ANTALYANIN KAHYASI

Neler oldu, neler?

ERDOĞAN KAHYA

Tabiri caizse biz gazeteciler 3 aydır seçimle kalkıp, seçimle yatıyoruz. Siyasetçilerin durumu bizden daha vahimdi. Gece-gündüz demeden koşturup durdular. Hele Büyükşehir adayları bir ülke büyüklüğünde 22 bin metrekarelik Antalya’yı karış karış arşınladılar. Ancak 640 kilometre sahile sahip Antalya’yı bu kadar kısa süre içinde dolaşmanın mümkün olmadığı da başka bir gerçek, tıpkı hizmetlerin her yere götürülemeyeceği gibi…

Tarihe not düşmek adına, bu seçim arifesinde neler olup bittiğine şöyle bir göz atmak, hafızalarınızdaki bilgileri de tazelemek istedim;

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; yarım asırlık meslek hayatımda böylesi ittifaklı, yerel değil genel seçim havasında, ülkenin adeta ikiye bölündüğü, grupların birinde yer almanın ihanet olduğu bir seçim yaşamadım.

Seçimin önemli bir yanı da, başta iş dünyası olmak üzere, toplumdaki hali-vakti iyi olan kesimin seçimle pek ilgilenmemesi, ya da öyle görünmesiydi.

Bir de seçimin son haftasına girdiğimizde bile hala kararsız seçmenlerin yüzde onların üzerinde olması belki de demokrasimizde ilklerden biri oldu.

Siyasi partiler açısından olaylara baktığımızda, şu değerlendirmeleri yapmak mümkün:

CHP kanadında aday adaylığı sürecinden başlayarak Büyükşehir Belediye Başkan adayı Muhittin Böcek’in kendisine özgüveni, “Ben aday adayı değil aday olurum, genel başkan beni şu tarihte açıklayacak” benzeri sözleri, ardından “Ben şu adayı isterim, o’nun yerine şu olacak, meclis üyelerini ben belirlerim” benzer sözleri ile de parti içindeki gücünü ortaya koydu. Ancak bu konuda ortaya koyduğu kavgalar yüzünden CHP seçim kampanyasına, rakibine göre yaklaşık 2 ay gibi önemli bir süre geç başlamak zorunda kaldı
Ak parti’de ise baştan itibaren, Menderes Türel’in teşkilatla ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte tam bir orkestra şefi gibi profesyonelce bir seçim stratejisi ve kampanyası yürüttüğünü söylemek mümkün
Bu seçimde ilk kez Fransızca kökenli “lansman” kelimesi dilimize girdi, adaylar projelerini düzenledikleri lansmanlarla tanıttılar. Bu arada ilk kez bu seçimde sosyal medya adaylar tarafından yaygın biçimde kullanıldı. Bu konuda Türel’in ekibi çok daha başarılı oldu.
Yine ilk kez adaylarımızın ağzından duymaya alışık olmadığımız “Antalya aşkı” ve “Antalya sevdası” sözlerini sık sık duyar olduk. Allah devamını getirsin…
Aday adaylığı sürecinde çok çalışan ancak aday olamayanların bir hatta bazen iki parti değiştirerek diğer partilerden aday olması, eskiden seçim sonrası yaşadığımız transferleri bu kez seçim öncesi yaşattı bizlere…
Cumhur ittifakını oluşturan iki Parti liderinin de sürekli “Beka” üzerinde durması kentli seçmende biraz rahatsızlık yaratırken, Cumhur adayı Menderes Türel’in propaganda çalışmalarında genel siyaset yerine projeler ve adayların yarışması gerektiği konusundaki söylemleri ve her kesimin oyunu istemesi bence tuttu.
Seçim kampanyalarında sona yaklaştığımızda biraz belden aşağı vurmalar, TAPE’ler, mesnetsiz iddialar, sosyal medyada videolar ortaya çıkmaya başladı. Muratpaşa adayı Ümit Uysal, Millet İttifakının Büyükşehir adayı Muhittin Böcek hakkında ortaya çıkan videolar, ispatı gerektiren iddialarla dolu olduğu için pek negatif bir durum yaratmadı.
Ancak teröristbaşı Öcalan’a özgürlük isteyen HDP’nin eski İl Başkanlarından birinin Kepez Millet İttifakı listesinde yer alması, devamında da yeni isimlerin ortaya atılması CHP’yi “PKK destekli seçim kazanmak istiyor” iddiaları nedeniyle oldukça güç durumda bıraktı. Ancak CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul’un bu kişilerin CHP’nin üyesi olduklarını söylemesi sonucu ne kadar etkiledi bilinmiyor.
Kepez’de yüzde 12’ler civarındaki Kürt kökenli vatandaşların oyu ile Süleymancıların buna yakın Antalya genelindeki oylarının kimi destekleyeceği gündemin sürekli önemli maddesi oldu. Bana sorarsanız Süleymancıların Alanya’da mevcut Başkan Adem Murat Yücel’i, Büyükşehir’de ise Menderes Türel’i destekleyeceklerini tahmin ediyorum. Ancak Kürt kökenlilerin oyu dağılacaktır. Tümünün tek bir ittifaka oy vermeleri beklenemez.