye Başkanlığı yapmış, Büyükşehir Yasası ile belde belediyelerin kapanması nedeniyle bu kez de Kemer’e aday adayı olmuş, emekli öğretmen Necati Topaloğlu, Mustafa Gül’ün aday gösterileceğini anlayınca hemen Ak Parti’ye geçip, oradan aday adayı oldu. Ak Parti yöneticileri kendisine bir söz verdi mi, ya da pazarlık söz konusu mu bunu bilemem ama bu olayda kırgınlıklık, kızgınlık, küskünlük hepsi de var gibi görünüyor.

***

Aynı şekilde Serik’de daha önce iki dönem Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Habalı İYİ Parti’den aday adayı oldu, isminin ittifak adayı olarak açıklanmasını beklerken eski Belek Belediye Başkanı Yusuf Mecek açıklanınca hemen DSP’ye başvurup adaylığı kaptı.

Etik mi, küskünlük mü, kırgınlık mı? Seriklilerin tabiri ile bilemeyeceenn gari…

***

Tersi de var. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal Büyükşehir adaylığını açıklarken, “Bu iş önce memleket meselesi” dedi. “Büyükşehir’e Aday adayı oluyorum ama partim beni ister Büyükşehir, isterse Muratpaşa için görevlendirebilir, isterse hiçbir görev vermeyip ‘sen dur! diyebilir. Her alternatif için de partime bir nefer olarak hizmet veririm” dedi

Başka örnekler de var:

CHP Balıkesir’de Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Ahmet Akın’ı açıkladı. Bir de “Haydi git çalış” dediler. O da hemen başladı seçim çalışmalarına. CHP-İYİ Parti arasındaki ittifak görüşmeleri ardından Ahmet Akın’a, “Seni adaylıktan çekeceğiz. Balıkesir’de MHP’nin adayını destekleyeceğiz” dediler.

Şok değil mi? Siz olsanız ne yaparsınız?

O beklediğinizi yapmadı ve “Parti Meclisi kararı ile aday gösterildim. PM kararı ile adaylıktan çekildim. Üzgünüm ama benden fedakârlık yapmam isteniyorsa, ülkem, milletim ve vatanım için gözümü kırpmadan yaparım. Adaylık benim kişisel meselem olamaz. Memleket meselesidir” dedi ve çekildi.

Aynı şekilde Mersin’de uzun zamandır aday olacağı konuşulan ve seçim çalışmalarını sürdüren Milletvekili Serdar Kuyucuoğlu Belediye Başkan adaylığı beklerken, CHP Mersin’de eski Milletvekillerinden Vahap Seçer’i aday gösterdi, Kuyucuoğlu bir mesaj yayınlayarak herkese teşekkür etti ve çekildi…

***

Yeniden Antalya’ya dönelim… Daha doğrusu Antalya CHP’ye…

CHP Parti Meclisi Antalya Büyükşehir için 5 aday adayı arasında Muhittin Böcek’i seçti. Parti içinde Böcek’i istemeyen bazı kişi ve gruplar bu karara saygı duyarak, Böcek’in arkasında olduklarını belirtip saf tuttular. Bu kez Böcek karşı atakla, kendisi hakkında ileri-geri konuştuğunu söylediği, Konyaaltı Başkan Adayı olarak Parti Meclisi’nin oybirliği ile seçtiği Semih Esen’in değiştirilmesini istedi. Olmadı. Ancak görünen o ki, CHP’de sular hala durulmadı. CHP’liler seçim çalışmalarına başlaması gerekirken, henüz birbirlerini yemekle meşguller.

Malum hikâyedir. Rahmetli Erdal İnönü CHP Genel Başkanlığı yaptığı dönemde toplu olarak gittikleri bir lokantada sipariş almak isteyen garsona şaka ile karışık;

“Yemeğe gerek yok, biz birbirimizi yeriz” demiş ya…

Sonuç olarak şunu söylemeliyim; önümüzde yerel seçimler var. Ne kavganın, ne küskünlüklerin, ne kırgınlıkların, ne de intikam ve kinlenmenin zamanı değil. Bu sözlerim bütün siyasi partiler için geçerlidir. Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları da düşünerek zaman; birlik olma zamanıdır.